• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Selçuk Mızraklı’nın avukatı: Beraat etmesi gerekiyordu, karar siyasi

Selçuk Mızraklı’nın avukatı: Beraat etmesi gerekiyordu, karar siyasi

Yargıtay’ın Mızraklı’ya verilen 9 yıl 4 ay 15 günlük hapis cezasını onaması sonrası konuşan avukatı Muhsin Bilal, davanın hukuki dayanaklarının olmadığını ve siyasi saiklerle yürütüldüğünü belirtti.

Selçuk Mızraklı’nın avukatı: Beraat etmesi gerekiyordu, karar siyasi
Selçuk Mızraklı’nın avukatı: Beraat etmesi gerekiyordu, karar siyasi
İlke TV
  • Yayınlanma: 10 Ekim 2024 12:07
  • Güncellenme: 10 Ekim 2024 15:04

Diyarbakır eski Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın avukatı Muhsin Bilal, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin onadığı 9 yıl 4 ay 15 günlük hapis cezasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Bilaloğlu, davanın hukuki değil, siyasi olduğunu belirterek, “Bu karar büyük bir hukuksuzluk ve adaletsizliktir” dedi.

Avukat Muhsin Bilal ilketv.com.tr‘ye yaptığı değerlendirmede, sürecin başından bu yana hukuki delillere dayanılmadığını vurgulayarak, “Selçuk Mızraklı, 2019 yılından beri tutuklu. Bu tutuklamaya gerekçe olan şey, kayyım atandıktan hemen sonra, kararı meşrulaştırmak için bu davanın açılmasıydı. Hukuki açıdan hiçbir geçerliliği olmayan iddialara dayandırıldı” ifadelerini kullandı.

‘Beraat etmesi gerekiyordu’

Muhsin Bilal, Yargıtay’ın bozma kararına da değinerek, “Yargıtay, dosyayı çok ciddi gerekçelerle bozmuştu. Yargıtay’ın işaret ettiği eksiklikler giderildi ve mahkemenin Mızraklı hakkında beraat kararı vermesi gerekiyordu. Ancak, mahkeme beraat yerine yeni bir itirafçı temin etti ve bu beyanlar üzerinden tekrar ceza verdi” dedi.

Yeni tanığın ifadelerinin de gerçeği yansıtmadığını belirten Muhsin Bilal, “Yeni itirafçının beyanlarının tamamen yalan olduğu ispatlandı. Buna rağmen beraat kararı verilmedi, ceza onandı. %99 beraat etmesi gereken, beraat etmesi kaçınılmaz olan bir dosyada, Yargıtay hükmün onanmasına karar verdi” dedi.

‘Anayasa Mahkemesi ve AİHM’e başvuracağız’

Avukat Muhsin Bilal, Yargıtay kararına karşı, “Bu karara karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapacağız. Eğer oradan da istediğimiz sonucu alamazsak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuracağız” dedi. Ancak Muhsin Bilal, Türkiye’nin AİHM kararlarına uyup uymayacağı konusundaki endişelerini de dile getirerek, “Türkiye, kararlara uyma zorunluluğu olmasına rağmen AİHM’in kesinleşmiş kararlarına bile uymuyor. Bunu Kavala ve Demirtaş davalarında net bir şekilde gördük” dedi.

‘Mahkeme, yargılama gerçekleştirmedi’

Avukat Muhsin Bilal, dava sürecini değerlendirirken, “Bu davada bir yargılama yapılmadı. Mahkeme, sadece ceza tayin ve tespit komisyonu gibi hareket etti. Bütün iddialar siyasi operasyonların bir parçası olarak şekillendirildi” dedi.

‘Kayyım atamalarını meşrulaştırmak için…’

Muhsin Bilal, davanın siyasi boyutunu değerlendirirken, “Selçuk Mızraklı’nın ceza alması ve tutuklanması, kayyım atamalarını meşrulaştırmak için bir yöntem olarak kullanıldı” dedi. Mızraklı’nın yerine kayyum atanmasının, halk iradesinin gaspı anlamına geldiğini belirterek, “Bu davalar, Kürt siyasetçilerine yönelik baskının bir parçasıdır” dedi.

Son olarak, Türkiye’de yargının siyasi baskılarla şekillendiğini ve hukukun zayıfladığını ifade ederek, “Adaleti felç eden bu kararlara karşı elimizden geleni yapacağız” dedi.