CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, PM üyesi Baki Aydöner, önceki dönem CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu ve gazeteci Fatih Altaylı’yı ziyaret etti.
Ziyareti sonrası açıklama yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ‘yolsuzluk’ iddiasıyla tutuklanan CHP’li Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu’ya ilişkin olarak şunları söyledi:
“Hasan Mutlu’yu MHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı arıyor. Hasan Bey’in eşi de dinliyor bunu. Cuma sabah da AKP İstanbul İl Başkan Yardımcısı arıyor. ‘Yarın sabah alacaklar seni. bize geçeceğini söylersen durdurabilirim’ diyor. Hasan Mutlu savcıya da söylüyor bunu. Burası hukuk devleti mi?
AKP ve MHP’nin yöneticilerinin Hasan Mutlu’yu aradığını Mutlu savcıya söyleyerek kayda geçirdi. Telefon kayıtlarında var. Devlet Bey istediği zaman kayıtlara ulaşabilir. İddianame niye yazılmıyor, daha malına mülküne çökülecek çok şirket hapis korkusuyla davet edilebilecek daha çok belediye var görülüyor.”
Ziyaretin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özel, Yalova Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca hakkındaki soruya karşılık şunları söyledi:
“Yalova Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca, büyük bir dosyayı AK Parti’ye giderek hapse girmekten kurtuldu. Kendisi hakkında dünya kadar Yalova’da belediye meclis üyelerinin ve belediye başkan yardımcılarının ifadeleri vardı. Ondan kurtulmak için aynı o şekilde gitti. Bir diğeri Şehitkamil Belediye Başkanı, CHP’deyken dünya kadar laf çıktı. Önce partiden istifa etti. CHP’liler işten attı. Yetmediler, sonra AK Parti dokuz kişilik dosyayı yedi-iki diye ayırdı. Yedisini yargılıyor, ikisine takipsizlik verdi. Ondan sonra da AK Parti’nin bünyesine kattı. Diğer tarafta da Aydın’daki topuklayan topuksuzu, ciğersizi zaten biliyorsunuz.”
‘Hollanda’da mı acaba duruyor birilerinin yatları’
Özel, “Bayrampaşa’daki belediye meclis üyelerinin değişmesi ihtimaline karşı Bayrampaşa’da bir tedbir aldınız mı? İBB Meclisi’nde meclis üyeleri nasıl değişiyor bu süreçte” sorularına şu yanıtı verdi:
“Bütün güçleriyle İBB aritmetiğini bozmak için uğraşıyorlar. Bütün güçleriyle Bayrampaşa’yı, aynı Gaziosmanpaşa gibi hırsızlamak için uğraşıyorlar. Manavgat’ta dört kişiyi tutukladılar. Dördü istifa etti. Dört daha tutukladılar. O dördü de istifa etti. Olmayınca şimdi önemli kısmını saldılar. Yani düşünün bir belediye meclisinde çoğunluk sağlayıp belediye başkanvekilliği kendilerine geçsin diye buna tenezzül eden ve bunu hazmeden, bunu yapmayı akıl eden insanlar var. Yani mesela AK Parti’de Hayati Yazıcı mesela, Hayati Yazıcı’ya biri sorsun. ‘Bu kadar mide bulandırıcı bir sürecin siz neresindesiniz’ diye sormak lazım mesela Hayati Yazıcı’ya. Aklıma gelen bir isim olduğu için söyledim. Mesela Akın Gürlek’e de şey sormak lazım: İki yabancı takım maç yaparsa hep Hollanda’yı tutuyormuş mesela. ‘Neden, Hollanda ile niye ilgin var’ demek lazım. Hollanda’da ne yemekler… Yemek nereden çıktıysa… ‘Ne yemekler yendi’ diyecektim herhalde, diye sormak lazım. Bir de ‘Tekne var mı’ diye sormak lazım değil mi? Hollanda’da mesela tekneler var, güzel. Türkiye’de beğenilen yatlar… ‘Hollanda’da mı acaba duruyor birilerinin yatları’ diye sormak lazım, değil mi mesela? Bunlara bir açıklık getirmek lazım. Akla takılan böyle şeyler oluyor. Hayati Yazıcı bu işlerin neresinde diye bakmak lazım. O yüzden mesela Hayati Bey’e bir mikrofon tutulursa o da derse ki ‘Ben bu çirkinliklerin hiçbir yerinde yokum.’ Ben bunu tekrar ederim, ‘Hayati Bey böyle demiş’ derim.
