Suriye Geçici Hükümeti’nin eski rejimin merkeziyetçi çizgisinde ısrar etmesi, toplumun farklı kesimlerinden tepki çekmeye devam ediyor. Bölgedeki aşiret temsilcileri ve kanaat önderleri, Suriye’nin geleceğinin ancak ademi merkeziyetçi bir yapıyla inşa edilebileceği konusunda hemfikir.
‘Ademi merkeziyetçi sistem herkesin talebidir’
Haseke Sulh Meclisi temsilcisi Mihemed Xêr Necarî, Suriye’nin doğusundan batısına tüm halkların ademi merkeziyetçi bir sistem talep ettiğini söyledi. Necarî, “Ademi merkeziyetçi bir sistem, Dera’dan Derik’e kadar tüm bileşenlerin yerini bulduğu bir yapıdır. Devlet, tüm halkları temsil eden kurumlar üzerine inşa edilmelidir,” dedi. Aşiretlerin binlerce yıldır toplumsal barışı korumada temel bir rol oynadığına dikkat çeken Necarî, Cizre Kantonu’nun yalnızca gıda kaynağı değil, aynı zamanda halkların birlikte yaşamının ve kardeşliğinin merkezi olduğunu vurguladı.
‘Aşiretlerin birliği barışın güvencesidir’
Bûblan Aşireti Meclisi üyesi Selman Gedo ise, bölgedeki krizlerin aşılmasının tek yolunun halkların birliği olduğunu belirtti. “Biz yüzyıllardır aşiretler olarak bir aradayız. Bu güçlü bağ, geleceğimiz için güven ve istikrar ihtiyacıdır,” diyen Gedo, Kürt, Arap ve diğer halkların birlikteliğinin korunmasının önemine değindi ve bu birliğe zarar vermenin büyük bir tehlike yaratacağını ifade etti.
‘Siyasi merkeziyet kabul edilemez’
Bûblan Aşireti Meclisi Başkanı Efîf Elî, siyasi merkeziyetçiliği reddettiklerini açıkça dile getirdi. “Merkeziyetin iki türü vardır: Siyasi ve idari. Biz yalnızca idari bağlarla sınırlı kalmayı kabul etmiyoruz. Bu, bizi başlangıç noktasına döndürür,” diyen Elî, 15 bin şehit verildikten sonra haklarından geri adım atmanın mümkün olmadığını savundu. Kürtlerin de tüm halklar gibi kendi haklarını elde etmesi gerektiğini vurgulayan Elî, Suriye’nin Kürt, Arap, Çerkez ve Ermeni gibi farklı halklardan oluşan yapısının bir zenginlik olduğunu ve Baas Partisi’nin bu tarihi bağları yok etme çabalarının başarısız olduğunu sözlerine ekledi.