• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Şara: Tüm sorunları çözmek ve anlaşmazlıkları gidermek stratejimizdir

Şara: Tüm sorunları çözmek ve anlaşmazlıkları gidermek stratejimizdir

Tüm sorunları çözmek ve anlaşmazlıkları gidermek istediğini belirten Ahmed Şara, ‘Bu bizim stratejimizdir ve güçlü yönleri ve müttefikleri olan Suriye, hiçbir savaşa sürüklenmeyecektir.’ diye konuştu.

Şara: Tüm sorunları çözmek ve anlaşmazlıkları gidermek stratejimizdir
Şara: Tüm sorunları çözmek ve anlaşmazlıkları gidermek stratejimizdir
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 26 Ağustos 2025 18:08
  • Güncellenme: 26 Ağustos 2025 18:12

Geçici Şam yönetimi Başkanı Ahmed Şara, geçtiğimiz Pazar günü, Şam’da Arap ülkeleri ve Suriye medyasından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tüm sorunları çözmek ve anlaşmazlıkları gidermek istediğini belirten Şara, “Bu bizim stratejimizdir ve güçlü yönleri ve müttefikleri olan Suriye, hiçbir savaşa sürüklenmeyecektir. Bunun yerine, konumunu açıklamaya odaklanmış ve birleşik ve güçlü bir Suriye için destek kazanmıştır” ifadelerini kullandı.

‘Tüm sorunları çözmek stratejimizdir’

Tüm sorunları çözmek ve anlaşmazlıkları gidermek istediğini belirten Ahmed Şara, “Bu bizim stratejimizdir ve güçlü yönleri ve müttefikleri olan Suriye, hiçbir savaşa sürüklenmeyecektir. Bunun yerine, konumunu açıklamaya odaklanmış ve birleşik ve güçlü bir Suriye için destek kazanmıştır” ifadelerini kullandı.

10 Mart Anlaşması: Uluslararası arabuluculuk ve anlayışa doğru ilerleme

Şara, SDG lideri Mazlum Abdi ile 10 Mart’ta imzaladıkları ve tüm taraflarca kabul edilen ve diyalog için referans teşkil eden anlaşmaya atıfla, ‘uluslararası arabuluculuk ve anlayışa’ doğru ilerlemeden söz etti.

‘Ademi merkeziyetçilik mevcut yasalarda var’

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Şam ile ilişkilerinde gündeme gelen ‘ademi merkeziyetçilik’ konusunda ise Şara, Suriye yasalarının 107 sayılı yasa ve Yerel Yönetim Bakanlığı ile bir ölçüde adem-i merkeziyetçi olduğunu, ancak önemli olanın federalizm veya ademi merkeziyetçiliği tanımlamak olduğunu söyledi.

Şara, “Eğer bu bölünme anlamına geliyorsa, kabul edilemez. Suriye birleşmek istiyor mu? Merkezi bir yönetim istiyor mu? Coğrafi yapısı buna izin veriyor mu? Halk buna razı mı? Konumu tüm bu soruların yanıtları belirliyor” ifadelerini kullandı.

Kürtlerin hakları ve anayasal güvence

Ahmed Şara, Kürtleri ve önceki on yıllarda alınan bazı önlemler nedeniyle çektikleri acıları anladığını söyledi. Hedefin Kürtlerin hakları olması durumunda, bu hakların anayasada güvence altına alınacağı için kan dökülmesine gerek olmadığının altını çizen Şara, ancak kotaların da kabul edilemez olduğunu savundu.

1974 tarihli Ayrılma Anlaşması

Şara, İsrail ile dönemin Suriye yönetimi arasında imzalanan 1974 tarihli Ayrılma Anlaşması hakkındaki bir soruya “Önceki rejim 1974 tarihli Ayrılma Anlaşması’na bağlıydı. Anlaşmayı uygulamak için uluslararası güçler var” cevabını verdi.

Ahmed Şara “Şu an önceliğimiz, 1974 tarihli Ayrılma Anlaşması’na veya benzer bir anlaşmaya geri dönmek, yani uluslararası denetim altında Suriye’nin güneyindeki güvenlik durumunu kontrol altına almaktır.” diye kaydetti.

İbrahim Anlaşmaları’na katılım

El Mecelle’de yer alan habere göre Ahmed Şara, Suriye’nin İbrahim Anlaşmaları’na katılma olasılığına ilişkin de “Anlaşmalar, İsrail ile anlaşmazlık yaşamayan ve komşu olmayan Arap ülkeleri arasında yapıldı. Suriye’nin durumu farklı. İşgal altındaki Golan Tepeleri var” diyerek İbrahim Anlaşmaları’nın Suriye’de tekrarlanmasının mümkün olmadığını belirtti.

ABD ve diğer ülkelerle ilişkiler

ABD’nin 1979 yılından bu yana Suriye’ye yaptırımlar uyguladığına, ancak şu anda ABD, Suudi Arabistan, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikler (BAE), Katar, Ürdün ve Avrupa ülkeleriyle iyi ilişkiler kurulduklarına dikkati çeken Şara, “Bunun, Suriye’deki değişimin en belirgin işaretlerinden biri olduğuna şüphe yok” ifadesini kullandı.

Cihatçılık ile ilişkisi

2003 yılında Irak’taki ABD işgalinden önce Irak’a gittiğini ve 2005 yılında hapse girdiğini, serbest bırakıldıktan sonra Suriye’ye döndüğünü ve burada yalnızca rejim ve rejimin devrilmesi konularına odaklandığını anlatan Şara, cihatçı örgütler veya Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) gibi hiçbir İslamcı gruba bağlı olmadığını, Arap Baharı ile de hiçbir ilgisinin bulunmadığını savundu.