• Ana Sayfa
  • Kültür Sanat
  • ‘Tarihin sessizlerini konuşturan’ Eduardo Galeano on yıl önce aramızdan ayrıldı

‘Tarihin sessizlerini konuşturan’ Eduardo Galeano on yıl önce aramızdan ayrıldı

13 Nisan 2015’te aramızdan ayrılan Uruguaylı yazar, geride sadece kitaplar değil, çağının tanıklığını eserlerine taşımış bir yaşam bıraktı.

‘Tarihin sessizlerini konuşturan’ Eduardo Galeano on yıl önce aramızdan ayrıldı
‘Tarihin sessizlerini konuşturan’ Eduardo Galeano on yıl önce aramızdan ayrıldı
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 13 Nisan 2025 18:52
  • Güncellenme: 14 Nisan 2025 00:49

Bugün, kaleminin gücü Güney Amerika’dan dünyaya yayılan ve eserleriyle derin etkiler bırakan ‘edebiyatın vicdanı’ Eduardo Galeano’nun ölüm yıldönümü. 13 Nisan 2015’te aramızdan ayrılan Uruguaylı yazar, geride sadece kitaplar değil, çağının tanıklığını eserlerine taşımış bir yaşam bıraktı.

O’nun satırlarında Güney Amerika’nın tarihi,  altın madenlerinden futbol sahalarına, diktatörlüklerden sokaklara kadar geniş bir yelpazede yeniden hayat buldu.

3 Eylül 1940’ta Montevideo’da doğan Eduardo Germán Hughes Galeano, genç yaşta gazetecilikle tanıştı. 14 yaşında karikatürler satarak çalışma hayatına atılan Galeano, 20’li yaşlarında Uruguay’ın önemli yayınlarında editörlük yaptı.

Ancak 1971’te, CIA’nın Condor Planı çerçevesinde hayata geçirdiği askeri müdahalelerden biri olan Uruguay darbesi, onun hayatını değiştirdi. Tutuklandı, sürgüne zorlandı ve önce Arjantin’e, ardından İspanya’ya sığındı. Sürgün yıllarında yazdığı “Latin Amerika’nın Kesik Damarları”, Güney Amerika’da birçok ülkede yasaklansa da dünya çapında bir manifesto haline geldi.

Galeano’nun eserleri, tarih, şiir ve hikâyenin eşsiz bir karışımıydı. ‘Ateş Anıları’ üçlemesi, Amerika kıtasının 15. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan hikâyesini, unutulmuş kahramanların ve sıradan insanların gözünden anlattı. Bireylerin, sıradan insanların hikâyeleriyle örülmüş esere aften Galeano, “Tarihin gerçek aktörleri halklardır. Adı sanı bilinmeyen, ama yaşadığıyla iz bırakan insanlar” demişti.

‘Gölgelerin Kucağında’ ve ‘Aynalar’ gibi kitapları, insanlığın kolektif hafızasını yansıtan kısa, vurucu öykülerle doluydu. Galeano, futbol tutkusunu “Gölgede ve Güneşte Futbol” ile edebiyata taşıyarak, sporun toplumsal anlamını da sorguladı.

Güney Amerika’nın sömürgeleştirilmesinden günümüze kadar gelen ekonomik ve politik süreci çarpıcı bir dille anlattığı eseri ‘Latin Amerika’nın Kesik Damarları’ en bilinen eseriydi.

Ardında dünyayı biraz daha anlamamızı sağlayan hikâyeler bırakan Galeano, edebiyatı bir lüks değil, bir sorumluluk olarak gördü ve satırlarında yoksullar, yerli halklar, kadınlar, çocuklar ve doğa konuştu.