Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihinde yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” kapsamında başlatılan halk buluşmaları sürüyor. “Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları” sloganıyla Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgür Kadın Hareketi ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), tarafından yapılan buluşmalarda yeni sürece dair katılımcıların da görüş, eleştiri ve önerileri alınıyor. Buluşmaların yoğun olarak devam ettiği yerlerden biride Şırnak ve ilçeleri. Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde yapılan buluşmaya katılan Roboskili aileler sürece dair konuştu.
‘Artık kan akmasını istemiyoruz’
IŞİD’in 2015 yılında Kobani’ye yönelik saldırısında hayatını kaybeden Aysel Encü’nün annesi Sinem Encü (55), artık barış ve huzur istediklerini belirterek, “Artık kan akmasını istemiyoruz. Bizim yüreğimiz yandı artık hiçbir annenin yüreği yanmasın” dedi. Sürecin başarıya ulaşmasını istediğini dile getiren Sinem Encü, tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.
Roboski katliamında hayatını kaybeden Nadir Alma’nın annesi Azime Alma da (56) her şeye rağmen hep barış istediklerini ifade ederek, “Roboski’de yaşanan acıları herkes biliyor. 14 yıldır yüreğimiz yanıyor. Bizim yüreğimiz yandı ama bundan sonra kimsenin yüreği yanmasın. Onurlu bir barış olması için devletin de adım atması gerek. Devlet barış istiyorsa cezaevlerinin kapılarını açar, hasta tutsaklar serbest kalır” dedi.
Asker annelerine çağrı
Tüm annelerin gözyaşlarının aynı olduğunu vurgulayan Azime Alma, tüm asker annelerini de kendileri gibi barış için ses yükseltmeye çağırdı.
Roboskî katliamında yaşamını yitiren 13 yaşındaki Muhammed Encü’nün annesi Heybet Encü (48) de barışın talepleri olduğunu dile getirdi. Tüm annelerin el ele mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan Heybet Encü, “Hepimiz el ele vererek barış istemeliyiz. Barış olması için herkesin elini taşın altına koyması gerek. Barış her şeyden önce gelir. Bu sürecin başlamasından kaynaklı çok mutluyuz. Her gün televizyonda yeni gelişmeleri görmek bize mutluluk veriyor. Barış olursa Türkiye daha güzel bir ülke olur. Bizim yüreğimiz yandı kimsenin yüreği yanmasın. Asker anneleri elimiz tutsun. El ele verirsek acılarımız azalır. Savaşta en çok anneler acı çeker. Bu acılara son verelim” diye konuştu.
‘Barış olsaydı çocuklarımız yaşıyor olacaktı’
“Barış olacak denildiğinde çok mutlu oldum” diyen Roboskî katliamda yaşamını yitiren 19 yaşındaki Şervan Encü’nün annesi Leyla Encü (80), “Ne Türklerin ne de Kürtlerin anneleri ağlamasın. Asker anneleri de barış isterse bu kan durur. Gençler neden ölüyor? Eğer barış olsaydı bizim çocuklarımız yaşıyor olacaktı. Biz yaşadığımız acıyı unuttuk, bağrımıza gömdük. Benim bir tane oğlum şuan zorunlu olarak askerlik yapıyor. Barış olursa herkes yaşar. Biz barış diyoruz ancak bir kesim hala ‘katliam’ diyor. Neden? Devlet barış için adım atsın. Artık yeter, yeter. Bugün bir yoksulluk varsa bu savaş yüzündedir. Barış gelirse yoksulluk biter” dedi.
‘Yeter deme zamanı geldi’
Roboskî katliamında 17 yaşındaki oğlu Serhat Encü’yi kaybeden 65 yaşındaki Halime Encü de Roboskî için adalet beklediklerini belirterek, “Onurlu bir barış olursa kimse ölmez” dedi. Halime Encü, “Biz kimliğimizi, dilimizi istiyoruz. Kaç yıldır katliamlar oluyor. Artık yeter deme zamanı geldi. Biz sadece bunu istedik ve istiyoruz. Bizim vatanımız çocuklarımızdır. Çocuklarımız giderse vatan da gider. Bunun yerine barış diyelim” diye konuştu. (MA)