• Ana Sayfa
  • Ekoloji
  • Sürdürülebilir safsatalar, uyulmayan hedefler, yeşil masallar ve gerçekler
Sürdürülebilir safsatalar, uyulmayan hedefler, yeşil masallar ve gerçekler
Süleyman Karan 27 Ekim 2025

Sürdürülebilir safsatalar, uyulmayan hedefler, yeşil masallar ve gerçekler

Küresel iklim krizine yönelik bilim insanlarının bir dediği bir diğerini tutmuyor, bu doğru… Bunu fırsat bilen ve bahane eden, başta ABD Başkanı Donald Trump olmak üzere, pek çok yeni sağcı lider de, yenilenebilir enerji kaynaklarını kötülüyor ve hidrokarbon temelli enerjiyi kullanmayı sürdürecek politikaları dayatıyor. Peki ya yeşil enerjiyi savunduğunu iddia eden sol ve yeşil partiler… Onlar da başka bir ikiyüzlülük içinde! “Yeşil ekonomi” dediklerinde genelde doların yeşilini düşlüyorlar. Bir zamanlar fosil yakıtlara ve nükleer santrallere sonuna kadar karşı çıkan Alman Yeşilleri’ni (Die Grünen) hatırlayın. Rusya-Ukrayna savaşı başladığında, “Gerekirse kömür madenlerini yeniden işletmeye alırız” diyen onlardı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) de kapatılan nükleer santralleri yeniden hizmete almayı planlıyordu. Her ikisi de Alman halkını daha pahalı Amerikan LNG’si kullanmaya ikna etmek için yapıyordu bunu!

Peki ya o elektrikli araç furyası ne ola ki? Şöyle diyeyim, ‘kirli elektrik’ kullandıktan sonra ne fayda? “Elektriğin de kirlisi mi olur?” diye soranlara cevap olsun; bal gibi olur! Eğer ki elektriği kömür ya da doğalgaz çevrim santrallerinden elde ediyorsanız, yani fosil yakıt kullanarak elektrik üretiyorsanız, ne o elektrik sürdürülebilir bir enerji kaynağıdır ne de o elektrikli araç çevre dostudur!

HEDEFİ KOYANLAR
HEDEFİ YOK SAYARSA…

Yani bakmayın COP zirvelerinde ülkelerin temsilcilerinin bir araya gelip, büyük büyük hedefler koymalarına, katılımcı ülkelerin hemen hepsi o hedeflere uymayacaklarını bile bile bu hedeflerin altına imzayı atıyor. Sonuç itibarıyla, o hedeflerin en önemlisi olan ‘1.5 oC’lik hedef’ çoktan erişilmez oldu bile… ‘Sıfır atık’ ve ‘geri dönüşüm’ kampanyaları ise yalan dolan! Kimi uzmanlara göre, artık küresel iklim felaketinden kurtulmamız imkânsız! Ve ABD’nin Paris Anlaşması’ndan çelimesinden bu yana bazı başka ülkeler de aynısını yapıyor, anlaşmadan çeilmeyenler ise her zamanki gibi ‘mış gibi yapmaya’ devam ediyor.

KÖMÜR DAHA MI UCUZ
ÖYLEYSE KÖMÜRE HÜCUM

Bu ‘mış gibi yapma’ halini veriler de kanıtlıyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (International Energy Agency-IEA)) yayımladığı rapora göre, 2025’in ilk yarısında birçok büyük pazarda yaşanan kısa vadeli dalgalanmalara rağmen, küresel kömür talebinin bu yıl ve gelecek yıl büyük ölçüde değişmeden kalması bekleniyor. IEA’nın ‘Kömür Yıl Ortası Güncellemesi, küresel kömür talebinin 2024 yılında, Çin, Hindistan, Endonezya ve diğer gelişmekte olan ekonomilerdeki artan tüketimin, Avrupa, Kuzey Amerika ve Kuzeydoğu Asya’daki gelişmiş ekonomilerdeki düşüşleri fazlasıyla telafi etmesiyle, 2023’e göre yüzde 1.5 artarak yaklaşık 8.8 milyar tonla yeni bir rekor seviyeye ulaştığını gösteriyor. Neyse ki, en yüksek kömür kullanıcısı olan Çin ve Hindistan’da elektrik tüketimindeki zayıf büyüme ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimindeki güçlü artışlar nedeniyle talebin azalmasıyla, bu eğilim 2025’in ilk yarısında tersine döndü. Buna karşılık, ABD’de kömür kullanımı, elektrik talebindeki güçlü büyüme ve yüksek doğalgaz fiyatlarının elektrik üretimi için kömür tüketimini artırmasıyla yaklaşık yüzde 10 yükseldi.

