Suriye’de Kasım 2024’te Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) Esad rejimini devirmesinin ardından, ülkedeki yönetim krizi farklı bir boyuta evrildi. Kendini geçiş dönemi cumhurbaşkanı ilan eden Ahmed Şara’nın yönetimi, Şam’da ‘Ulusal Diyalog Kongresi’ düzenledi. Ancak kongreye Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi temsilcileri davet edilmedi. Dürziler ve farklı inanç grupları da kongrede yer almadı.
Özerk Yönetim, kongrenin Suriye halklarını temsil etmediğini belirterek, “Kongrenin içeriğinden memnun değiliz ve sonuçlarının uygulanmasının bir parçası olmayacağız” açıklaması yaptı. PYD Başkanlık Konseyi üyesi Salih Müslim, yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Kürtlerin varlığı kabul edilmedi’
Kuzey ve Doğu Suriye’de halkların ve inançların temsil edildiği bir yönetim modeli kurduklarını belirten Salih Müslim, “Bu sistem birçok ulus-devletin hoşuna gitmedi. Eski rejim buna karşı durdu. Kürtlerin varlığını kabul etmediler. Rejim yıkıldı, yerine cihatçı gruplardan oluşan bir yönetim geldi. Bu gruplar bazı uluslararası güçlere demokratikleşeceklerine dair sözler verdi” dedi.
‘Petrol tedariki yeni bir şey değil’
Müslim, saldırılar devam etse de diyalog yollarını açık tuttuklarını belirtti. Şam’a yeniden petrol tedarik edilmeye başlandığını söyleyen Müslim, “2011’den bu yana Suriye’nin bir parçası olduğumuzu vurguladık. Kim Şam’da yönetimde olursa olsun onlarla anlaşmaya varabileceğimizi belirttik. Eski rejimle de petrol satışı konusunda anlaşmalarımız vardı. Bir süredir durmuş olan petrol sevkiyatı yeniden başladı. Bu yeni bir gelişme değil, eski bir sürecin devamı” dedi.
‘Pratikleri söylemlerinden uzak’
Şam’daki ‘Ulusal Diyalog Kongresi’ne davet almadıklarını belirten Müslim, kongrede yer alan bazı grupların geçmişte DEAŞ ve El Nusra ile bağlantılı olduğuna dikkat çekti. Müslim, “Halkları temsil eden siyasi partiler davet edilmedi. Demokratik Suriye Güçleri (DSG) askeri bir yapı olabilir ancak burada birçok kurum ve kuruluş var. Özerk Yönetim’in tamamen dışlanması yanlış bir yaklaşım. Kürtler hedef alınıyor olabilir ama burada yaşayan Araplar, Süryaniler neden davet edilmedi? ‘Herkesi kapsayan bir diyalog süreci’ deniyor ama uygulamaları bununla çelişiyor” diye konuştu.
‘Süveyda ile dayanışma içindeyiz’
Müslim, Dürzilerin Süveyda Askeri Meclisi’ni kurarak özerklik talebinde bulunmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi. “Demokratikleşme ve yerel yönetim anlayışı bir zihniyet meselesidir. Radikal demokrasiye inanmak gerekiyor. Biz, Özerk Yönetim modelimizle halkların bir arada yaşamasını sağladık. Süveyda halkı da bundan etkilendi. 2012’den beri ilişkilerimiz var ve dayanışma içindeyiz. Umarız, öz savunma çerçevesinde başka bölgelerde de benzer oluşumlar ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.
Öcalan’dan açıklama bekleniyor
Salih Müslim, Suriye’de tüm kesimlerin sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini belirterek, dış müdahalelerin çözüm sürecine zarar verdiğini söyledi. “Ne İsrail ne de Türkiye Suriye’nin iç işlerine müdahale etmemeli. Suriyeliler kendi geleceklerini belirlemeli ve uluslararası güçler bu iradeye saygı göstermeli” dedi.
Müslim, Abdullah Öcalan’ın yapması beklenen açıklamanın bölgedeki gelişmeleri etkileyebileceğine de dikkat çekerek, “Türkiye bizi PKK ile ilişkilendirerek düşman gözüyle bakıyor. Sayın Öcalan bir çağrı yaparsa, Türkiye’nin bize yönelik bakışı da değişebilir. Kürt halkı ve diğer halklar Öcalan’ın açıklamalarını dikkate alıyor” diye konuştu. (MA)
