Kuzey ve Doğu Suriye’de konuşulan gündemlerden biri de “Adem-i Merkeziyetçilik”.
Ankara bu söylemleri Suriye’nin üniter yapısına hem de Türkiye’nin ulusal güvenliğine doğrudan tehdit olarak görüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yönünü Ankara’ya, Şam’a dönenler kazanacak; kendisine yeni yabancı patronlar arayanlar kaybedecek” dedi ve Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi’ne mesaj verdi.
Suudi kanalı “El-Hadath”, Suriye geçiş hükümetinin Dışişleri Bakanlığı’nın “hükümetin idari ademi merkeziyetçiliğe inandığını ancak siyasi ademi merkeziyetçiliği reddettiğini” söylediğini aktardı. Ayrıca, “hükümetin diyaloğun Suriyeliler arasında olması gerektiğini düşündüğünü” tekrarladı.
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi ise 31 Ağustos’ta yaptığı değerlendirmede, “Barış görüşmelerinin başarılı olmasını istiyoruz. Suriye’deki 15 yıllık iç savaşın sona ermesi gerektiğine inanıyoruz. İleriye dönük tek yol adem-i merkeziyetçi bir sistemdir. Bu konuda çalışmalar devam ediyor. Tüm Suriyeliler ve uluslararası güçlerin bunu yavaş yavaş uygun göreceğine inanıyorum. Suriye için başka bir çözüm mümkün değil. 14 yıl savaş Suriye için yeterlidir. Artık demokratik, adem-i merkeziyetçi ve çoğulcu bir sistem kurulmalıdır. Her halkın kendi yerini bulacağı yeni bir Suriye inşa edilmelidir. Suriye artık 2011 öncesinin Suriye’si olmayacak.” İfadelerini kullandı.
Salih Müslim ise, en uygun yönetim modelinin adem-i merkeziyet olduğunu belirterek, “Merkeziyetçi sisteme asla dönmeyeceğiz. 2011 öncesine de asla dönmeyeceğiz. En iyi çözüm demokrasi ve adem-i merkeziyettir. Adem-i merkeziyetin tek bir versiyonu yok. Bunun farklı biçimleri var; özerklik, bölgesel yönetim, federal yapı… Aleviler, Dürziler ve Kürtler merkeziyetçiliğe karşı çıkıyor. Demokratik Suriye Güçleri’nin (SDG) tasfiyesi de kabul edilemez. Kendi bölgemizi kendimiz korumalıyız. SDG bunun için kuruldu.” dedi.
Washington Post’un geçtiğimiz günlerde yayınlanan haberine göre, Suriye’de azınlıklara yönelik şiddetin tırmanması, yeni yönetimin en önemli uluslararası destekçilerinden biri olan ABD’nin pozisyonunda önemli bir değişikliğe yol açtı.
Daha önce Ahmed Şara’nın ülkeyi birleştirme çabalarına güçlü destek veren Trump yönetiminin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Süveyda’daki olayların ardından Suriye’nin “yüksek derecede merkezi bir devlete alternatifler düşünmesi gerekebileceğini” söyledi.
Adem-i merkeziyetçi sistem
Peki Adem-i merkeziyetçi (yerinde yönetim) sistemi nedir? Nasıl uygulanır?
TDK’ya göre Adem-i merkeziyet, bir devlette idari yapının kuruluş ve işleyişi ile ilgili bir uygulama tarzı olup merkez teşkilatına bağlı olmayan yerinden yönetim birimlerinin bağımsız karar almasını mümkün kılan bir alt idare şeklidir.
Adem-i merkeziyetçi Arapçadaki “La Merkezî” kavramından geliyor. 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda, özellikle reform arayışları döneminde kullanılmaya başlandı. Demokratik bir anlayışı ifade ediyor. Bu model, yetkinin bölgesel ve yerel özerkliklere göre paylaştırılması esasına dayanıyor.
Adem-i Merkeziyet, mahalli idarelerin merkezi idare karşısındaki yetki ve özerkliğinin genişlemesi hareketidir.
Ademi-merkeziyet bazı bakımlardan, merkeziyetin karşıtı olarak görünür.
Gerçekten de ademi-merkeziyet, mahalli idarelerin, hükümet ve merkezi idareye bağımlılığının azalması demektir.
Örneğin, mahalli halkın iradesiyle seçilen belediye başkanlarının yetkilerinin yasama tasarruflarıyla artırıldığı, ya da karar verme yetkisinin merkezi idareye aktarıldığı hallerde ademi-merkeziyet söz konusudur.
Adem-i Merkeziyet demokratik mi?
Genellikle, ademi-merkeziyet, seçilmiş organların yetki ve imtiyazlarını fiilen pekiştirdiği ölçüde demokratik karakter kazanır ve demokrasinin gerçekleşmesinde bir araç olarak görülebilir. Ademi-merkeziyet, esasta, merkeziyetin tam karşıtıdır. İyi düzenlendiği takdirde, ademi-merkeziyet ve merkeziyet birbirlerini tamamlayıcı olabilirler ve tamamlamalıdırlar.
‘Yerinden yönetim’ kavramı
Yerinden yönetim sistemi, modern çağdaki karşılığıyla “özerklik” temelinde şekillenir. Özerklik; farklı kültürlere ve topluluklara sahip toplumların, aynı ülke sınırları içinde kendi kimliklerini ve yaşam biçimlerini koruyarak birlikte yaşamalarıdır. Bunun için anayasal ve hukuki güvencelerle demokratik yollarla seçilen organlar aracılığıyla yönetim sağlanır.
