• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Referandumun üzerinden 8 yıl geçti: Mesud Barzani’den açıklama

Referandumun üzerinden 8 yıl geçti: Mesud Barzani’den açıklama

KDP lideri Mesud Barzani, 25 Eylül 2017’de yapılan referandumun yıldönümü nedeniyle yayınladığı mesajda, vatanın kağıt üzerinde bir haritadan ibaret olmadığını belirtti. Yoğun tartışma ve tepkilere yol açan referandumunun üzerinden sekiz yıl geçti. Referandumu kime ne kazandırdı, ne kaybettirdi?

Referandumun üzerinden 8 yıl geçti: Mesud Barzani’den açıklama
Referandumun üzerinden 8 yıl geçti: Mesud Barzani’den açıklama
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 25 Eylül 2025 12:17
  • Güncellenme: 25 Eylül 2025 12:23

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi, 25 Eylül 2017’de bağımsızlık referandumuna gitti. Yüksek Seçim ve Referandum Komisyonu’nun verilerine göre sandığa gidenlerin yüzde 92,7’sinin ‘Evet’ oyu verdi.  Seçime katılan kişi sayısı 3,3 milyon, katılım oranı da yüzde 72,61 oldu. Yoğun tartışma ve tepkilere yol açan referandumunun üzerinden sekiz yıl geçti. Peki referandumu kime ne kazandırdı, ne kaybettirdi?

Mesud Barzani: Vatan kağıt üzerinde bir harita değildir

KDP lideri Mesud Barzani bağımsızlık referandumunun sekizinci yıldönümünde sosyal medya platformu X üzerinden açıklama yaptı. Barzani mesajının devamında ise şu ifadeleri kullandı:

“Vatan, kağıt üzerinde bir harita değildir, aksine kandır ve damarlarda dolaşır. Bugün ekilen, yarın biçilir.”

Referandum kararı nasıl alındı?

Irak Kürdistan’da iç siyaset o dönem referandumun çevresinde şekillendi. KDP Başkanı Mesud Barzani görev süresini aşmıştı ve 1 Kasım’da gerçekleşecek seçimlere kadar da sembolik olarak da olsa bağımsızlık sürecini başlatmak istedi.

Aynı zamanda referandum Birleşmiş Milletler’in (BM) tanıdığı bir devlet olabilmek ve Irak’tan çıkmak için gerekli uluslararası desteği sağlamak adına, Kürtlere verilmiş bir talimat.

Irak Kürdistan Yönetimi, 1991 Körfez Savaşı’nın sonunda Saddam Hüseyin’in güçleri Irak’ın kuzeyinden çekildikten sonra kendi parlamentoları, bakanlıkları ve askeri güçlerini oluşturarak özerk oldu.

7 Haziran 2017’de Kürdistan Bölgesi’ndeki bazı siyasetçiler ve siyasi parti temsilcileri, dönemin Irak Federal Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani başkanlığında bir araya gelerek, 25 Eylül’de Kürdistan’ın bağımsızlığı için referandum yapılmasına karar verdi.

Ulusal ve uluslararası tepkiler nasıl oldu?

Referandum kararı, kısa bir süre sonra bölgesel ve uluslararası tepkilere neden oldu.

Uluslararası düzeyde Kürdistan Özgürlük Hareketi (Tevgere Azadi) gibi bazı partiler boykot kararı alırken, diğer bazı taraflar ise “Şimdi hayırlı değil-Niha Nexêr” hareketi ilan etti.

Türkiye ve İran referandumun düzenlenmesine karşı çıkarken, Irak Başbakanı Haydar El İbadi, referandumun yasadışı ve anayasaya aykırı olduğunu ifade etti.

Irak Parlamentosu referandumun düzenlenmesini reddeden bir karar çıkardı. Parlamento ayrıca14 Eylül’de, referandumun düzenlenmesi gerektiğini savunan Kerkük Valisi’ni görevden aldı.

