Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve diğer parti yöneticilerini ziyaret etti. Ziyaretin ardından Özel, yaptığı açıklamada tutuklamalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Özel, “Değerli arkadaşlar, yine bir çarşamba günü Silivri’de 15,5 milyon vatandaşımızın oylarla Cumhurbaşkanı Adayı gösterdiği, Cumhurbaşkanı Adayımız, yapılacak ilk seçimde milletimiz takdir ettiği takdirde ülkenin bir sonraki Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret ettim” dedi.
Özel, seçim çalışmalarına hız verdiğini belirterek, “Yarın Adana, Cuma Antalya, Cumartesi Malatya, Pazar da Adıyaman’dayız” dedi. Erdoğan’a yönelik açıklamalarda bulunan Özel, “Böyle bir faraşı alıp elimize Erdoğan’ın Türkiye’nin başına musallat ettiği bütün pislikleri süpürüp gidip uygun olan yere dökeceğiz ilk seçimden sonra. CHP olsa olsa faraş partisi olur böyle bütün Türkiye’deki pisliklerinizi alıp çöpe dökeceğiz inşallah ilk seçimde” ifadesini kullandı.
Ziyaret ettiği isimlerle ilgili ayrıntıları aktaran Özel, Mustafa Keleş’in durumuna dikkat çekti. Keleş’in, “26 yaşında bir inşaat mühendisi. Yıllardır kendi adına çalıştığı, yani kendisinin maaşla çalıştığı bir şirkette ve sadece babasının direncini kırmak, oğlunu cezaevinde esir tutarak burada babasına, arkadaşlarına iftira attırmak üzerinden kurulan bir oyun var.” ifadelerini kullandı.
Zeydan Karalar’ın tutuklanması: Adana’nın vicdanına sığmıyor
Özel, Zeydan Karalar’a yönelik suçlamalara da tepki gösterdi:
“Zeydan Karalar, Adana’nın Adana gibi Başkanı. Bütün Adanalıların sevgilisi. Her seçimde daha fazla oy alarak Adana’da rekor üstüne rekor kıran Zeydan Başkan’ı alıp buraya koydular. 14 yıl önce AK Partili belediyenin yapmış olduğu bir ihale ve o ihalenin sonunda bundan yapılan ödemeler ve daha sonra da o ihalenin yenilenmemesi söz konusu… Adana’nın vicdanına sığmayan, kimselerin kabul etmediği, Zeydan Başkan’a yapışmayacak ve 14 yıl geriye dönük, üstüne Seyhan’ı yönetmiş bir belediye başkanının tutuklu olması kabul edilemez.”
‘İmamoğlu’nun suçu Erdoğan’ı yenmek’
Ekrem İmamoğlu’nun suçlamalarına ilişkin ise Özel, “Onun suçu; üç kez üst üste Erdoğan’ı yenme suçu. Erdoğan’ın adaylarını yenme ve henüz Erdoğan’a yenilmeme suçu.” değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan’a ‘Hodri meydan’ çağrısı
Özel ayrıca, “Bugün Sayın Erdoğan grup konuşmasında, ben yurt dışındayken kısık sesle söylüyor diye gülüyor gençler. Beni cezaevinde ondan haber alamaz bulunca yine arkamdan atmış tutmuş. Ne diyor? ‘Biz bunları defalarca yendik.’ Defalarca yendin de yenilmez sen değilsin. Sen son seçimde bana yenildin. Dört seçimdir Ekrem İmamoğlu’na yenildin. Türkiye’de bir yenilmez varsa, o da Ekrem İmamoğlu.” dedi.
Siyaset sahnesinde kararlılıklarını sürdüreceklerini belirten Özel, “112 gün oldu, dimdik ayaktayız. Ahmet Özer 255 gün oldu, dimdik ayakta. Seçime kadar, o sandık gelene kadar buradayız. Kendine güveniyorsa 2 Kasım Pazar getirsin sandığı, alalım boyunun ölçüsünü. Böyle atıp tutmakla olmuyor.” diye konuştu.
