Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli, güncel gelişmelere ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi. 1 Ekim Çarşamba günü gerçekleşecek Meclis’in açılışına ve yeni yasama döneminin önemine dikkat çeken Temelli, yeni yasama döneminin önceki yasama dönemlerinden farklı olması gerektiğini söyledi.
Temelli, 1 Ekim 2024’te Meclis açılışında yaşanan gelişmelere dikkati çekerek, “Türkiye siyasi tarihindeki çok önemli gelişmeleri hep beraber yaşadık. Geçen sene 1 Ekim’de Sayın Devlet Bahçeli’nin uzattığı el önümüzdeki dönem Meclis’in nasıl çalışması gerektiğine dair hepimizi bir zemine davet etti. Biz, bu elin önemli ve kıymetli olduğunu, aslında bugüne kadar sürekli olarak gerilimden çatışmadan beslenen bir siyasetin artık son bulması gerektiğine inanarak o eli kabul ettik ve inisiyatif aldık. Çok daha önemli bir gelişme 27 Şubatta yaşandı. Sayın Abdullah Öcalan, Barış ve Demokratik Toplum Manifestosunu yayınladı. Bu çok önemli ve tarihi bir andı. Adeta tarihin yörüngesini değiştirdi. Türkiye siyaseti açısından bir önemli gelişme de PKK’nin yapmış olduğu kongreydi, bu kongreyle bu manifestoya sahip çıkan, bu manifestonun gereklerini hayata geçirmek için önemli bir adımı da PKK attı. Sonrasında 11 Temmuz’da silah yakma töreni ile yine tarihi bir adım atıldı. Beraberinde bir komisyon oluşumu gerçekleşti ve 5 Ağustos’tan itibaren de komisyon çalışmalarını hep beraber yaşadık” ifadelerini kullandı.
‘Tekçi anlayıştan kurtulmanın zamanı gelmiştir’
Demokratik teamülleri merkezine alan, kuvvetler ayrılığı ilkesine sahip çıkan, denge denetleme mekanizmasını içselleştiren bir Meclis’e hasret duyulduğunu söyleyen Temelli, önümüzdeki dönemde bu hasretin son bulacağına inandığını ifade etti. Bunu gerçekleştirmek için DEM Parti’nin üzerine düşen bütün sorumlulukla Meclis’te yerini alacağını vurgulayan Temelli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Müzakereden asla vazgeçmeyen; ama halkların, emekçilerin, kadınların haklarını da en güçlü şekilde savunan bir mücadele kararlılığıyla Meclis’teki yerimizi alacağız. Artık geçmişin o iktidar anlayışından, o tekçi anlayışından kurtulma zamanı gelmiştir. Eğer bunu başarabilirsek bugün Türkiye halklarının ve toplumunun beklediği barış yasalarını hayata geçirebiliriz. Demokrasinin önünü açabilecek yasaları hayata geçirebiliriz.”
‘Meclis çalışmalarına yol gösterecek’
“Abdullah Öcalan’ın çağrılarında ve manifestosunda kullandığı ‘barış’ ve ‘demokratik toplum’ kavramları barış ve demokratik toplum arzusunun biraradalığını bize anlatır. Tam da bu iki yaklaşımın yani barış ve demokrasi yaklaşımının merkezinde Kürt meselesinin demokratik çözümü vardır. Bu yasama yılında Kürt meselesinin demokratik çözümüne dair mutlaka adımlar atmak zorundayız.”
‘Bir mutabakat ortaya çıktı’
“Komisyon eksiklerine rağmen önemli adımlar attı. Türkiye’de bu meseleye müdahil olan çok geniş bir kesimi dinledi. Daha da dinlemesi gereken kesimler var. Keşke Türkiye’nin her yerine de ulaşabilseydi. Fakat yöntem olarak bunu alt komisyonlar eliyle, farklı komisyonlar eliyle yapabilseydi çok daha etkin, verimli bir çalışma ortaya koyabilirdi. Bu kadarıyla bile çok önemli bir tablo ortaya çıktı. Nedir o tablo; Komisyona gelen bütün kesimler farklı görüşlere sahip olsalar da, meseleye farklı yönlerden yaklaşmış olsalar da, ortak bir yerde buluştular. Bir mutabakat ortaya çıktı. O da şu: Kürt meselesi demokratik yöntemle çözülmeli. Yani 27 Şubat çağrısının ne denli önemli olduğu bir kez daha kendisini gelen bütün kesimlerle teyit etmiştir. Kürt meselesi demokratik çözüme muhtaçtır. Bunun da adresi Meclis’tir. Bunun siyasi muhataplığı doğru bir kurulmak zorundadır. Bu görüşmeler bize bunu vermiştir. Siyaset bundan gerekli dersi çıkarılmalıdır. Tutanaklar ortadadır, doğru analiz edilmeli ve doğru okunmalıdır. Raporu da yakında ortaya çıkacaktır.”
