Çanakkale Merkez’deki Akçansa Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri, eski AK Parti İstanbul Milletvekili Yücel Arzen Hacıoğulları tarafından tasarlanan ve “Türkiye Yüzyılı” temasını işleyen tiyatro oyununu sahnelemeye zorlandı. Veliler oyunun siyasi propaganda içerdiğini belirterek yönetime başvurdu, ancak yönetimden velilere ve öğrencilere daha fazla baskı geldi.
Oyun, “Kim Var? Sanat Etkinliği Projesi” adıyla yürütülüyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 30 Ekim 2025 tarihli belgesiyle onaylanan etkinlik, Türkiye genelinde 18 ilin Güzel Sanatlar Liselerinde yapılması planlandı. Belgeye göre, etkinlik öğrencilerin teknik becerilerini geliştirmeyi hedefliyor. Etkinlik Ortaöğretim Genel Müdürü Halil İbrahim Topçu imzasıyla yürütülüyor ve Bakan Yusuf Tekin’in ‘OLUR’ notu bulunuyor.

Piyeste, “Türkiye Yüzyılı” kavramı merkezî tema olarak işleniyor. Ece karakteri, öğrencilerin bu hedef doğrultusunda yetiştirilmelerini savunuyor: “Türkiye Yüzyılı bir hedefse biz onun istikameti olacağız. Çünkü biz kalemle yürüyen, irfanla duran ve imanı yüreğinde taşıyan bir gençliğiz.”
Diğer karakterler de propagandayı güçlendiriyor. Mert, “Türkiye Yüzyılı dediğimiz şey bir iddianın yeniden ayağa kalkışıdır. Bu iddia, başkalarının gölgesinde yaşamayı reddeden bir duruştur” derken; Elif, “Türkiye Yüzyılı’nın gençliği olarak kendimizi sadece bu zamanın değil, bu mekanın da sorumlusu addediyoruz” sözleriyle oyundaki mesajı pekiştiriyor.
Oyun boyunca ‘Maarif Modeli’ ve “Türkiye Yüzyılı” temaları sürekli öne çıkarılıyor. “Şarkı 3: Utansın” bölümünde öğrenciler, Maarif Modeli’ni överken derslerin canlandığını ve müfredatın bu doğrultuda şekillendiğini dile getiriyor.
“İslam’ın Son Ordusu” ve “Sakarya Türküsü” bölümlerinde ise dini ve milliyetçi vurgular ön plana çıkıyor. Melih karakterinin okuduğu dizelerle oyundaki mesaj daha da pekiştiriliyor: “Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi! Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi! Ta ki yükseldin ezanlarla müeyyed namın. Galip et, çünkü bu son ordusudur İslam’ın!”
İlke TV, Çanakkale’deki bir öğrenci velisine ulaştı. Gördüğü baskı nedeniyle ismini vermek istemeyen veli, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Metni çocuğumun çantasında gördüm. Çocuğumun yaşı küçük, on sekiz yaşın altında olduğu için bu tür konularda bizim rızamız olması çok önemli. Çocuğumuz siyasi maşa olmasını istemedim. ‘Velimin rızası yok, oyunda yer almayacağım’ diyerek öğretmenlerine gitmesini söyledim. Ama okul bu oyunun zorunlu olduğunu söylemiş çocuğuma.”

Velilerden müdüre şikayet, müdürden velilere hakaret
Çocuğunun oyunda oynamasına rıza vermediğini belirtmesine rağmen çocuğunun oyuna zorlandığını ifade eden veli sözlerini şöyle sürdürdü:
“Oyunda çok fazla siyasi içerik var. Ben metinden bazı sayfaların fotoğrafını çekip veli grubuna attım. Veliler de görünce inanamadı ve tepki göstermeye başladı. Sınıf öğretmeni daha sonra grubumuza birini ekledi. Eklenen kişi okul müdürüymüş. Okul müdürü ‘oyunun oynanması zorunlu’ gibi şeyler yazdı ve sonra da bu grubu iletişime kapattılar.”
Bu dayatmaya karşı çocuğunun haklarını korumak için çabalayan veli daha geçen gün çocuğunu okuldan almaya gittiğinde hâlâ oyun provasında olduğunu belirtti:
“Benden bir izin belgesi alınmadığı halde çocuğum provaya sokulmuş. Çocuklara bu oyuna katılırlarsa sözlü notları ve proje notlarından 100 verileceği, tatile götürülecekleri söylenmiş. Oynamazsa okul kapanacak diyerek de çocukları korkutuyorlar. Ödül ve ceza mantığıyla 18 yaş altındaki çocuklarımızı oyunda oynamaya zorluyorlar.”
Velinin iddiasına göre okul müdürü, velilere hakaret de etti:
“Okula hemen dilekçemi yazdım, kızımın bu oyuna oyuncu ya da izleyici olarak katılmasına iznim yoktur diye. Sonra bu dilekçeyi müdüre yolladım. Gece saat 12 ‘yi geçerken okul müdürü olduğunu söyleyen kişi bana hakaret etmeye başladı. O okuldaki öğretmen arkadaşımız aracı oldu müdürle buluşmamız için. Biz de okula gittik. Ben okula gittiğimde başka veliler de vardı. Müdür bize yine hakaret etti, ‘Dilekçe gönderdiğim halde çocuğumu hala nasıl oyuna katıyorsunuz?’ diye sordum ve karşılığında çok çirkin ifadelerle karşılaştım. Bu çocukların ifadesini aldım, diğer çocukların da ifadesini alacağım gibi hoş olmayan şeyler söyledi.”
