Şanlıurfa’nın Siverek ilçesine bağlı 600 kırsal mahallede yaşanan sistematik elektrik kesintileri 10 gündür devam ediyor.
Doğal kaynak suların kuruması nedeniyle elektriğe bağlı kuyulardan su ihtiyaçlarını karşılayan yurttaşlar, içme suyu da bulamıyor. Kesintilerin ana trafodan çıkan yangın nedeniyle yaşandığı iddia edilse de, yurttaşlar sorunun yıllardır devam ettiğini ve kesintilerin sistematik bir hal aldığını belirtti.
Elektriklerin tamamen kesilmesiyle yurttaşlar, Diyarbakır-Siverek yolunu trafiğe kapatarak tepki gösterdi. Bunun üzerine belediye tankerle su dağıtmaya başladı ancak binlerce nüfusluk mahallere 8 tankerle dağıtılan su, tarım ve hayvancılıkla uğraşan yurttaşların ihtiyaçlarını karşılamıyor. Yurttaşlar, kentteki yüksek sıcaklıkları karşısında mağdur edildiklerini söyledi.
Susuzluk tüm yaşamlarını etkiliyor
İlçeye bağlı İleri mahallesinde domates kurutma işçiliği yapan Güneş Mamak, elektriklerinin 2 aydır olmadığını söyledi. Düzenledikleri eylemler ile seslerin duyurmaya çalıştığını söyleyen Güneş Mamak, sularının elektriğe bağlı olduğunu belirtti. Mamak, “Elektrik ve su olmadığı için iş kıyafetlerimizi yıkayamıyoruz. Sonraki gün yine kirli kıyafetlerle işe gelmek zorunda kalıyoruz. Dolaptaki tüm yiyecekler bozuldu, çöpe atmak zorunda kaldık. Biz de insanız” diye konuştu.
‘Kimse sesimizi duymuyor’
Elektrik kesintisinin nedeniyle yetkililere ulaşamadıklarını kaydeden Güneş Mamak, “Eskiden aradığımızda bazen cevap alabiliyorduk. Şu an tamamen operatörleri bağlayıp hiçbir şekilde cevap vermiyorlar. Telefonlar yüzümüze kapanıyor. Kimse sesimizi duymuyor. Hepimiz elektriksiz, susuz kaldık. Yaklaşık 1 aydır soğuk su bile içemiyoruz. Herkes Şanlıurfa’nın ne kadar sıcak olduğunu biliyor. Bu sıcakta hayvanlar da susuz kaldı.” dedi.
Ziraat Mühendisi Seyhan Aluç ise, üniversiteyi bitirdikten sonra köyüne dönerek tarım yapmaya başladığını belirtti. Şanlıurfa’da mevsimlik işçi göçüne karşı köyünde 200 dekarlık alanda domates üretimi yaparak köyde hem geçim kaynağı hem de iş imkanı yarattığını belirten Aluç, 10 gündür devam eden elektrik kesintisi nedeniyle susuzluktan kaynaklı çürüyen domatesleri gösterdi:
“9 kilometre uzaklıktan su getiriyoruz. Bitkiler gözümüzün önünde kuruyor. 600 köy 10 gündür susuzlukla mücadele ediyor. Devletin bu konuyla ilgilenmesini istiyoruz.”
‘Köyden kaçış projesi’ ‘
Ayrıca devletin “Köye Dönüş Projesi”ne de değinen Aluç, şunları dile getirdi:
“Ben burada 200 dönüm tarla ektiğimde, köylülerimizin başka şehirlere mevsimlik işçi olarak gitmesine gerek kalmıyor. Günlerdir elektrik tamamen yok. Geldiğinde de tek fazda çalıştığı için su kuyularını çalıştıramıyoruz. 1980 sisteminde yaşıyoruz. Eşeklerle su çekiyoruz. Çiftçi, hayvancı çok zor durumda kaldı” dedi. Aluç, domates tarlasında çalışan işçilerin içme suyu ihtiyacını karşılamak için 30 kilometre uzaklıktaki petrole giderek termoslarla soğuk su getirdiğini belirterek “İklim değişikliği, kuraklıktan kaynaklı doğal kaynaklarımız da kurudu. Kalanlara da devlet el koydu. İşçiler de bizler de mağduruz. Soğuk su olmadığı için çalışmaya gelemiyor, göçe zorlanıyorlar. Biz burada tarım yapabilirsek işçiler Ordu’ya fındık toplamaya gitmek zorunda kalmayacak. Geçen gün Riha’dan giden işçiler kaza yaptı, dört kişi öldü. Elektriğimiz, suyumuz olursa hemşehrilerimiz bu zorbalığı yaşamak durumunda kalmaz. Burada tanıdıklarının tarlalarında sorunsuz çalışabilirler. Geçen sene 360 dönüm ekim yapıyordum bu sene 160 200ê düştü. Elektriğimiz olsaydı 600 dönüm ekebilirdik. Dışarıya çalışmaya giden köylüler burada çalışabilirdi. Köye dönüş projesi, ‘Köyden Kaçış Projesi’ oldu.”
‘Hayvanlara verecek bir damla su arıyorum’
Çobanlık yapan Ahmet Akgeyik de elektrik kesintisi nedeniyle hayvanlarının susuz kaldığını söyledi. Elektrik kesintisi nedeniyle zor durumda bırakıldıklarını ifade eden Akgeyik, “Köyde 500 ev var tek bir hanede su bulunmuyor.Sularımızı, çeşmelerimizi de kuruttular zaten. Bizi yok etmek mi istiyorlar? Bu hayvanlara yazık değil mi? Bu sıcakta sabahtan akşama kadar hayvanlara verecek bir damla su arıyorum” dedi.
Köyde tarım ve hayvancılık ile uğraşıldığını belirten Akgeyik, özellikle hasat zamanı elektrik ve sularının kesildiğini söyledi. Akgeyik, “Kimse burada bir iş yapsın istemiyorlar. Aradığımızda trafonun patladığını söylüyorlar. Bu trafo her gün mü patlıyor? Hiç kimse bu konuyla ilgilenmiyor. Her yıl bu şekilde. Özellikle bu sene tamamen kestiler elektriğimizi. Hayvanlarımız susuzluktan hastalandı. Günde bir saat elektrik veriyorlar o da tek fazda çalışıyoruz. Hayvanlarımıza su verebilmek için saatlerce elektriğin gelmesini bekliyoruz” diye konuştu.
Mahallelilerden Hediye Atila, elektrik kesintisi nedeniyle buzdolabında sakladıkları et ve peynirlerinin bozulduğunu göstererek kesinti karşısında çaresiz kaldığını söyledi:
“Dolapta bozulan yiyeceklerimizi sürekli atmak zorunda kalıyoruz. İçme suyumuzu dereden getirmek zorunda kalıyoruz. Suyumuz elektriğe bağlı olduğu için ektiğimiz bostanlar da kuruyor. Kimse köyün sorunları ile ilgilenmiyor. Muhtar yüzü görmedik, sorunlarımızla ilgilenmiyor. DEDAŞ’a gidiyoruz, muhtara gidiyoruz ilgilenen yok. Köyde hasta olan da var ama kimse kulak vermiyor. Eziyet çekiyoruz burada. Şartlarımız gittikçe kötüleşiyor.” (MA)