‘Demokratik entegrasyon yasaları hayata geçmelidir’
“Gerekli yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi için Meclis’in bu dönemi iyi değerlendirmesi gerekir. Geç kalmaksızın, zamana yaymaksızın en kısa zamanda ihtiyaç duyulan ve farklı farklı adlandırılan, ‘İşte çözüm yasası’ diyen var, ‘geçiş süreci yasası’ diyen var; biz, ‘demokratik entegrasyon yasaları diyoruz’; ama adı ne olursa olsun beklenen yasalar hayata geçmelidir.”
‘İnfaz kanunu, TCK VE TMK’da Düzenleme yapılmalı’
“Bugün infaz yasası olarak değerlendirdiğimiz Türk Ceza Kanunu’nda, Terörle Mücadele Kanunu’nda, İnfaz Kanunu’nda yapılması gereken değişikliklerdir. Evet, çok ciddi bir adaletsizlik var. Cezaevleri sorunu çok ciddi boyutlara ulaştı. Siyasi tutsaklar hala cezaevlerinde. Hasta tutsaklar hala cezaevlerinde. Bunun en temel nedenlerinden biri mevcut infaz kanunudur. Şimdi beklentimiz bir an önce bu adaletsizliği ortadan kaldıracak infaz kanununu, bu adaletsizlikleri ortadan kaldıracak TCK’daki düzenlemeleri, terörle mücadele kanunundaki düzenlemeleri hayata geçirecek bir yargı paketinin Meclis’e gelmesidir. Bu konuda da gecikmeye mahal yok. Artık topluma beklenti çok ciddi boyuttadır. Cezaevinde olanlar, cezaevinde olanların aileleri ve bugüne kadar aslında milyonlarca insana sirayet etmiş bir adaletsizliğin son bulması için bu yargı düzenlemesinin, yargı paketi düzenlemesinin belki birden fazla paketin geç kalmaksızın peşi sıra Meclis’e gelmesi de bu dönem için beklentilerimiz arasındadır.”
‘Meclis Öcalan ile görüşme zemini yaratmalıdır’
“Bu yasama yılında önümüzdeki özellikle üç ay için değerlendirirsek; bir taraftan hukuki düzenlemelerin yapılması, silah bırakanların hukuki güvencesi, siyasi hakları ve buna bağlı çatışma süreci boyunca yaşanmış olan mağduriyetlerin ortadan kalkması gerekir. Bir yanıyla da yine İnfaz Kanunu’ndaki düzenlemeler, siyasi tutsaklıkların sona ermesi, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ gibi eşbaşkanlarımız başta olmak üzere tüm siyasi tutsakların bir an önce özgürlüğüne kavuşması bizim öncelikli talebimiz. Tabii bütün bunların kavşağında, merkezinde duran en önemli muhataplık da kuşkusuz İmralı’dır. Sayın Öcalan’ın baş aktör olduğunu, baş müzakereci olduğunu unutmadan, bu süreçteki rolünü unutmadan bu muhataplığın bir an önce sağlanması ve bu sürecin hızlanması açısından ne denli önemli olduğunu bilerek bu farkındalıkla hareket etmek gerekiyor.”
‘Komisyonun İmralı ile görüşmesi belirleyicidir’
“Biz komisyona ısrarla şunu dile getirdik. Dedik ki İmralı ile görüşmeniz bu süreç açısından en kritik belirleyicidir. Bunu sağlamanız gerekiyor. Fakat nedense komisyon bunu hala gündemine almış değil. Bakın bundan kaçınmayalım. Bu aslında bugüne kadar altını çizdiğimiz sorunların çözümü için atılabilecek en güçlü adımdır. Bu inisiyatifi alın, bu cesareti gösterin. Bugüne kadar güvenlikçi politikalara sığınmış, adeta Meclis’i bir zapturapt altına almış bir vesayet sistemi yaratmış zihniyetten kurtulun. Güvenlikçi politikalarla yol almamız mümkün değil. Sermayenin rant politikalarıyla yol almamız mümkün değil. Baş müzakereci ile de bir an önce müzakere zeminini yaratmalıdır.”