TRUMP, HİDROKARBON
TEKELLERİNİN BORAZANI

Seçim kampanyası döneminde küresel iklim krizinin bir yalan olduğunu iddia eden Donald Trump’ın, iktidara geldiğinde ilk icraatlarından biri Joe Biden döneminde gündeme alınan devasa yeşil enerji yatırımlarına bir son vermek oldu. Trump ABD’deki hidrokarbon tekellerinin sözcülüğünü yapmayı canı gönülden istiyor. Ve sonuçta ABD’de elektrik üretiminde kömür kuilanımı artış eğilimine girdi bile… ABD’de elektrik sektörünün emisyonları son üç yılın en yüksek seviyesinde bulunuyor, ancak daha fazla klima sisteminin kullanılmasıyla kömür ve doğalgaz santrallerinden daha fazla üretim yapılmasıyla, yaz aylarında emisyonların daha da artması bekleniyor.

ABD’DE ELEKTRİK SEKTÖRÜ
EMİSYONLARI YÜZDE 5 ARTTI

Temiz enerji geçişini hızlandırmak için veri ve politika üreten bağımsız bir küresel enerji düşünce kuruluşu olan Ember’in verilerine göre, 2025’in ilk beş ayında ABD’de fosil yakıtların kullanılmasından kaynaklanan elektrik sektörü emisyonları yüzde 5 artarak yaklaşık 640 milyon tona ulaştı. Bir yıl önce aynı aylara göre emisyonlarda yaklaşık 32 milyon tonluk artış, esas olarak ABD üretim karışımında kömür kullanımının artmasından kaynaklanıyor. Zira elektrik şirketleri, doğalgaz fiyatlarındaki artışın ardından bir yıl öncesine göre doğalgaz kullanımını azalttı. Bu şirketler, evlerin ve işyerlerinin daha fazla elektrik tüketmesi nedeniyle artan elektrik talebini karşılamak için hem kömürden hem de doğalgazdan elektrik üretmeye başladı.

Bu yüksek talepten kaynaklanan yüksek üretim eğilimleri, güneş enerjisi çiftlikleri gibi temiz enerji kaynaklarından elektrik üretimi rekor seviyelere ulaşsa bile, elektrik sektörü kirlilik toplamlarını daha da artıracak. Çünkü her ne kadar büyük yatırımlar yapılırsa yapılsın, güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisinden elde edilen toplam elektrik üretimi hâlâ çok yetersiz. Yatırım maliyetleri her yıl biraz düşmesine rağmen halen yüksek kalmaya devam edilyor.

AVRUPA FAZLA KÖMÜR YAKMADIYSA
TEMEL SEBEBİ EKONOMİK DURGUNLUK

Gelelim Avrupa’ya, yani sürdürülebilir enerji ve yeşil ekonominin bayraktarlığını yaptığı iddiasındaki kıtaya… Avrupa Birliği’nde (AB) bu dönemde kömür talebi genel olarak durgun seyretti ve sanayideki düşük tüketim, elektrik üretiminden kaynaklanan yüksek talebi telafi etti. Yani neredeyse diyeceğiz ki, “İyi ki Avrupa resesyonun kıyısında!” Ancak şunu da unutmamak gerek ki, Ukrayna savaşından itibaren Rusya’nın doğalgaz ve petrolünü alamayan AB ülkelerinde enerji enflasyonu bel büküyor, bundan da öte enerjinin artan maliyetleri sebebiyle başta Almanya olmak üzere, Avrupa sanayisi bir darboğaz içine girmiş bulunuyor. Bu sıkıntıya ne kadar katlanacaklarını hep birlikte göreceğiz. Eğer ki yeni sağ partiler iktidara gelirse, büyük olasılıkla kapanan kömür madenleri yeniden açılabilir, aynı şekilde kapatılmış nükleer santraller devreye alınabilir. Çünkü enerjiye ödenen bedel çok yüksek. Ve sanayiyi tekrar ayağa kaldırımazlarsa pek çok ülkede merkez partiler seçimleri kaybetme riskiyle karşı karşıya… Yerine gelecek olanlar ise yeni sağ partiler, buna hiç şüphe yok.
Batının gelişmiş ekonomilerinin hali bu… Bu sebeplerle, kömüre talebin ABD’de yaklaşık yüzde 7, AB’de ise yaklaşık yüzde 2 oranında artacağı tahmin ediliyor.