İran ve Türkiye, Irak ile birlikte Kürdistan Bölgesi’ndeki sınırları ve havaalanlarını kapatmakla tehdit etti. Kürdistan Bölgesi sınırında da askeri tatbikatlar gerçekleştirdi.

Birleşmiş Milletler’in Irak temsilciliği ise referandumda herhangi bir rol üstlenmeyeceğini söylerken, herhangi bir uluslararası gözlemci oy verme işlemlerini takip etmedi.

Referandum kararı öncesi tartışmalı bölgeler

IŞİD 2014 yılında Irak’ta birçok vilayet ve ilçeyi işgal etmelerinin ardından yönünü tartışmalı bölgeler olan Kerkük, Xurmatu, Mahmur, Şengal, Hawice’e çevirdi. Anayasası’nın 140’ıncı maddesine göre bu bölgelerin statüsü Irak’ın tavrı nedeniyle bir türlü belirlenmedi. Tartışmalı bölgelerden birçok alan IŞİD’in kontrolüne geçti.

IŞİD’in saldırıları sonrasında Irak güçlerinin bölgeden çekilmesiyle yoğun bir mücadele yürütüldü. Bu alanların IŞİD’ten alınmasıyla birlikte özellikle Kerkük’te meclisler, farklı grupların temsiliyeti için kurumlar kuruldu. Irak bayrağının yanında Kürdistan Bölgesi bayrağı asıldı.

Bölge devletlerinin müdahalesi

Tartışmalı bölgelerin IŞİD’ten birlikte bu bir çok güçler petrol hesaplarıyla bölgeye müdahale hesapları yapmaya başladı. Türkiye, Musul’un Başika ilçesinde askeri üsler açtı.

Referandum düzenlendi

Ortadoğu’da birçok siyasi dengenin çatıştığı ve özellikle Suriye ve Irak’ta büyük bir belirsizliğin yaşandığı dönemde KDP lideri Mesud Barzani, 2017 yılında bir kez daha referandumu gündeme getirdi.  Barzani’nin referandum kararına İsrail’den başka hiçbir devlet destek vermedi. Kürdistan Bölgesi yönetimine referandumdan dolayı tehditler aldı.

Referandumdan önce Kürdistan Bölgesi yönetimiyle çok iyi ilişkileri olan Türkiye ile de ilişkiler gerildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, “Musluğu kapatırsak açlıktan ölürsünüz”, “Otur yerinde, daha ne istiyorsun” açıklamalarıyla Barzani’yi açık bir şekilde tehdit etti.

Türkiye: Bir gece ansızın gelebiliriz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bağımsızlık referandumunu ‘Türkiye’ye ihanet’ olarak tanımlarken yaptırımların devreye girebileceğini ve askeri tedbirlerin alınabileceğini söyledi.

Erdoğan, Irak Kürdistanı’ndan gelen petrol akışının da kesilebileceğini ifade ederek “Bir vanayı kapadığımız anda iş bitti. Bütün geliri meliri hepsi ortadan kalkıyor. TIR’lar Kuzey Irak’a çalışmadığı anda bunlar yiyecek, giyecek bulamayacaklar. Öyle bir duruma gelecekler. Niye? Mecburuz, yaptırım” diye konuştu.

Aynı dönemlerde Türkiye ve Irak ordusu bölgenin sınırında ortak askeri tatbikat yaptı.

Yine İran, referandumun yapıldığı 25 Eylül tarihinden itibaren Irak Kürdistan Bölgesi’yle sınır kapısı Hacı Omeran’ı kapatmış ve TIR ve kamyonları uzun süre sınırdan geçirmedi.

İran: Yaptırımlar devrede

Bağımsızlık referandumunun düzenlenmesinin ardından somut yaptırımlar uygulamaya başlayan ilk ülke İran oldu.

İran Dışişleri Bakanlığı, Bağdat’ın talebi üzerine Irak Kürdistan ile olan sınır kapılarında giriş-çıkışların yasaklandığını, Irak Kürdistanı’ndan kalkan uçaklara İran hava sahasının kapatıldığını duyurdu.

