Perşembe günü, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) öncülüğündeki cihatçı grupların stratejik bir konumda yer alan Hama’nın iç kesimlerine doğru ilerlediği belirtilirken, Suriye ordusundan yapılan açıklamada yoğun çatışmaların ardından cihatçıların kente girdiği duyuruldu.
Suriye ordusundan konuyla ilgili yapılan açıklamaya göre, böylece cihatçı gruplar Hama’da da kontrolü sağlayıp Şam’dan önceki son kale olan Humus’a dayandı.
Esad rejimi, 2011’de iç savaşın başlamasından bu yana Hama’daki kontrolü ilk kez kaybetti. Halep, Humus ve Şam’ı birbirine bağlayan Hama, stratejik öneme sahip bir yol üzerinde bulunuyor.
Peki, Hama’nın hem antik hem modern tarihte ve hem de günümüzde önemi nedir?
Hama’nın tarihi
Hama, Suriye’nin antik yerleşimlerinden biri olup, tarihi çok eski zamanlara, Taş Devrine kadar uzanır.
M.Ö. 11. yüzyılda Aramiler tarafından yönetilen bu şehir, o dönemde “Hamath” olarak bilinirdi. Hama, daha sonra M.Ö. 7. yüzyılda Asurlar, Persler, Makedonyalılar ve Yunanlılar tarafından yönetilmiş ve Seluokos hanedanı döneminde, M.Ö. 2. yüzyılda “Epifanya” adı verilmiştir. Brittanica Ansiklopesine göre Bizans döneminde kente yeniden orijinal adına daha yakın olan “Emath” deniliyordu.
Müslümanlar, M.Ö. 7. yüzyılda Hama’yı fethederek bölgeyi kontrol altına almışlardır. Haçlılar 1108’de Hama’yı ele geçirip, 1115’te Müslümanlar tekrar şehri geri almışlardır. Şehir, 1175’teki büyük depremle yıkılmış ve 1188’de Selahaddin Eyyubi tarafından alınmıştır. Hama, 1300’de Memlükler, 12. yüzyılın başlarında ise Osmanlılar tarafından yönetilmeye başlanmıştır.
Fransız güçlerinin 1946’da Suriye’den çekilmesi ve Suriye’nin bağımsızlık kazanmasının ardından, Hama Suriye’nin bir parçası haline gelmiştir.
Hama’nın kültürel mirasları
Hama’nın su değirmenleri kentin sembolü ve kültürel mirası. Değirmenler, nehirden su çekip, kıyıdaki meyve bahçelerinin sulanmasında kullanılıyor. Hama “Su Değirmenlerinin Anası” lakabını da buradan alıyor. Hatta bazı değirmenler bugün bile hala çalışıyor.