• Ana Sayfa
  • Ekoloji
  • Şırnak’ta doğa talanına karşı eylem: ‘Barışı Cudi’de, Gabar’da başlatın’

Şırnak’ta doğa talanına karşı eylem: ‘Barışı Cudi’de, Gabar’da başlatın’

Şırnak’ta yıllardır devam eden doğa talanının son bulması talebiyle yapılan eylemde konuşan Tülay Hatimoğulları, “Nasıl Hazreti Nuh gemisi ile yeni bir yaşam yarattıysa bizde aynısını yapmaya ant içtik. Her yerde direnmeye devam edeceğiz” dedi. Doğa talanına karşı yapılan eylemin ardından nöbet başlatıldı.

Şırnak’ta doğa talanına karşı eylem: ‘Barışı Cudi’de, Gabar’da başlatın’
Şırnak’ta doğa talanına karşı eylem: ‘Barışı Cudi’de, Gabar’da başlatın’
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 9 Eylül 2025 15:15
  • Güncellenme: 9 Eylül 2025 18:09

Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde, Şirnex ve ilçelerinde süre gelen eko kırıma karşı “Eko kırıma geçit yok, doğa talanına karşı yürüyoruz” sloganıyla Besta’da tutulacak bir gecelik nöbetten önce yürüyüş ve açıklama yapıldı.

Şırnak merkez Cumhuriyet Meydanı’ndan bir araya gelen kalabalık grup Ömer Kabak Meydanı’na yürüdü.

Yürüyüşe Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ile Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Parti (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DEM Partili milletvekilleri Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz, Yeşil Sol Partisi Eş Sözcüsü Didem Göçer, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) MYK üyesi Orhan Çelebi, Demokratik Birlik İnsiyatifi, İklim Adalet Koalisyonu ile demokratik kitle örgütü temsilcileri, Şırnak, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Siirt ve Batman’dan gelen ekoloji örgütleri ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Yürüyüşte “Nobedarê dara gûzê ne em li virin”, “Hebûna xwezaye xwebûna me ye”, “Savaşa karşı barış talana karşı ekolojik yaşam”, “Ekolojik bilincin taşıyıcısı doğa ile bütünleşmiş kadındır”, “Talan û rant jiyana me qir dike em ê jiyane biparezin” ve “Ar girtiye qurm û li dorê dileyize çi kiribû çi bû gunehê dara berû?” yazılı pankartlar ile Gabar Cûdî û Besta rûmeta me ye”, “Hesandîn’den skert yaylasına madene geçit yok” ve “Özgür doğa için barışa ses ver” gibi yazılı dövizler taşındı, sloganlar atıldı.

Meydanda toplanan kalabalık grup Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çekti. Açıklama öncesi demokrasi mücadelesinden yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşunda bulundu.

‘Nehirler yalnızca su değil, halkların belleğidir’

Ardından Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nden Derya Akyol hazırlanan ortak basın metnini okudu. Kürt illerinde gerçekleşen eko kırıma dikkat çeken Derya Akyol, Şırnak’ın bir bütün olarak hedef alındığını söyledi.

Derya Akyol, “Bu saldırılar yalnızca bir çevre sorunu değildir. Bu, aynı zamanda Kürt halkının hafızasına, kültürüne, yaşam biçimine ve geleceğine karşı planlı bir imha stratejisidir. Çünkü bizler biliyoruz ki doğa, yalnızca üzerinde yaşadığımız bir alan değil; toplumsal hafızamızın, kültürümüzün ve özgürlüğümüzün ayrılmaz bir parçasıdır. Nehirler yalnızca su değil, halkların belleğidir. Dağlar yalnızca taş ve toprak değil, hafızamızın ve direnişimizin simgesidir. Ormanlarımız yalnızca ağaç değil, yaşamın kendisidir” dedi.