Ayrıca Irak Kürdistanı’nın yayın kuruluş Kurdistan24’ün Tahran bürosunun da kapatıldığı açıklandı.

ABD: Derin hayal kırıklığı

Referandumun ardından ABD Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’ndan (Pentagon) gelen açıklamalarda ‘Irak’ın toprak bütünlüğü’ vurgusu yer aldı. Dışişleri Bakanlığı’nın yazılı açıklamasında referandumun gerçekleştirilmesi konusunda ‘derin hayal kırıklığı duyulduğu’ yönünde ifadeler vardı.

Ancak ABD, Bağdat yönetiminin aksine Irak Kürdistan’ına herhangi bir yaptırım uygulanması konusunda bir adım atmadı. Ayrıca, “ABD’nin Kürdistan halkı ile tarihi ilişkileri devam edecektir” dendi.

Rusya: Saygı duyuyoruz

Referandumdan günler önce Rus petrol devi Rosneft’in Irak Kürdistan’ına 1 milyar dolarlık boru hattı yatırımı yapacağının açıklanmasıyla Irak Kürdistan’ın en büyük finansörü konumuna gelen Rusya ise açıklamalarında ‘Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız’ dese de, Irak Kürdistan’ın kendi kaderini uluslararası hukuk normları çerçevesinde tayin etme hakkının bulunduğunu ifade etti.

Bağdat ve Erbil’in diyalog yolunu tercih etmesi gerektiğini belirten bir açıklama yayınlayan Rusya Dışişleri Bakanlığı, tarafların bölgede istikrarsızlık yaratacak adımlar atmaktan kaçınmaya çağırdı.

Halk ‘bağımsızlık’ dedi

Tüm yaşananlara rağmen 25 Eylül 2017’de Kürdistan Bölgesi’nde Şengal ve 140’ıncı maddenin kapsadığı alanların dışında her yerde bağımsızlık referandumu düzenlendi. Kürtlerin referandumunda bağımsızlığa destek yüzde 92 çıktı.

Devletlerin saldırıları ve kaybedilen kazanımlar

Referandumdan ‘Evet’ sonucunun çıkmasıyla birlikte Irak Kürdistan Bölgesi’nin birçok merkezinde kutlamalar yapılırken, aynı saatlerde referanduma karşı olan güçler de itirazlarını dile getiriyordu. Irak hükümeti referandumun ‘yasa dışı’ olduğunu belirterek müdahale tehdidinde bulunuyordu. Aynı zamanda Irak Federal Mahkemesi de referandum sonucunu reddetti.

İran ve Türkiye de Irak Kürdistan Bölgesi yönetimine ambargo ve müdahale tehditlerinde bulunuyordu. Türkiye referandumun ardından İran ve Irak ile diplomasi ilişkileri geliştirip, Kürtlere karşı politikalar geliştirmek istiyordu.

Uçak seferleri durduruldu 

29 Eylül’de Irak Başbakanı Haydar İbadi Irak Kürdistan’ın uçak seferlerinin tümünü durdurdu. Ardından Türkiye, İran ve birçok ülke Irak Kürdistanı’na uçak seferlerini durdururken, sınır kapıları kapatıldı.

Yüzde 51’lik toprak kaybı

Tehdit ve ambargolara karşı, Irak Kürdistan Bölgesi hükümeti Iraklı yetkililerle temasa geçmek ve görüşmelerin yeniden başlamasını sağlamak istedi. Ancak Irak hükümeti görüşme taleplerine, “Şayet referandum iptal edilmez ve yüksek mahkemenin kararı yerine getirilmez ise görüşmelerin olmayacağı” cevabını verdi.

16 Ekim 2017’de Irak ordusu ve Haşdi Şabi güçleri Kerkük, Xurmatu, Daqoq ve Hewîce’ye saldırdı. Peşmerge güçleri bu bölgeden geri çekildi.

Peşmerge güçleri Kerkük’ün kuzeydoğu Qerehencîr kasabasına, Kerkük’ün kuzeyinden Teqteq kasabasına kadar geri çekildi.

