• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Özel: Bahçeli’nin açıklamalarını kıymetli buluyoruz, çağrısı kıymetlidir

Özel: Bahçeli’nin açıklamalarını kıymetli buluyoruz, çağrısı kıymetlidir

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Türkiye’nin ağırlaşan hukuki davalardan süratle kurtulması, adaletin eksiksiz tecellisi sağlanmalıdır” sözlerine verdiği yanıtta, “Devlet Bey’in çağrısı kıymetlidir. Adli tatilin bitmesiyle iddianame verilmeli ve yargılama safhasına geçilmelidir” ifadelerini kullandı.

Özel: Bahçeli’nin açıklamalarını kıymetli buluyoruz, çağrısı kıymetlidir
Özel: Bahçeli’nin açıklamalarını kıymetli buluyoruz, çağrısı kıymetlidir
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 12 Ağustos 2025 13:57

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, basın mensuplarının sorularını yanıtladı ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Özgür Özel’e, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Türkiye’nin ağırlaşan, belediyeler başta olmak üzere pek alana yayılan ve yoğunlaşan hukuki davalardan süratle kurtulması, sonuçta adaletin eksiksiz tecellisi sağlanmalıdır” açıklaması soruldu.

Özel, verdiği yanıtta, “Sayın Bahçeli’nin ve MHP’nin genel başkan yardımcılarının belli bir süredir sağduyuya davet eden ve olması gerekeni hatırlatan açıklamaları var. Bu konuda dünkü açıklamayı da kıymetli buluyoruz” dedi.

“Devlet Bey’in çağrısı kıymetlidir” diyen Özel, “Adli tatilin bitmesiyle iddianame verilmeli ve yargılama safhasına geçilmelidir. Çünkü bu Ak Toroslar çetesi, işi perişan etti Türkiye’deki hukuk sisteminin” ifadelerini kullandı.

‘Sahte diploma’ soruşturması hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamaya da yanıt veren Özel, “Şimdi diyor ki ‘kurullara saldırıyorlar.’ Devlete saldırmış FETÖ’yle birlikte bu devlete siz saldırdınız. 15 Temmuz günü Meclis’in üstünde uçan uçağı o pilotun altına veren de, Genelkurmay’ın önündeki insanları ezen tankı onlara veren de siz, FETÖ’ye ‘ne istedilerse verdik’ diyen sizsiniz. Sizin devlete saldırmak geleneğinizde var. Veriler çalınmış, elektronik imzalar toplanılmış, sahte diplomalar üretilmiş, bu devlete saldırmaktır… Devleti çaldırmış, bize ‘devlete saldırmayın’ diyor” diye konuştu.

Özgür Özel’in açıklamaları şöyle:

“Sayın Bahçeli’nin ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkan Yardımcılarının belli bir süredir sağduyuya davet eden ve gerçekten olması gerekeni hatırlatan açıklamaları vardı. Bu konuda dünkü açıklamayı da son derece kıymetli buluyoruz.

Bir kez de ben ifade edeyim. Biz ne yargılanmaktan kaçıyoruz, ne soruşturulmaktan kaçıyoruz, ne müfettişten kaçıyoruz. Ama biz şundan yıldık. Bir savcı görevlendirildi. Siyasi bir makamdan olmaması gerektiği gibi yani İstanbul’a Cumhuriyet Başsavcılığına onlarca o yükü taşıyabilecek, en adilane bu görevi yapabilecek çok değerli hukuk insanları varken bir siyasiyi yolladılar oraya, bir bakan yardımcısını yolladılar. Hedefine koymuş Ekrem İmamoğlu’nu aday yapmamayı, diplomasını iptal etmekten tutun da bu bütün süreçleri fevkalade hukuksuz bir şekilde yürütüyor. İlk günden beri sabahın köründe, bir yalan atıyorlar ortaya, güye soruşturma gizli, 560 milyar rüşvet yakalandı. 144 gün geçti, bir kör kuruşunu ispat edemediler. Gizli tanık yarattılar. Gizli tanıklar çöktü. Şimdi iftiracılık mekanizmasının ne hale geldiği ortada. Herkesin yanına yolladıkları, bir tane bunu bilmeyen yok, herkesin yanına yolladıkları bir avukat, herkese gidip ‘Savcı benim arkadaşım, bak şu, dediğimiz gibi ifade verdi, serbest kaldı.’ Bu konuşmaların tamamı yaşananlarla uyumlu. ‘Filanca savcı ile Whatsapp görüşmesi var. Pazartesi günü size şunu getireceğim’ diyor, hakikaten o pazartesi onu götürmüş, dediği ifadeyi vermiş ve serbest kalmış. Son derece uyumlu. İşin içine para karıştı, işin içine tehdit karıştı, işin içine şantaj karıştı, insanları çocuklarıyla, eşleriyle tehdit karıştı. Biz bu sürece karşıyız.”