“Bizler inanıyoruz ki; doğanın özgürleşmesi insanın özgürleşmesidir” diyen Derya Akyol, yetkililere seslendi: “Doğaya ve halka karşı yürütülen bu amansız savaştan derhal vazgeçin! Güvenlikçi ve sermaye odaklı politikalarla halkın geleceğini karartmayın. Ekosistemi geri dönülmez biçimde yok eden maden, baraj ve petrol projelerini durdurun.”

‘Barışı Cudi’de başlatın’

Abdullah Öcalan’ın “Doğayla barışmadan insanla barışmak mümkün değildir” sözünü hatırlatan Derya Akyol, “Eğer gerçek bir barıştan söz edilecekse, bunun yolu Botan’ın dağlarından, ormanlarından, derelerinden ve köylerinden geçmektedir. Tüm siyasi aktörlere çağrımızdır:  Barışı Cudi’de, Gabar’da, Besta’da başlatın. Barışa, doğayı sınırsız bir kaynak olarak görmekten vazgeçerek başlayın. Barışa, Dicle’nin özgürce akmasına izin vererek başlayın. Bizler, yaşam savunucuları olarak, dağların, ormanların, suların ve tüm canlıların sesi olmaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz; Doğayı savunmak, yaşamı savunmaktır” şeklinde konuştu.

‘Kabul etmiyoruz’

Ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, “Doğaya karşı saldırılara yıllardır tepki gösteriyoruz. Sonuna kadar bu saldırılara karşı duracağız.” dedi. Şemdinli’de çıkan orman yangınına dikkat çeken Bayındır, “Şêmzînan’da yangın çıktı ancak tek bir helikopter kalkmadı ancak yüzlerce askeri helikopter var. Doğamıza karşı nasıl bir zihniyet ile yaklaştıkları açık. Bunu kabul etmiyoruz” diye konuştu.

‘Doğayı talan etmeyin’

Abdullah Öcalan tarafından başlatılan Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni hatırlatan Keskin Bayındır, “Barışın yolu ağaçlarımız, sularımız ile barışmaktan geçiyor. Bugün her yer bir talan içinde” ifadelerini kullandı. Petrol ve maden aramaları adı doğanın talan edildiğini söyleyen Bayındır, “Bugünkü yürüyüşümüzün iki mesajı var. Bir tanesi Şırnak halkın ‘doğamıza sahip çıkıyoruz’ mesajı. Talana karşı Şırnak halkı duyarlı olmalı. İkinci mesajımız bu talan karşı uyanıştır. Buna alet olan ön açanları, göz yumanları Şırnak’tan uyarıyoruz. Bugün binleriz yarın on binler, yüz binler olarak bu talan devam ederse burada olacağız. Herkes bu yürüyüşten üstüne düşen mesajı almalı. Eko kırım son bulana kadar mücadele edeceğiz. Doğayı talan etmeyi bırakı” diye konuştu.

Tülay Hatimoğulları: Her yerde doğamız için direnmeye devam edeceğiz

Binlerin katıldığı yürüyüş sonrası DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, gündeme dair konuştu.

Yapılan eylemin çok değerli olduğunun altını çizen Tülay Hatimoğulları “Şırnak’ta çok değerli bir eylem var.” Dedi.

“Akbelen’den Artvine, Kazdağlarına kadar sahip çıktıysak Besta’ya sahip çıkmaya geldik” diyen Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi:

“Bugün Türkiye’nin dört bir yanı yangın yerine dönüştü. Her yer alev alevken iktidar bunları izledi. Söndürmek için uçak almak için kendi çocuklarına yatlar, uçaklar, katlar aldılar. Yanan her ağaç toplumun ciğeridir. Yanan her ağaç bu toplumun yüreğidir. Yüreğimiz yanarken söndüreme uçağı yerine çocuklarına uçaklar alıyorlar. İktidara Şırnak’tan sesleniyoruz; yüreklerimizin yanmasına göz yummayın. Yanan yerlerin başında Kürdistan geliyor. Maden şirketlerine yasalar çıkarıyorlar. İklim yasasına muhalefet ile karşı durduk, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak iptal ettireceğiz.”