‘Bayrampaşa’da süreci Özgür Çelik takip ediyor’
Özel, “Bayrampaşa Belediyesi Meclisinden tutuklu üyelerden istifalar var mı?” sorusuna da “Şimdi avukatları üzerinden yapmaları gereken birtakım işlemler var. Ondan sonra tabii bu tutukluluk hallerinin devam edeceği görülerek, Bayrampaşa’dan tüm arkadaşlarımızın istifa etmeyle ilgili iradeleri var. Birkaç arkadaşımızın istifası yeterli olacaksa öyle yaparız. İBB’ye zarar vermemek için. Karar tamamen kendilerinin. Ama Bayrampaşa Belediyesi’nin vekil eliyle el değiştirmesinden medet umanların buradaki arkadaşlara, eğer belediyeyi alırlarsa, ‘Bunlar çıkarsa belediye geri gidecek’ diye içeride tutacakları belli. İşin bu tarafının görülmesi lazım. Dün akşam mahkemede o belediye meclis üyelerine mesela demişler ki birine, ‘Birisi işe girmek istemiş. Çocuğunun işe girmesine yardımcı olmuşsun, sana gömlek almış.’ Bundan tutuklama yapıyor adam. Yarından sonra salacak da seçimi bekliyor. Böyle bir iç içe geçmişlik durumu var. Sayın Özgür Çelik süreci takip ediyor, yönetiyor Bayrampaşa’da. Biz de arkadaşlarımızla görüştük. Gerekli adımları atacağız” yanıtını verdi.
‘Şantaja boyun eğmeyenler buraya getirildi’
Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uçakta basın mensupları ile yaptığı sohbetteki “İyi niyetle gittiler ama temiz siyaset için bize geliyorlar” şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine şu yanıtı verdi:
“İyi niyetle gideni söylesin. O kendisinden Yeniden Refah’a katılanları söylüyor, ‘İyi niyetle gittiler’ diye. ‘Şimdi geri geliyorlar’ diyor. Öyle bir şey yok. Hepsi CHP’nin adayları. Anketlerle ve ön seçimlerle belirlenmiş adaylar. Siz onlara şantaj ve tehdit yapıyorsunuz. Şantaja, tehdide boyun eğmeyip ‘Ben öyle namussuz adam değilim’ diyen dün sabah, bugün sabaha karşı buraya getirildi. Arayan AK Parti İl Başkan Yardımcısı’na ‘Beni kendinizle karıştırmayın, ben partimi satacak namussuz adam değilim’ dedi. Biraz önce. İçeri atıldı. Bunu diyemeyenler de AK Partili Belediye Başkanı olarak göreve devam ediyorlar. İki Özlemler, bir de Yasemin. Güzel güzel isimleri de nelere alet ettiler ya. Türkiye’deki bütün Özlemlerden, bütün Yaseminlerden özür diliyoruz.”
‘Televizyonlarda ‘CHP kurultayına bir iptal başvurusu daha’ yazdırmak için yapıyorlar’
Özel, Çankaya İlçe Seçim Kurulu’nun pazar günü yapılacak olağanüstü kurultaya ilişkin yapılan başvuruyu reddetmesine ilişkin olarak şunları kaydetti:
“Bu yapılanlardan sonuç alamayacaklarını biliyorlar. Seçim hukukunda CHP zaten çok dikkatli. Zaten bütün partilerin Yüksek Seçim Kurulunda temsilcileri var. Onlar yıllardır alınan kararları, içtihatları biliyor. YSK ve ilçe seçim kurulları önceki kararlarıyla uyumsuz işler yapmazlar. Çok olağandışı bir şey olmadığı takdirde uyumsuz işler yapmazlar. Zaten bunlar sorulduğunda, şimdi birlikte milletvekilliği yaptık. Sayın Recep Özel’in de mesela bu bir asliye hukuk mahkemesinin gidip de kurultay iptalini falan, ‘Seçim hukukunu askıya alır ve olmadık sonuçlar doğurur’ diye bir değerlendirmesi vardı. Eleştirileri vardı bu tip şeylere karşı. Yani bu mesele iki kere ikinin dört ettiği gibi belli de partiyi tartıştırmak için. Yani bu soru bana sorulsun diye, benim nefesim tükensin diye, televizyonlarda ‘CHP kurultayına bir iptal başvurusu daha’ yazdırmak için yapıyorlar. Sonucun değişmeyeceğini bile bile.”