Rezan Epözdemir soruşturması

“Sayın Bahçeli’nin, ‘Bir an önce bu yargının kendi içindeki çatışmalı süreçleri sona ermelidir’ dediği mesele dün akşam yaşananlarla nasıl doğrulandı? Sayın Bahçeli öğle saatlerinde söyledi. Akşam saatlerinde bir avukat bilmediğim bir konuda bir şeyle suçlanıyor. AK Parti’nin bir kanadı avukatın serbest bırakılmasına, öbür kanadı da avukatın bu suçlarının kabul edilmesine yönelik Akın Gürlek’e baskı yapıyorlarmış, kendileri itiraf ediyorlar. ‘Akın Gürlek bu baskıyı İBB soruşturmasında görmedi’ diyorlar. AK Parti’nin iç hesaplaşmasında. Bir grup, ‘Avukatın telefonu açılmadan bırakılmasın’ diyor, öbürü, ‘Aman o telefon açılmasın’ diyor. Bunu da benden duymuyorsunuz, Devlet Beyden duymuyorsunuz, AK Partililerden duyuyorsunuz. Her pazar ne diyecek diye paylaşımı beklenen birisinden duyuyorsunuz. Ya da AK Parti’nin söylediği her sözü birçok kanalda son dakika olan, önceki dönem milletvekillerinden, yöneticilerinden duyuyorsunuz.

Gerçekten hani Tayyip Bey zamanında söyledi ama ‘At izi it izine karıştı’ dedi. Şimdi ne atın izi belli, ne itin izi belli. Hepsi birbirinin içinde. Felaket bir durumdayız. Devlet Beyin çağrısı kıymetlidir. Adli tatilin bitmesiyle, iddianame verilmeli, yargılama safhasına geçilmelidir. Çünkü bu AK Toroslar çetesi Türkiye’deki hukuk sistemini perişan etti. Hiç olmazsa duruşmanın savcısı, duruşmanın hakimi, bakalım orada da inşallah Akın Gürlek’in özel ayarladığı bir mahkemeye, ne bileyim işte ‘14’üncü Ağır Ceza’ya denk getirecek’ diyorlar. Kendi yardımcılarının olduğu geçmişteki. O bütün şüpheli kararların verildiği. Buradan samimiyetle bir şey söylüyorum. Bir komisyon kurulsun. Hukuk hocalarından. Geçmişi en parlak savcı kimse İstanbul’a başsavcı olsun, verdiği doğru kararlarla. Geçmişi en parlak, hukuk açısından en doğru isimlerden hakim olsun. Heyet oluşsun. Ne karar veriyorlarsa boynumuz kıldan ince. Bizde rüşvet yok, irtikap yok, yalan yok, zimmet yok. Ama bize karşı iftira var arkadaşlar, suçumuz iktidara geliyor olmak. Biz iktidarı konuşmak yerine iftiraları konuşuyoruz.

