Son dönemde artan operasyonlar, gözaltılar ve kayyım atamalarına karşı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkevleri, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Sol Parti, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) ortak bir açıklama yaparak iktidarın baskı politikalarına tepki gösterdi. Açıklamada, “Gericileşen ve otoriterleşen tek adam yönetimine karşı gerçek bir demokrasi, barış ve demokratik bir Türkiye inşa etmek için mücadeleyi büyütüyoruz” denildi.
‘Muhalefeti susturarak ayakta kalmaya çalışıyorlar’
Açıklamada, iktidarın muhalefeti baskı ve zor yoluyla susturmayı amaçladığı belirtilerek, Cumhur İttifakı’nın kitle desteğinin erimesiyle daha da otoriterleştiği vurgulandı. “Hukuksuzluk, adaletsizlik, yasa ve anayasa tanımazlık, tek adam yönetiminde temel politika haline gelmiş durumda” ifadelerine yer verildi.
Özellikle yargının, muhalefeti hizaya getirmek için bir “sopa” gibi kullanıldığı ifade edilen açıklamada, politikacılar, gazeteciler, belediye başkanları, sanatçılar ve sendikacıların sudan bahanelerle gözaltına alındığı ve tutuklandığı belirtildi.
‘Yargı aracılığıyla iktidar gaspı’
Kayyım politikalarına da tepki gösterilen açıklamada, iktidarın halkın sandıkta vermediği yönetme yetkisini kayyımlarla “fiilen gasp ettiği” vurgulandı. “Bu uygulama, artık yargı eliyle bir iktidar gaspına dönüşmüştür. Son olarak Van Büyükşehir Belediyesi ve Van halkı bu irade gaspının hedefi olmuştur” denildi.
İktidarın bir yandan İmralı ile görüşmeler yaparken, diğer yandan DEM Partili belediyelere kayyım atamasının Kürt sorununun demokratik çözümüne yönelik sorular doğurduğu ifade edildi.
‘İşçilerin direncini kırmaya çalışıyorlar’
Son dönemde grevlerin yasaklanması ve sendikal faaliyetlere yönelik baskılar da açıklamada ele alındı. Metal işçilerinin grevlerinin Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yasaklandığı, Gaziantep’te ise tekstil işçilerinin patronların düşük zam teklifine karşı yaptığı eyleme polisin müdahale ettiği hatırlatıldı.
“İşçilerin haklarını savunmak için gerçekleştirdiği eylemler valilikler tarafından yasaklanıyor, sendikal haklar ayaklar altına alınıyor” denilen açıklamada, BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in tutuklanmasının işçilerin birliğini dağıtmaya yönelik bir hamle olduğu vurgulandı.
‘Bu saldırganlığın arkasında çaresizlik var’
Siyasi partiler, iktidarın baskı politikalarının arkasında ekonomik kriz, yoksulluk, dış politikadaki başarısızlıklar ve halkın giderek artan tepkisinin olduğunu belirtti. “İktidar muhalefeti sindirerek ve zorbalıkla halkı susturarak çare üretmeye çalışıyor” ifadelerine yer verildi.
Özellikle Devlet Denetleme Kurulu’nun yetkilerinin genişletilmesi, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) yetkilerinin uzatılması gibi hamlelerle yürütmenin gücünün artırıldığı ve sermayenin el değiştirmesine zemin hazırlandığı ifade edildi.
‘Demokrasi ve barış mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz’
Sosyalist partiler, “Kayyım atamaları ve muhalefete yönelik operasyonları tanımıyoruz” diyerek baskılara karşı mücadelenin büyütüleceğini açıkladı.
“Belediye başkanlarına, gazetecilere, politikacılara, işçilere ve hakları için mücadele eden herkese yönelik saldırılar karşısında dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz. Tüm tutuklananlar derhal serbest bırakılmalı, gözaltılar son bulmalı, kayyım atamaları geri çekilmeli ve halkın iradesi tanınmalıdır” denildi.
Son olarak, tüm demokratik ve ilerici güçlere “Gerçek bir demokrasi ve barış için ortak mücadeleye katılma” çağrısı yapıldı. “Ne yaparsa yapsınlar, tarihin akışını değiştirmeye güçleri yetmeyecek” ifadeleriyle açıklama sonlandırıldı.