‘AK Parti yargısı yönlendirmesiyle CHP kurultaylara zorlanıyor’
Kurultay davasında çıkan erteleme kararının sorulması üzerine Özel, şöyle konuştu:
“Bir hukuk mahkemesi olarak bu davanın reddedilmesi gerekiyor. Doğru terim bu. Son ara karara baktığımızda da dava redde doğru gidiyor. Biz zaten bu davaların açılamaması gerektiğini düşünüyoruz. Yoksa kesinleşmiş seçimden sonra, kimsenin mazbatasının garantisi olmaz. Yani bir asliye hukuk mahkemesi yarın Erdoğan’ın seçimini iptal etse, yerine kayyım atasa. Eskiden birlikte görev yaptığı kişilerden birini ‘Kayyım olarak atadım oraya’ dese, bugünkünden bir farkı yok. Yani buna ‘Yok canım olmaz’ diyen herkesin, öbürüne de ‘Yok canım olmaz’ demesi lazım. İstanbul’daki Asliye Hukuk 45’in kararı için söylüyorum. Ankara’daki bize kurulan ara karar da hem İstanbul’un yapılacak olağanüstü kongresinin, hem bizim olağanüstü kongremizin sonuçlarının dosyaya dahil edileceğini söylüyor. İstanbul’da yürüyen başka bir dava buraya sonuç doğurur mu, bunlara bakmak açısından zaten bunlar bizim tezlerimiz ve doğru tezler. Doğru talepler. Bunların oraya eklenmesine verilen karar da doğru. Reddettiği taleplere baktığınızda da Yüksek Seçim Kurulu’nun reddetmesi gibi onlar da hukukun gereği doğru adımlar oldu. Hiç olmaması gereken bir dava ertelendi diye sevinecek halimiz yok. Ama bu karar bizi üzen bir karar değil. Çünkü bir yandan ilçe seçimleri sürüyor. İl seçimlerimiz sürüyor ve o güne kadar bitecek. Kurultay delegelerimiz tamamlanmış olacak ve iki yıl bittiğinde kurultayı yapabiliyorsunuz. 5 Kasım’ı takip eden günler içinde kurultay kararımız alınmış olacak. Bu noktada artık herhangi bir davanın konusu kalmıyor teker teker. Bundan önce verilen hem Sarıyer İlçe Seçim Kurulu’nun hem YSK’nın sıralı kararları buraya işaret ediyordu. Bizim açımızdan bir sıkıntı yok. Ama hani sevindiniz mi? Sevinmedim. Rahatladınız mı? Rahatsız değildim, sıkılmıyordum ki rahatlamış olayım. Bana bu soruyu ilk sorduğunuzda da ‘Sonuç alamazlar, süreci takip ediyorlar partiyi yıpratmak tartıştırmak için’ dedim. Kurultay tartışması, dava tartışmalarını boşu boşuna konuşmayın. Çünkü bunlar sırf size CHP’yi tartıştırmak için. Tartıştıranlara söylüyorum. Boşu boşuna uğraşmayın. Anketlerden inadına yine birinci parti çıkıyoruz. Hapırsanız da köpürseniz de millet bunu satın almıyor artık. Millet nasıl Ekrem İmamoğlu’ndan rüşvetçi, hırsız, irtikapçı falan çıkmayacağını biliyor, bu davanın siyasi olduğunu biliyor, bir kör kuruş bulamadıkları biliyor. O yüzden böyle bir tane ortası delikli kuruş, bir kör kuruş yolsuzluk ispatlanmamış. Millet bunu da biliyor. ‘CHP birbirlerini yiyorlar, kurultay yapıyorlar’ değil. AK Parti yargısı yönlendirmesiyle CHP kurultaylara zorlanıyor ama böyle kurultaylardan birleşerek çıkıyoruz. Biz kurultayda kavga edersek parti küçülür. Böyle kenetlenince parti büyür. Bugün işte İstanbul’da il kongresinin iki tarafı bir olmuş, güle oynaya kongreye gidiyor. Biz dedik ‘İstanbul’un 196 delegesi, doğal 60 Parti Meclisi Üyesi, YDK oy kullanmasın ve imza vermesin. Bin 40 imzayla güle oynaya kurultaya gidiyoruz hep beraber. O yüzden parti çatışmadıkça küçülmez. Partide de çatışacak halimiz yok. 31 Mart zaferinden sonra neyine çatışacağız? Veya bu kadar parti bütün anketlerde 50 yıl sonra birinci parti çıkıyorken, moraller bu kadar yüksekken parti küçülmez hiç uğraşmasınlar.”
n, İçişleri Bakanı’nın itibarına bakın’
Özel, İçişleri Bakanlığı’nın Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu’yu tedbiren görevden uzaklaştırdığının hatırlatılması üzerine şunları söyedi:
“Bu beklenen karar, tutukluluk varsa mecburen olacak. İçişleri Bakanı artık ‘Allah bir dese’ güvenim, itimadım kalmadı. ‘Adresim değişti, ben oturacağım’ diyorum. Hani diyor ya kiracıya ‘Sen çık, oğlumu evlendireceğim. Ben oturacağım.’ Bunu işleme koymayan, kayyım orada otursun diye hukuksuzluk yapan İçişleri Bakanı. ‘İki kere iki, dört eder’ dese kerrat cetvelinden kontrol etmek lazım. Böyle bir adam yani. Hiçbir ilkesi kalmamış, hiçbir etik değeri kalmamış, utanmayan, yalandan korkmayan, pişkin, böyle bir adam. Ama şimdi bu aldığı karar, ‘Haksız karar’ diyemeyiz. Tutuklandıysa alınacak bu karar. Ama öyle bir hal yaratmış ki… İçişleri Bakanlığı’nın mecburen orada bu kararı alması gerekiyor prosedür gereği, ona bile şüpheyle yaklaşılıyor. Memleketi getirdikleri hale bakın, İçişleri Bakanı’nın itibarına bakın. Görevi gereği tutuklanınca belediye başkanı görevden el çektirecek, yerine bir vekil seçilsin diye tarih belirleyip, yazı yazacak. Bunun ilk adımını atıyor, buna da güvenmiyor millet. Neden? Çünkü her türlü haksızlığa, adaletsizliğe partizanca yaklaştığı için. Hepimizin evi, işyeri, malımız, mülkümüz, canımız kime emanet? İçişleri Bakanlığı’na, onun emrindeki polis ve jandarmaya. Başındaki adamın haline bakın.” (MA)