Oyunda yer almak istemeyen öğrencilere disiplin soruşturması
Öğrenci velisinin verdiği bilgiye göre oyunla ilgili itiraz yükselten öğrenciler disipline sevk edildi.
Okul, ‘oyuna katılmak istemedikleri’ için soruşturma başlattığını söylemiyor tabii ki, ancak öğrencilerin Instagram paylaşımlarını gerekçe gösteriyor. Öğrenciler “Okullar siyaset yeri değildir” şeklinde paylaşımlar yapmışlar. Bu paylaşımlar disiplin soruşturmasına konu edilmiş.
Öğrenci velisi çocukların birbirinden görerek bu paylaşımları yaptıklarını, aileler olarak çoğunun paylaşımları da sonradan gördüğünü sözlerine ekledi. Ancak zaten bu paylaşımdaki ifadeler okulun sitesinde daha önce yayınlanan bir metinden alınmış.
“Okullar siyaset yeri değildir paylaşımının nesi sakıncalı? Siyaset yeri mi yazsalardı çocuklar disipline gitmemek için?” diye soran veliler, çocuklarının yalnızca sanat eğitimi almak için okula gönderildiğini ve baskı altında bırakılmalarının kabul edilemez olduğunu ifade etti:
“Biz çocuklarımızı bilimsel ve laik bir eğitim için okula gönderdik. Çocuklarımız siyasete alet edilemez. Baskı altında hissediyoruz, disipline sevk edilmesi bizi çok tedirgin ediyor.”
‘Oyun müfredatın parçası değil, veli rızası şart’
Söz konusu olayla ilgili İlke TV’ye konuşan Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı İnal Akoğlu ise oyunda sıklıkla geçen “Türkiye Yüzyılı” ibaresi üzerine “Bu zaten bir partinin siyasi propagandası. Bu nedenle biz bu oyuna ilk başından beri karşı çıktık. Bu çocuklar güzel sanatlar öğrencileri, sanatla, bilimle haşır neşir olmaları lazım. Neden bir siyasi partinin propagandasını yaptırıyorsunuz?” eleştirisini sundu.
Oyunun pek çok ilde 18’i aşkın okulda sahnelenmesi için “ciddi bir bütçe” ayrıldığına da dikkat çeken Akoğlu, Eğitim-Sen olarak her gün her öğrenciye ücretsiz bir öğün yemek ve içilebilir sağlıklı su talep ettiklerini ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın yıllardır buna kaynak ayırmadığını hatırlatarak “İş böyle projelere ve ÇEDES’e geldiğinde paralar akıtılıyor” dedi.
“Böyle bir oyunda oynamaları için veli izni şart mı?” diye sorduğumuz Akoğlu, “Burada velilerin izninin alınması şarttır. Veli izni vermeden öğrenciler bu oyunda yer alamaz. Velilerden izin istenmedi. Velilerin rızası alınmadı. Bu oyun müfredatın parçası değil, sınav değil. Öğrencilerin buna katılması zorunlu olamaz” yanıtını verdi.
Okul idaresinin velilere yönelik tutumunu da sorduğumuz Akoğlu, “Aslında okul idaresi de zorunlu tutuluyor, bakanlık üzerinden yazı gelince onlar da baskı altında hissediyor muhtemelen. Okula talimat gidiyor sonuçta. O açıdan okul idaresini de kısmen anlayabiliyoruz” ifadeleriyle okul idareleri üzerinde bakanlığın baskısının hissedildiğine dikkat çekti.
Akoğlu’na göre okullarda siyasi ve dini propaganda sadece “Kim var?” projesiyle sınırlı değil; Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesi imamların ve Kur’an kursu hocalarının MEB okullarındaki öğrencilere “manevi danışman” adı altında “değerler eğitimi” verdiğini hatırlatan Akoğlu, “maarif model” olarak uygulanan eğitim modelinin “bilimsellikten, kamusal eğitimden uzak bir model” olduğuna dikkat çekti:
“Müfredatın içini boşlattılar. Kendi siyasal görüşlerine uygun bir nesil yetiştirmek istiyorlar. Eğitim siyasallaştırılamaz, hiçbir dine göre eğitim şekillendirilemez Siyasal iktidarın müfredatla ilgili yaptığı tüm akıl dışı, bilim dışı, demokratik ve laik olmayan uygulamalara karşı olduğumuz gibi Çanakkale’de uygulanmak istenen bu projeye de karşı çıkmaya devam edeceğiz.”
Tüm bu eleştiriler ve iddialar üzerine, Akçansa Güzel Sanatlar Lisesi’nin resmî internet sitesinde yer alan iletişim numarasını arayarak okul yetkilileriyle görüşme sağlamaya çalıştık. Ancak çağrılarımıza yanıt alamadık. Söz hakkı vermek amacıyla okul müdürüne ait dahili numarayı da aradık, fakat müdür telefonlarımızı yanıtlamadı.