Köy boşaltmalara da değinen Tülay Hatimoğulları, “Doğa düşmanı bir yönetim ile yönetildik bugüne kadar” dedi.

Ekmek ve Adalet kampanyası nedeniyle birçok bölgeye gittiklerini de hatırlatan Tülay Hatimoğulları, “Her yer karakola dönüştürülmüş. Ağaçları koruculara kestirdiler” diye konuştu.

“Bunları kabul etmiyoruz. Ağacımıza sahip çıkarken, tarihimize, duygularımıza, hayallerimize, anadilimize de sahip çıkıyoruz. Bu talana dur demek için bugün Besta’da nöbetteyiz. Direnişimiz kutlu olsun” ifadelerini de kullandı.

‘Doğa şirketlere peşkeş çekiliyor’

Bölgenin de yabancı şirketlere peşkeş çekildiğine dikkati çeken Tülay Hatimoğulları, “Amerikalı, Fransız şirketlere Türkiye coğrafyasını peşkeş çekmek bu iktidarın en mahir olduğu işlerin başında geliyor” dedi.

Kadınların yaşam alanlarına sahip çıktığını kaydeden Tülay Hatimoğulları, “Akbelen’de 90 yaşından bir anne ‘Bu ağaç benim yaşımdan daha büyük’ diyerek 4 elle sarıldı. O anneye bile şiddet uyguladılar. Biz anneler, kadınalar, gençler ile doğamıza sahip çıkacağız. HES, GES, barajlar ile sularımızın kurutulmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

 ‘Her zaman alanlarda olacağız’

Abdullah Öcalan tarafından 27 Şubat’ta yapılan tarihi çağrıyı hatırlatan Tülay Hatimoğulları, “Abdulah Öcalan İmralı’da tarihi bir çağrı yaptı. Barış ve Demokratik Toplum Süreci savaşın son bulması içindir. İsrail ve İran savaşına tanık olduk. Büyük bir tehlikeyi kıl payı atlattık. 2’nci Dünya Savaşı’ndan milyonlarca insanın öldüğünü hatırlatarak söylüyoruz; nükleer silah demek daha çok Hiroşima, Nagazaki demek. O topraklarda yüz yıllardır bir çiçek bile yeşermiyor. Dünyanın yok oluşunu gösteren filmler izliyoruz. Eğer doğamıza sahip çıkmaksak öyle bir dünya ile karşı karşıya kalacağız. Sayın Öcalan’ın çağrısı bunun olmaması içindir. Demokratik toplumu kurarken anadilimize sahip çıktığımız gibi suyumuza, denizimize, toprağımıza da sahip çıkacağız. Ekolojik, demokratik, kadın özgürlükçü paradigmanın özü budur. Bu coğrafyada Nuh’un gemisi doğanın yok olmak ile yüz yüze kaldığı bir zamanda yaşamı yeniden başlatmıştır. 21’nci yüz yılda adeta bize Nuh’un tufanını yaşatıyorlar. Nasıl Hazreti Nuh gemisi ile yeni bir yaşam yarattıysa bizde aynısını yapmaya ant içtik. Besta, Gabar, Cûdî’de ağaçlar kesilmesin, Dicle, Nerdûş özgür aksın diye yürüyoruz. Yaşamı savunmak için her zaman alanlarda olacağız. Her yerde direnmeye devam edeceğiz. Ağacımıza, doğamıza sahip çıkmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Kalabalık grup ardından araçlar ile Besta’ya doğru yola çıkıldı ve nöbet başlatıldı. Nöbet alanında gece boyunca forum ve sohbetler ile eko kırım anlatılacak. Nöbet yarın 11.00’de son bulacak. (MA)