• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi: Baskı ve sansürün olduğu yerde direniş de vardır

Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi: Baskı ve sansürün olduğu yerde direniş de vardır

Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi, İstanbul’da düzenlediği buluşmada, sansür ve otosansürün sanat üzerindeki baskılarını tartıştı.

Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi: Baskı ve sansürün olduğu yerde direniş de vardır
Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi: Baskı ve sansürün olduğu yerde direniş de vardır
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 8 Ekim 2024 19:55

Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi, İstanbul’da 5-6 Ekim tarihlerinde düzenlediği “Mevcut İktidarın Kültür Politikaları ve Sansür ve Otosansür Baskısında Kültürel Kapan” temalı buluşmasının ardından kapsamlı bir sonuç bildirgesi yayımladı. Bildirgede, sansür ve otosansürün sanat ve kültürel üretim üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekildi ve direnişin önemi vurgulandı.

Buluşmada gerçekleştirilen oturumlar ve forumlarda, katılımcılar sansürün ve otosansürün yarattığı baskılar hakkında deneyimlerini ve önerilerini paylaştı. Bildirgede, sansür ve baskının yalnızca siyasal iktidar eliyle değil, devlet dışındaki aktörler tarafından da sistematik olarak uygulandığına işaret edildi. Ayrıca, yaratılan korku ikliminde otosansürün de yaygınlaştığına tanıklık edildiği belirtildi.

Neo-liberal politikaların yarattığı rekabetçi ortamın sanatçıları “girişimci” yapma çabasının, yaratıcı ve devrimci öfkeyi depresif bir duruma sürüklediği ifade edildi. Bildirge, baskı ve sansürün sadece sanat ürünlerini değil, insanlar arasındaki bağları zayıflatmayı hedeflediğini ve eylemsizliği olağan hale getirmeye çalıştığını vurguladı.

Kamusal mekanların kapılarının çeşitli bahanelerle sanatçılara kapatıldığı, kültürel etkinliklerin engellendiği ve kamusal alanın daraltıldığına dikkat çekildi. Bildirgede, toplumsal hafızanın bir parçası olan çok kültürlü, çok dilli ve çok renkli sanatın, devletin tek tipleştirme ve ötekileştirme politikaları ile bulanıklaştırılmaya çalışıldığı belirtildi.

Bildirgenin sonunda belirlenen yol haritasında, sansürü ve yasakları tanımlama, ifşa etme, kültürel çeşitliliği öne çıkarma, kamusal kaynakların kullanımını talep etme, sanata erişim hakkını savunma ve toplumsal hafızayla sanatı buluşturma gibi eylem planları sıralandı. Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi, bu eylemleri kamusal sorumluluk olarak gördüğünü ve kararlılıkla devam edeceğini ifade etti.

Sanatın özgürleştirici bir eylem olduğunu vurgulayan bildirge, kültürel ve toplumsal hakların savunulmasının örgütlenme zorunluluğunu ortaya koydu. İnisiyatif, sanat alanına emek veren herkesi mücadeleyi büyütmeye çağırdı ve baskı ile sansür karşısında direnişin ve özgür sanatın var olacağını duyurdu.

Bildirgenin tamamı: 

*Sansürün ve baskının yalnızca siyasal iktidar eliyle değil, devlet kurumları dışında da pek çok aktör tarafından sistematik olarak uygulandığı bir süreçten geçiyoruz. Yaratılan korku ikliminde oto sansürün de yaygınlaştığına tanıklık ediyoruz.

*Neo liberal politikaların dayattığı rekabetçi ortam sanatçıyı ‘girişimci’ yapmayı amaçlarken, üretken, devrimci öfkeyi de depresif hale dönüştürmek istiyor. Baskı ve sansürün bıraktığı izler sadece sanat ürünlerini değil, aramızdaki bağları da zayıflatmayı hedefliyor. Birlikte ses çıkarmanın modası geçmiş bir eylemlilik olduğu fikri yayılarak eylemsizlik olağan hale getirilmek isteniyor.

*Hakkımız olan kamusal mekânların kapıları, türlü bahanelerle kapatılıyor, konserlerimizin, oyunlarımızın, gösterimlerimizin, sergilerimizin seyirciyle buluşması engelleniyor. Bu engellerle kamusal alan bir yandan daraltılırken, bir yandan da tek tipleştiriliyor.

*Toplumsal hafızanın bir parçası olan kültür sanata yönelik müdahalelerle, yaşadığımız coğrafyanın çok kültürlü, çok dilli, çok renkli hafızası bulanıklaştırılmak isteniyor. Kültür sanat alanına uygulanan sansürün, yaşamın diğer alanlarına yönelik devletin tek tipleştirme, ötekileştirme ve özel savaş politikalarının bir devamı olduğunun da farkındayız.

*Yasakları ve sansürü açık biçimde tanımlamayı, afişe ederek hem yaşadığımız coğrafyada hem de uluslararası alanda duyurmayı,

*Yalnızca siyasal iktidar düzeyinde değil kendi alanlarımızda da sansürü açık veya örtük biçimde destekleyenleri ifşa etmeyi,

*’Makbul’ modelleri ve temsilleri dayatanlara karşı yerel hafızayla buluşan kültürel çeşitliliği öne çıkarmayı,

*Hakkımız olan kamusal kaynakların ve mekânların kullanımını ısrarla talep etmeyi, *Sanata erişim hakkından mahrum bırakılanlarla sanatın buluşmasını sağlamayı,

*Toplumsal hafızanın bir bütün olduğu bilinciyle, sanatı eşit yurttaşlık talebiyle buluşturmayı, Baskılanan, sansürlenen sanatın karşısında, direnen sanatın ve direnen sanatçıların da var olduğunu duyurmayı, kamusal sorumluluğumuz olarak görüyoruz.

*Sanat, özgürleştirici bir eylemdir. Bu eylemi harekete geçirerek, kültürel ve toplumsal haklarımızı savunmak için örgütlenmenin bir zorunluluk olduğunu görüyoruz. Baskı ve dayatmalar sonucunda kendi alanlarımıza çekilip, üzerimize giydirilmeye çalışılan bir tür sindirme halini reddediyoruz. Baskı ve sansürün olduğu her yerde direniş de vardır, direnişin olduğu her yerde de özgür sanat! Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi’nin eylem ve etkinliklerinin kararlılıkla ve çeşitlenerek devam edeceğini beyan ediyor, kültür sanat alanına emek veren herkesi, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.

 

(JINNEWS)