Kendin gelirken İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde bütün suçlarla suçlanacaksın, hepsinde tutuksuz yargılanacaksın, ceza aldığında bile Yargıtay beklenecek. Telefonla cezaevine davet edileceksin. Bizim seçilmiş ve üç kez üst üste seçilmiş büyükşehir belediye başkanımızın sabah 05.00’te kapısına 100 tane polis dayanacak. O günden bugüne bıktık. Devlet Beyle zaman zaman tartışmalı süreçlerimiz oluyor. Zaman zaman çok farklı görüşlerde oluyoruz. Ama aklın yolu bir. Bu sürecin ne MHP’ye faydası var, ne AK Parti’ye, ne Türkiye’ye faydası var. Bakın bize zararı var mı? Elbette acı çekiyoruz, zararı var. Ama bu kadar zulmde, zulme uğrayandan çok zulmeden ve zulme susan zarar görür. Devlet Bey bir süredir o tutumdaydı zaten görüyor o gelişmeleri. Zulme susmama kararını vermiş. Devlet Bey bu süreçlerin tamamında bizi haklı buldu diye bir şey çıkarmıyorum. Devlet Bey, ‘Yargılama olsun, bir de yargı içi kavgalar son bulsun’ diyor.

AK Parti içinde bir çatışma değil, bu çatışma dağın başında bir köy kahvesinde olsa çatışma olduğunu hepimiz biliyoruz. AK Parti’de son derece önemli ve etkili isimler birbirine girmişler ve şunu ifşa ediyorlar. ‘Gruplar çatışıyor’ diyorlar. ‘Gruplar baskı yapıyor’ diyorlar. Bir de şunu söyleyeyim yani. Şimdi çıksın Adalet Bakanı… ‘Türkiye’de yargı bağımsızdır.’ Akın Gürlek’e AK Parti’nin iki kanadından birden baskı telefonları gidiyorsa nasıl yargı bağımsızmış? Akın Gürlek niye çıkıp açıklama yapmıyor ‘Bu iddialar asılsızdır. Üzerimizde hiçbir baskı yoktur’ diye? Akıl almaz bir noktadayız arkadaşlar. Tuzun koktuğu, paçalardan pisliğin aktığı bu noktadayız. Bu noktadan sonra Türkiye’de gerçekten hani bir samimiyet gösterseler? Kuralım bir masa ve komisyon daha? Temiz eller operasyonu gibi yargıdaki bu cerrahati bir temizleyelim? Şöyle bir şey olur mu? Bu soruşturma gizli değil mi, arkadaşlar? Gizli. Bu soruşturmada verilen her ifadede, savcılık eliyle avukatlara veriliyor. O ifadeyi alıyor. Muhataplarına gidip ‘Bak böyle bir ifade  vermişsiniz, savcı bana verdi. Böyle verirsen seni bırakacak.’ Durumuna göre ‘Bir de şöyle bir şey yapman lazım’ diyor. O kısımlar zaten iyice perişanlık.”

Meclis’teki komisyon

“Bize Meclis Başkanı’nın taahhüdü, bu konuda görüştüğümüz herkesin taahhüdü şu: ‘Bu komisyon hiçbir partinin komisyonu değil.’ Bunu anlamayan, anlayamayan bir kişi varsa o da Abdullah Güler. Daha komisyon çalışmaya başlamadan ne dedi? ‘Komisyonun bütün görüşmeleri kapalı olacak’ dedi. Biz de dedik ‘Öyle bir şey yok.’ MİT’in geldiği ve MİT mensuplarının güvenliği gereği, yabancı istihbarat örgütlerine karşı, Türkiye’deki çeşitli örgütlere karşı güvenliği gereği o gün kapalı oldu, bakın bugün açık. Abdullah Güler, sürekli her şeyi AK Parti’nin olarak görür. Bu komisyon AK Parti’nin komisyonu gibi çalışacaksa Abdullah Güler’le birlikte çalışırlar. Bu komisyon milletin ihtiyaç duyduğu bir süreci yöneten bir komisyon olarak çalışacaksa kimse öyle ‘Kafama göre şunu hazırladım, bunu getir dedim’ diye bir şey söylemeyecek. İçeriğine girmeksizin şunu söylüyorum. Bu komisyon Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletin komisyonudur. Bu komisyon bir partinin komisyonuna dönüştürülmeye çalışılırsa çalışan yanlış yapar, ya sonunda geçen seferki gibi mahcup olur ya da tek başına o komisyonda oturur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanıt

