Irak’ta buğdayda kendine yeterlilik hedefi, derinleşen su krizi nedeniyle tehlikeye girdi. Ülkenin en kurak yıllarından birinin yaşandığı bu dönemde, Dicle ve Fırat nehirlerindeki su seviyelerinin rekor düzeyde düşmesi ekim alanlarını daraltırken, bu sezon buğday hasadının yüzde 30 ila 50 arasında azalabileceği belirtiliyor.
Necef kenti yakınlarında çiftçilik yapan Ma’an el Fatlavi, yıllardır Fırat Nehri’ne bağımlı olarak üretim yaptıklarını ancak bu yıl suyun neredeyse tükenme noktasına geldiğini söyledi. Yeraltı suyunun tuzlu olması nedeniyle kuyu açmanın da çözüm olmadığını belirten el Fatlavi, sınırlı su tahsisini beklerken tarlalarının büyük bölümünü ekemediğini ifade etti.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) Irak Temsilcisi Salah El Hac Hasan, Irak’ın son on yılların en ağır kuraklığıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, ülkenin su rezervlerinin 2020’de 60 milyar metreküp seviyesindeyken bugün 4 milyar metreküpün altına düştüğünü açıkladı. Hasan, suyun yüzde 70’ini komşu ülkelerden alan Irak’ın, yukarı havzadaki barajlar nedeniyle daha da kırılgan hale geldiğini vurguladı.
Irak hükümeti son yıllarda ithalata bağımlılığı azaltmak için yüksek verimli tohumlar, modern sulama teknikleri ve alım sübvansiyonlarıyla buğday üretimini artırmış, üç yıl üst üste rekor rekolte elde etmişti. Ancak uzmanlara göre bu kazanımlar hızla eriyor. FAO’nun ön tahminlerine göre Irak’ın 2025-2026 pazarlama yılında buğday ithalatı ihtiyacı 2,4 milyon tona çıkabilir.
Tarım Bakanlığı, krize yanıt olarak nehirle sulanan buğday ekim alanlarını yarıya düşürürken, damla ve yağmurlama gibi modern sulama sistemlerini zorunlu hale getirdi. Su tüketimi yüksek olan pirinç üretimi ise ülke genelinde yasaklandı. Buna rağmen yeraltı sularına aşırı yüklenmenin, özellikle Basra gibi bölgelerde akifer seviyelerini tehlikeli biçimde düşürdüğü belirtiliyor.
FAO verilerine göre su kıtlığı nedeniyle kırsal bölgelerde yaklaşık 170 bin kişi yerinden edildi. Uzmanlar, sorunun yalnızca gıda güvenliği değil, aynı zamanda kırsal geçim kaynakları ve toplumsal istikrar açısından da ciddi sonuçlar doğurduğu uyarısında bulunuyor.




