CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, konuşmasına geçmeden önce İYİ Parti’den istifa eden Adnan Beker’e rozet taktı. CHP’li Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in tutuklanmasına tepki gösteren Özel, “İktidarda kalmak için bunu yapıyorsanız, avucunuzu yalarsınız” dedi.
Belediyelere yönelik soruşturmalar
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’li belediyelere yönelik hukuki baskılara değinerek, Esenyurt ve Beşiktaş belediye başkanlarının ardından Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de yargı sopasıyla karşı karşıya bırakıldığını söyledi. “Suçu ne? Beykoz’u AK Parti’nin elinden almak” diyen Özel, gece yarısı yapılan baskınların hukuka aykırı olduğunu hatırlattı.
Madımak davası kararları
Özgür Özel, Madımak katliamı sanıklarından bazılarının serbest bırakılmasına ilişkin olarak, “Sivas katilleri için ‘iyi halden yararlanabilirler, terör örgütü üyesi değiller’ kararı üzerine aslında insanlığa karşı bir suç olduğu için zaman aşımı olmayacağı halde bazı sanıkları zaman aşımından yararlandırtanlar bu sefer de AYM kararını araçsallaştırarak şubat ayı içinde 29 caniden 23’ünü serbest bıraktılar. Erdoğan zaman aşımı kararı için ‘milletimize hayırlı olsun’ demişti. Sayın Erdoğan Kartalkaya’da da, Madımak’ta da yakanlardan biz de yananlardan tarafız” dedi.
Edip Akbayram’ın ardından
Özel, Edip Akbayram’ın vefat haberini büyük üzüntüyle öğrendiğini belirterek, “Edip Akbayram yalnızca şarkılarıyla hepimizin hayatında büyük iz bırakan bir sanatçı değil aynı zamanda yaşantısıyla da bizlere örnek olan bir mücadele insanıydı. Her daim işçinin, emekçinin, ezilenin hikayesini anlattı. Kendi tabiriyle ‘ezilenlerin melodik sesiydi’. Cumhuriyetin sanatçısıydı, cesaretini halktan alıyordu. O yüzden herkesin ‘hocaefendi’ diye peşinden koştuğu zamanlarda FETÖ örgütünün ödülünü reddetme cesareti gösterdi. Her dönemin insanı olmadı, her dönem insanlıktan yana oldu. Bu salonda bulunan herkes ne zaman ayağımız takılsa ayağa kalkarken hep onun bir şarkısıyla ayağa kalktı. Zaman zaman seçimleri kaybettik bir sonraki seçimler için ‘inanın çocuklar motorları maviliklere süreceğiz, güzel günler göreceğiz’ dedi. Edip Ağabey haklı çıktı. Ankara’da, İstanbul’da güzel günler görmedik mi? Edip Ağabey sana söz veriyoruz, güzel günler göreceğiz ve senin huzuruna bir kez de böyle geleceğiz” diye konuştu.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış
“Türkiye, geniş tanımlı kadın işsizliğinde yüzde 38’le tarihi zirvede. Kayıt dışı işlerde çalışan kadınların oranı ise yüzde 34. Bu tablo kadınların emeğinin sistematik olarak görmezden gelindiğinin, sömürüldüğünün en önemli kanıtı. Türkiye’de en önemli sorun kadına karşı şiddet. 2024 yılını 445 kadın cinayetiyle kapattık, 2025’in kısa iki ayında rakam 64’ü buldu bile. Kadınların maruz bırakıldığı şiddetin kaynağı sistemin ta kendisi. Bu ülkede ne oluyorsa bu kadınlara iyi gelmiyor. Bu konuları uzun uzun konuştuk. Meclis çatısı altında kadınlara sözümüzü bir kez daha hatırlatalım; 100 yıl önce olduğu gibi 100 yıl sonra da umut Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarındadır. İktidar olduğumuzda Meclis’e geldiğinizde gözünüzün içine bakarak bu günü hatırlatacağım ve ‘size verilen sözün mutluluğu ile çıktım, İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe aldı TBMM’ diyeceğim.”
Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı hakkında
Özel, “Biz bu sorunun demokratikleşme adımları atılarak, kanunlar yapılarak bu meclis çatısı altında çözülmesi gerektiğini söylüyoruz” dedi.
Özgür Özel, Kürt sorununun çözümü için Meclis’i işaret etti. Kürt sorununun “demokratikleşme” ile çözüleceğine vurgu yapan Özel, sürecin “doğru, samimi ve şeffaflıkla yürütülmesi” gerektiğinin altını çizdi.