“Olay dün ortaya çıksa, bugün konuşulsa bu kadar vahim olmaz. Olay geçen yıl olmuş. Yüzlerce sahte diploma ve bir süredir bu sahte diplomalılar gerçek diplomalıların giremediği işlere girmiş ve yükselemediği yerlere yükselmiş. Bunların da hemen hepsi AK Parti’ye yakın insanlarmış. Şimdi diyor ki ‘Kurumlara saldırıyor.’ Ya FETÖ ile birlikte bu devlete siz saldırdınız. 15 Temmuz günü Meclis’in üstünde uçan uçağı o pilotun altına veren de Genelkurmay’ın önündeki insanları ezen tankı onlara veren de siz. FETÖ ile birlikte. ‘Ne istedilerse verdim’ diyen sizsiniz. Sizin devlete saldırmak geleneğinizde var.

Veriler çalınmış, elektronik imzaları kopyalanmış, sahte diplomalar üretilmiş. Bu devlete saldırmaktır. Devletin saygınlığına saldırmaktır. LGS soruları çalınmış. Bu devlete saldırmaktır. LGS sınavında örneğin bilindik bir AK Partili’nin Anadolu’da bir şehirde çocuğu birinci oldu. Bu çocuk da zan altında şimdi. Neden? Devletin güvenilirliğini ortadan kaldırdınız. Geçmişte FETÖ’nün soruları çaldığı dönemlerde işe girmiş, hakkıyla girmiş insanlarda da bir soru işareti yarattınız. Devlet adil olur, devlet eşit olur, devlet güçlü olur. Sen devletin ensesine vur, ağzındaki lokmayı al. Böyle boynundaki zinciri çal. Ondan sonra ‘Devleti ne hale getirdiniz?’ deyince ‘Devlete saldırıyorlar.’ Devleti acz içinde kılmak, verisini çaldırmak, MİT’in verilerini çaldırmak geçmişte TikTokçu Hakan Bey’in zamanında, Emniyet İstihbarat’ın verilerini çaldırmak, bütün vatandaşların TC numaralarını çaldırmak… Daha ne olacak? Cumhurbaşkanı’sın, arkandaki beş yaverin beşi de FETÖ’cü.

Devleti çaldırmışsın ya. Şimdi ‘Devlete saldırıyorlar’ diyor. Devlet bırakmadın ki. Eskiden devlet bir sürü yanlışına ve bir sürü hatasına rağmen yine de milletin ‘Devletimiz var olsun’ dediği, ‘Devletimize feda olsun’ dediği… Şimdi bakıyorsun devlet kimlerin ellerinde heba olmuş yahu. Biz ‘Devletimize feda olsun’ noktasında devletimizin heba olduğu bir noktaya geldik. Tayyip Bey bunun farkında değil. Bunun farkında değil. Ülkenin Başbakanı’nın makam odasına böcek yerleştirdiler. O yerleştirenleri devlete Tayyip Bey ve arkadaşları yerleştirdiler. Devleti çaldırmış, bize ‘Devlete saldırmayın’ diyor.”

Özgür Özel, Türkiye Harp Malülleri, Gaziler ve Şehit Dul Yetimleri Derneği, Türkiye Muharip Gaziler Derneği ile Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı Genel Başkanları ve üyeleriyle, Türkiye Harp Malülleri, Gaziler ve Şehit Dul Yetimleri Derneği Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Görüşmede CHP Genel Başkan Yardımcıları Yankı Bağcıoğlu ve Murat Bakan da yer aldı. Özel, burada da kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.