2025’TE HAFİF BİR ARTIŞ 2026’DA
MARJİNAL BİR DÜŞÜŞ BEKLENİYOR

Gelişen piyasalara gelince… Önce devasa boyutta kömür tüketen iki Asya devine bakalım… 2025 yılı boyunca Çin’deki kömür talebinin yüzde 1’den az bir oranda, hafif bir düşüş göstermesi bekleniyor. Pekin yenilenebilir enerjiye milyarlarca dolar yatırıyor ve bunun sonucunu almaya başladı. Hindistan’da da görece bir düşüş yaşanması ihtimali olduğuna ise Başbakan Narendra Modi’nin açıklamaları sonrasında pek inanmak mümkün değil. Modi, Hindistan’ın 1 milyar ton kömür ürettiğini gururla açıkladıktan sonra hele…
IEA’nın bu verilerinin de ortaya koyduğu gibi, kısa vadeli dalgalanmalara rağmen, küresel kömür kullanımının altında yatan yapısal etkenlerin büyük ölçüde değişmeden kaldığı görülüyor. Sonuç olarak, 2025’te küresel kömür talebinde hafif bir artış öngörülüyor. Ardından 2026’da marjinal bir düşüş beleniyor ve bu da talebin 2024 seviyelerinin hemen altına inmesine neden olabilir. Bu öngörü, aralık ayında IEA’nın yıllık kömür piyasası raporu olan ‘Coal 2024’te yayınlanan tahminle tutarlı ve o tarihten bu yana kaydedilen en önemli değişiklikler arasında küresel ekonomik büyümeye yönelik aşağı yönlü revizyonlar ve ABD’de kömür lehine önemli bir enerji politikası değişikliği yer alıyor. Ancak, gerek ABD gerekse gelişen ekonomilerin kömür kullanımını daha da artırma ihtimalini yeterince dikkate almayan bir projeksiyon olabilir bu. Gelişen ekonomilerde kömür kullanımını artırmaya eğilimli ülkeler arasında Endonezya, Vietnam, Türkiye ilk akla gelenler… Diğer gelişen ekonomilerin kalkınma hedefleri sebebiyle kömürden kısa sürede vaz gemeyeceklerini de belirtmek lazım.

YAZLAR DAHA DA SICAK
KIŞLAR DAHA SOĞUK OLACAK

IEA Enerji Piyasaları ve Güvenlik Direktörü Keisuke Sadamori, “2025’in ilk yarısında farklı bölgelerde zıt eğilimler görsek de, bunlar küresel kömür talebinin temel gidişatını değiştirmiyor. Dünya kömür tüketiminin, önceki tahminlerimiz doğrultusunda, bu yıl ve gelecek yıl genel olarak sabit kalmasını bekliyoruz. Ancak hava koşulları ve yüksek ekonomik ve jeopolitik belirsizlik nedeniyle farklı bölgelerde kısa vadeli dalgalanmalar yaşanması mümkün” diyor. Sadamori’nin saydığı üç etmenin de kömür üretimini beklentilerin üzerinde artıracağını ben daha net olarak söyleyebilirim. Zira görünen köy kılavuz istemez! Küresel iklim krizinin etkilerinin 2025 yılında ne denli belirginilk kazandığını görüyoruz. Hava anomalileri giderek artıyor. Yazın sıcaklık rekorları kırılmıştı, bu yıl kışın çok sert geçeceği konusunda uzmanlar hemfikir. Yani bu yaz nasıl klimalara yüklendiysek, bu kış da kaloriferlere ve sobalara öyle yükleneceğiz!
Ekonomik belirsizliklerin azalmayıp artacağını, siyasî gerilimlerin yeni bölgesel savaşları tetikleme ihtimalinin de yüksek olduğunu ekleyelim. Sanırım Karayipler’e giden ABD uçak gemisinin uyuşturucu kartelleriyle savaşacağına inanan yok! Washington, Venezuela’nın 303.5 milyar varillik petrol rezervlerini elinin altında tutmak istiyor ve bu sebeple bir işgal ya da darbe planlıyor. Sebep? Olası bir savaş durumunda elinde bol bol hidrokarbon kaynağı olsun diye… Ha kömür değil de petrol!.. Kapitalizmin yapısal bunalımı sürmeye devam ederken, Trump ya da diğer liderler yarın öbür gün, “Petrol kömürden daha temiz bir enerji kaynağı, çevre dostu” diyecek kadar rezilleşebilirler, hiç şaşırmayın!

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.