Meclis Genel Kurulu’nda Meclis Başkanlığı, Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay bütçelerine ilişkin görüşmeler yapıldı. Görüşmelerde söz alan DEM Partili Sırrı Sakık, Kürtçeye yönelik yasakları ve Türkiye’nin Suriye siyasetini gündeme getirdi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın süreç karşıtı sözlerine ve tutumuna dikkat çeken DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, Fidan’a, “Siz her gün Şam’a doğru gidiyorsunuz. Asıl gitmeniz gereken kardeşlerimizin olduğu Rojava, oraya gidin, barış yapın, hukuku oluşturun” çağrısında bulundu.
Barış sürecine işaret eden Sakık, Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrıyı “manifesto” olarak nitelendirerek, PKK’nin Öcalan’ın kararlarına harfiyen uyduğunu söyledi.
Sırrı Sakık, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Kürt meselesiyle ilgili süreç karşısında izlediği politikayı da eleştirdi. Sakık, Fidan’a hitaben, “Siz her gün Şam’a doğru gidiyorsunuz. Asıl gitmeniz gereken bizim kardeşlerimiz, Rojava’ya gidin” dedi.
Sakık “Hassasiyetlerini de bilirim ama ne oldu Allah aşkına, sizin Kürt sorunuyla ilgili o kadar önemli tespitleriniz varken neden geri adım attınız, neden o günün çok çok gerisindesiniz hem söylem olarak hem pratik olarak çok çok gerisindesiniz? Eğer Kürt sorunu bir hakkaniyet sorunuysa biz gerçekten, MİT’le yaptığımız görüşmelerde siyaset dünyasının çok çok ilerisinde olan bir ekiple yüzleştik.” diye konuştu.
Sakık, Kürt meselesinin çözümü için başlayan süreçte Kürtçeye yönelik yasakların kaldırılmasını isteyerek, “Biz Kürtçeye hayatın her alanında saygınlık istiyoruz. Bu dilin Türkçenin yanında hayat bulmasını istiyoruz ve hızlı adımların atılmasını istiyoruz” ifadelerini kulandı.
Komisyonun sürece yönelik hızlı adımlar atması gerektiğine vurgu yapan Sakık, “Bu Komisyonun Başkanı hâlâ burada Kürtçe bir kelime kullanıldığında tutanaklardan çıkarıyor ama ne hikmetse kim ki Diyarbakır’a gidiyor, herkesin Kürtçeye büyük saygısı var. Biz Kürtçeye hayatın her alanında saygınlık istiyoruz. Bu dilin Türkçenin yanında hayat bulmasını istiyoruz ve hızlı adımların atılmasını istiyoruz.” diye kaydetti.
AYM ve AİHM kararlarına dikkat çekildi
Meclis Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde söz alan DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ise, hukuksuz uygulamalara dikkat çekti.
Meral Danış Beştaş, uygulanmayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarını gündeme getirerek, şunları söyledi:
“Can Atalay, Tayfun Kahraman ve bugün Pınar Aydınlar. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi; AYM’nin Tayfun Kahraman kararına direnen, Can Atalay kararına direnen, Pınar Aydınlar’a savcı beraat istediği hâlde bugün de altı yıl üç ay ceza veren 13. Ağır Ceza Mahkemesi kime direniyor, ne direniyor, neden hukuka kafa kaldırıyor?
Pınar Aydınlar’a ilişkin tek iddia 2014 yılında sevgili Sırrı Süreyya Önder’le birlikte büyükşehir belediye başkan adayı olması; tek bir iddia var ve bununla ceza verdiler. İşte, bu kurumlar, bu yargı mekanizmaları, bu mahkemeler olduğu müddetçe hukuka güven kalmaz.
Sevgili Figen Yüksekdağ hakkında AİHM’in bir kararı var, Selahattin Demirtaş hakkında üç kararı var; dördü de uygulanmıyor ve direniş var bu konuda. Başka bir bilgi vereceğim: Selahattin Demirtaş’ın bir tanesi 2018, bir tanesi 7 Kasım 2019’da 2 başvurusu var tutuklulukla ilgili ve hâlâ Anayasa Mahkemesi karar vermedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu süre zarfında 3-4 karar verdi, Anayasa Mahkemesi önünde tutuyor ve o kararları vermiyor. Bu nedenle, Anayasa Mahkemesinin siyasi baskılardan azade olması lazım.”