Xurmatu kasabasında sınırında bulunan peşmerge güçleri Zinanê kasabasına döndü.

Petrol kuyuları Irak ordusuna geçti

16 Ekim olaylarının ardından peşmerge güçleri, Irak Kürdistan topraklarının yüzde 51’ini kapsayan tüm bölgelerden çekildi.

Kaybedilen bu topraklarda Kerkük dışında 8 ilçe ve 21 belde vardı. Petrol kuyularının çoğu da Irak ordusunun eline geçti.

Referandumla gelen göç

Tartışmalı bölgelerde saldırılara maruz kalan halk bu kez göçe mecbur bırakılmıştı. 17 Ekim’de Irak ordusu ve Haşdi Şabi güçleri Şengal, Xaneqîn, Mahmur bölgeleri ile Gulale kasabasını ele geçirdi. 18 Ekim’de Irak ordusu ve Haşdi Şabi güçleri Pirdê kasabasına kadar gelmişlerdi.

Kerkük ve çevresinde 60 binin üzerinde kişinin referandum dolayısıyla yerinden olduğu tahmin ediliyor. Göç eden Kürtlerin yerine daha sonra kent yönetimine el koyan Araplar zamanla başta Kerkük olmak üzere diğer bölgelere çevre kentlerden büyük bir Arap nüfusu kaydırarak Araplaştırma politikasını bir kez daha devreye koydular.

Erdoğan: Kerkük oyununu bozduk

Bu çerçevede referandumdan bu yana 60-70 bine yakın Arap’ın Kerkük’e kaydırıldığı belirtiliyor. Bu dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İran ve Irak hükümeti ile ortaklaşarak Kerkük oyununu bozduk” açıklaması yaptı. Türkiye, ardından birçok yöntem deneyerek Türkmenleri çıkarlarının bir parçası haline getirmek istedi. Türkmenlerin can güvenliği dillendirildi. Tüm bu girişimler kapsamında 500 kişinden oluşan bir grup ‘güvenlik kurumu’ adıyla eğitildi. Daha sonra silahlı bu grup Türkmen Cephesi kurumlarına yerleştirildi.

Irak hükümeti sınırları kontrolü altına aldı

Bu arada Bağdat yönetimi Kürdistan Bölgesi hükümetinden tüm havaalanları, sınır kapıları, sınır güvenliklerini kendilerine devretmelerini istiyordu. Tehditler sonucu Irak güçleri Irak Kürdistan sınır bölgelerine konuşlandı.

Ekonomik kayıp

Irak Kürdistan Bölgesi hükümetinin 16 Ekim öncesi açıklamalarına göre, bölgede günde 630 bin varil petrol satılıyor ve bu da yılda 10 milyar 659 bin dolara tekabül ediyordu. 16 Ekim sonrası Kerkük bölgesinde çıkan petrol ve elde edilen petrol geliri yarı yarıya düşmüştü. Bu sebeple bölgede ekonomik kriz patlak verdi. Çalışanların maaşları ödenmedi. Yine sınır kapılarının kapatılması ve uçuş yasakları ile ürün fiyatları artış yaşandı.

Siyasi kayıp

Siyasi anlamda büyük bir kayıp yaşandı. 16 Ekim’den sonra Irak Kürdistan Bölgesi yönetimi referandumu iptal etmek zorunda kaldı. Referandumdan önce ‘zaten yerine getirildi’ denilen 140’ıncı madde bir kez daha gündeme getirildi ve Irak hükümetinden bu maddenin gerekliliklerinin yerine getirilmesi istendi. Ancak Bağdat bu istekleri dinlemedi. Erbil yönetimi bütün bu yaşananlar nedeniyle Türkiye ile ilişkiler kurmak ve taviz vermek zorunda kaldı. Türkiye 2017’den bu yana bir çok bölgeye yerleşti, karargahlar kurdu. Bugün ise Türkiye ile Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi arasında ilişkiler yeniden kuruldu.