‘Kozlarınızı paylaşalım’
Özel, Erdoğan’ın seçim takvimine ilişkin eleştirisini ise şöyle dile getirdi:
“Erdoğan, seçimden kaçmaktadır, milletten kaçmaktadır. 2 Kasım seçildiğinin 2,5’uncu yılıdır, beş yıllığına seçildi, tam yarıda. ‘Süreyi sonuna kadar kullanacağım’ diyor bugün. Kullanırsan bir daha aday olamıyorsun. Bak ne güzel teklif. Tam 2,5’uncu yılda gel, 2,5 senden 2,5 benden. Biz 2,5 yıl katlandık sana, 2,5 yılı koy ortaya, ben de 2,5 yıl koyuyorum ortaya. Seçilirsen yap beş yıl daha Sayın Erdoğan. Normalde aday olamıyorsun, erken seçim olursa oluyorsun. Yarısı senden, yarısı benden. Kampanyaya bak, kaçırma bu fırsatı. 2 Kasım günü gel, kozlarınızı paylaşalım.”
‘Benim adayım hazır’
Sözlerini “Benim adayım hazır. Salmasan dahi adayım hazır. Onun bir vesikalık fotoğrafına seni yeneceğiz. Ama bir vesikalık fotoğraftan korkup seçimden kaçan Erdoğan’ı da 81 ilde bu millete şikayet edeceğim.” ifadeleriyle sürdüren Özel, önümüzdeki günlerde yapılacak ziyaret ve mitinglere dair de bilgi verdi:
“Yarın gündüz bütün belediye başkanlarımızla Ankara’dayız. Akşam Adana’dayım, öbür gün Antalya’dayım, dahası gün Malatya’dayım cumartesi günü. Pazar günü de Adıyaman’dayım. Benim enerjim tükenmez, azmim kırılmaz, inadımdan kurtulamazsın. Sandığı getirene kadar seni bütün Türkiye’de seçmenlere, bütün dünyanın da demokratlarına şikayet edeceğim.”
Silah bırakma süreci: ‘Bu son fırsat, son derece önemsiyorum meseleyi’
Özel, Abdullah Öcalan’ın yayınlanan videosu ve silah bırakma açıklaması hakkındaki soruya şöyle yanıt verdi:
“Ben videoyu görmedim ancak bir silah bırakma töreni yapılıyorsa, bırakılan şey silahsa doğrudur. Ben silahların ele alınmasını yanlış, bırakılmasını, yakılmasını doğru bulurum. Sonuçta nasıl yönetilecek, ne olacak işin o kısımlarında daha bir belirginlik yok. Ama terör örgütü silah bırakıyorsa, biz bunu çok olumlu bir şey olarak görüyoruz. Ben terörsüz Türkiye’nin, terörsüz ve demokratik Türkiye’nin hepimizin ortak hedefi olması gerektiğini düşünüyorum. 21’nci yüzyılın ikinci çeyreğine geldik. 25 yıl bitti, ikinci 25 yıl başlayacak. Bundan önceki 100 yılda birçok dezavantajımız, Birinci Dünya Savaşı ve bizim İkinci Dünya Savaşı’na girmememiz, gelişmiş ülkelerin birbirini perişan etmesinden sonra çağı ucundan yakaladık ve bugünlere kadar geldik. Bu sefer kaçırdığımız çağ, bu yapay zeka çağı, bu inovasyon çağı, bu yüksek teknoloji çağı, bu çağı kaçırdığımızda yöneten ülkelerden değil; yönetilen ülkelerden, hizmet eden ülkelerden olacağız. Bunu ne Türk’ün çocuğu hak ediyor, ne Kürt’ün çocuğu, ne Laz’ın çocuğu, ne Çerkes’in çocuğu. Bizim Avrupa Birliği’nin tam üyesi, bütün dünyaya entegre olmuş; vizesiz dolaşım haklarına gençlerin sahip olduğu; güçlü ülkeler arasında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler arasında yerimizi almamız, onları aşmamız lazım. Onun için terör sorunundan kurtulmamız gerekiyor. Terörsüz Türkiye, demokratik Türkiye ikinci 25 yılda dünyayı yakalayacak ve geçecek. Bu son fırsat, bunu kaçırmamak için son derece önemsiyorum bu meseleyi. Üzerimize düşeni de fazlasıyla yapıyoruz.”