Özerklik kavramı ve örnekler
Etimolojik olarak Yunancadan gelen “özerklik” (Otonomi) kelimesi; “autos” (kendi) ve “nomos” (yasa, kural) kelimelerinden türemiştir. Siyasal bir teknik olarak, amacına uygun şekilde siyasi birlikler yaratabilir ve yönetimde etkinlik sağlayabilir.
İlk kez Finlandiya’da kullanıldı
Bu model ilk kez 1921 yılında Finlandiya’da uygulanmaya başlanmıştır. Finlandiya hükümeti, Åland Adaları’nda yaşayan İsveçlilere özerklik hakkı tanıdı.
Dünyadan örnekler
Bugün dünyada pek çok özerk bölge bulunuyor. Örnek olarak şunlar sayılabilir:
İtalya: Sicilya, Sardinya, Friuli-Venezia Giulia, Trentino-Alto Adige (Güney Tirol), Aosta Vadisi.
İspanya: Endülüs, Katalonya, Madrid, Valensiya, Galiçya, Kastilya-León, Bask Ülkesi, Kanarya Adaları, Kastilya-La Mancha, Murcia, Aragon, Extremadura, Asturya, Balear Adaları, Navarra, Kantabria, La Rioja. Ayrıca Kuzey Afrika’daki Ceuta ve Melilla da İspanya’ya bağlı özerk bölgeler arasındadır.
Birleşik Krallık: İskoçya, Galler, Kuzey İrlanda, Man Adası, Guernsey ve Jersey.
Finlandiya: Åland Adaları.
Danimarka: Grönland ve Faroe Adaları.
Fransa: Yeni Kaledonya, Fransız Polinezyası.
Moldova: Gagavuz bölgesi.
Sırbistan: Voyvodina.
Irak: Kürdistan Bölgesel Yönetimi.
Portekiz: Azorlar ve Madeira.
Kanada: Nunavut.
Nikaragua: Kuzey ve Güney Atlantik Özerk Bölgeleri.
Panama: Kuna Yala bölgesi.
Tanzanya: Zanzibar.
Filipinler: Mindanao Müslüman Özerk Bölgesi.
Endonezya: Açe.
Hindistan: 11 özerk bölge.
Güney Afrika: 9 özerk bölge.
Bolivya: 9 özerk bölge.
Kürtlerin tarih boyunca talepleri
Kürtler de , bugün olduğu gibi, tarih boyunca da kendi bölgelerinde özerklik talep etmiştir. Tarihte de federasyon, konfederasyon, beylik ve özerklik çatısı altında yaşamışlardır. Rojnews’te yer alan bilgilere göre ilk konfederasyon sistemi Huriler döneminde hayata geçirildi.
İlk konfederasyon: Hurriler
Bölgede bilinen ilk federasyon Huriler döneminde kurulmuştur. Kürtlerin yaşadığı bölgelerdeki dağlık ve ovalık bölgelerindeki kabileler, dış tehditlere karşı birleşerek konfederatif yapılar oluşturmuşlardır. M.Ö. 3000’li yıllarda “Huriler” adıyla anılmışlardır.
Huriler, M.Ö. 2500-1500 yılları arasında Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki bölgede, yani Mezopotamya’da, uygarlığın merkezlerinden birinde yaşamışlardır. Kabile ve aşiret esasına dayalı bir örgütlenme geliştirmişlerdir. Ancak dönemin merkezi uygarlık gücü olan Sümerler, onları merkezî bir yapıya dönüştürmeye izin vermemiştir. Bu nedenle Huriler kendi aralarında konfederatif bir örgütlenmeye gitmiş ve böylece hem birliklerini korumuş hem de Sümerlerin tahakkümünden uzak durmuşlardır.
Mitanni Konfederasyonu
Hurilerden sonra, M.Ö. 1500-1250 yılları arasında Mitanni Konfederasyonu ortaya çıkmıştır. Merkezi, Kuzey ve Doğu Suriye’nin Serêkaniyê kenti olan Waşokanî idi. Bu yapı, bir konfederasyonun ilk kez imparatorluk benzeri bir organizasyona dönüşmesiyle dikkat çekmiştir. Yedi aşiretten oluşuyordu. Her aşiret kendi bölgesinde özerk bir şekilde yönetim sürdürüyordu.
Med Konfederasyonu
Kürtlerin tarihinde en bilinen konfederasyonlardan biri Med Konfederasyonudur. Araştırmalara göre, Urartuların ardından M.Ö. 700-550 yılları arasında Med aşiretleri birleşerek konfederatif bir yapı oluşturmuş ve Babil ile ittifak kurmuştur. Bu konfederasyon altı Kürt ve Pers boyundan oluşmaktaydı: Boussî, Parîtassî, Stirokatî, Arîzantî, Boudî ve Kürt aşiretleri.
Önemli Beylik ve Devletler
Botan Emirliği (1330-1855): Uzun süre özerk yaşamış, daha sonra Osmanlı yönetimine bağlanmıştır.
Soran Emirliği (1399-1835): Döneminin en güçlü emirliklerinden biri olmuştur.
Baban Emirliği (1649-1851):
Badinan Beyliği (1376–1843)
Hakkari Beyliği (1380-1845)
Mukriyan Beyliği (1400-1850)
Qûçan Beyliği (1600?-1800?)
Modern Dönem Örnekleri
Kürdistan Krallığı (1846-1867): Osmanlı’ya bağlı özerk bir eyalet olarak varlığını sürdürmüştür.
Ağrı Cumhuriyeti (1927-1930): Kısa süreli bir Kürt devleti olmuştur.
Mahabad Cumhuriyeti (1946): Kürtlerin bağımsızlık sembollerinden biri olan kısa ömürlü bir cumhuriyet kurulmuştur.