CHP Genel Başkanı Özel, şunları söyledi:
“CHP her daim tarihsel büyük bir tutarlılıkla Türkiye’de Eğer vatandaşları sorunum var diyorsa o sorunu görmeye kabul etmeye ve çözmeye kararlı bir partidir. Geçmişi külliyatı bundan doludur. Türkiye’de Kürtler meselem var diyorsa Kürt meselesi vardır. Tayyip Erdoğan bu sorunu çözmeye gelmiş bunu iddia etmiş sonra savrulmuş bu sorunu inkar etmiş bir siyasetçidir.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm meselelerin demokratik yollarla çözülmesini savunan bir parti olarak 1 Ekim tarihinde Sayın Bahçeli’nin gidip DEM grubunun elini sıkmasıyla başlayan süreci dikkatle özenle temkinle ve kendimize yakışan tarihi sorumluluğumuzu taşıyarak takip ediyoruz.
CHP DEM Parti ile görüştüğünde terörist ilan ediliyorken, kayyım atamaya itiraz ettiğinde eleştirilmişse, CHP’nin bir belediye başkanı taziye için telefon açtığı için terör örgütü mensubu kabul edilip içeri atılırken heyet görevlendirmesinin önü açılıyorken CHP’ye bir özür bile dilemiyorlar. Bu sorunun Meclis çatısı altında çözülmesini savunuyoruz. Demokratikleşme adımları atılarak, kanunlar yapılarak çözülmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Tam bir samimiyet, şeffaflık ve toplumsal mütabakatla sürdürülmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.
Gazeteciler, Gezi tutukluları, Kürt’ü Türk’ü yerel yönetimciler içerideyken, kayyım uygulamaları devam ediyorken bu ülkede bir çözüm mümkün olmaz. Çıkar ilişkilerine dayalı bir ilişki olursa bu işin sonunda Kürtler de Türkler de kaybeder.
Bu yol ancak tam demokrasi ile olur. Kim Kürt sorunu çözülsün istiyorsa, bilhassa DEM Parti, demokratikleşme paketinde yer almalıdır.”
Kartalkaya’daki otel yangını
“Bu olumsuz gündemi yaratan biz değiliz ama gündemde olanları yalnız bırakacak değiliz. Pazar günü Kadın Kolları Genel Başkanımızın önerisiyle Kartalkaya’daydık. Karanfilleri bıraktık, duamızı yaptık ve Bolu’da hayatını kaybeden bir aileden 8 kişiyi mezara koymuş bir dedenin yanındaydık. Bu büyük acı 40’ıncı gününde, yüreğimizde bir mum kaldı. Biz o bir mumu Soma için söndürmüyoruz, Afyon için de, Çorlu tren kazası için de, Ermenek için de söndürmüyoruz. Madımak için de söndürmüyoruz. Nerede yüreğini o mum yakmaya devam edenler varsa, ahlaklı insanlar varsa onlara söz veriyoruz; unutmuyoruz, unutturmuyoruz, affetmiyoruz ve hesap soracağız. Bir yanda rapora korsan diyen sonra mahcup olan Adalet Bakanı koltuğunda otursun. Bir yanda ’10 güne hakim karşısına çıkacaklar’ deyip suspus olan İçişleri Bakanı otursun, bütün raporlar sorumluluğunu işaret ettiği halde 78 candan sorumlu Turizm Bakanı otursun. Onları atayan Recep Tayyip Erdoğan’a şunu söylüyorum; bu işin siyaseti, bakan koruması, yandaş kayırması olmaz. O canların hesabı sorulmadan o ateş sönmez. Bunu ya hissedeceksin ya hissedenlere saygı duyacaksın.”
Halk TV’ye destek açıklaması
“Bir yandan Halk TV davası görülüyor. Suat Toktaş Silivri’de bugün özgürlüğüne kavuşmasını umuyoruz. Serhan Asker’in, Kürşad Oğuz’un, Barış Pehlivan’ın, Seda Selek’in yanındayız. Ekrem başkanımızın uğradığı haksızlığı haber yapmaya çalışan arkadaşlarımızı yargılıyorlar. Kuvvetli bir heyetle İstanbul’da yanlarındayız.”
İstanbul Barosu davası
“Dünyanın en büyük barosu İstanbul Barosunu seçimle alamadılar. İkinci baro açılması için olmadık kanun çıkarttılar. Başaramadılar. Şimdi ‘terör’ yaftası yapıştırarak kayyım atamaya çalışıyorlar. Baronun davası var. Oradayız.”