• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Tayip Temel: Bu süreç çağrıyla nihayete ermedi, çağrı bir başlangıç

Tayip Temel: Bu süreç çağrıyla nihayete ermedi, çağrı bir başlangıç

DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, Abdullah Öcalan’ın PKK’ye yönelik “silah bırakma ve kendini feshetme” çağrısını, çözüm sürecinin sonu değil, yeni bir başlangıç olarak değerlendirdi.

Tayip Temel: Bu süreç çağrıyla nihayete ermedi, çağrı bir başlangıç
Tayip Temel: Bu süreç çağrıyla nihayete ermedi, çağrı bir başlangıç
Eylül Deniz Yaşar
  • Yayınlanma: 28 Şubat 2025 19:40

DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel Abdullah Öcalan’ın PKK’ye yönelik “silah bırakma ve kendini feshetme” çağrısını İlke TV’ye değerlendirdi. Temel bu çağrının Kürt meselesinin çözümünü nihayete erdiren bir son değil, aksine “yeni bir başlangıç” olduğunu vurguladı.

İmralı’yı ziyaret eden DEM Parti heyetinden Sırrı Süreyya Önder’in Öcalan’ın çağrı metninin okunmasından sonra Öcalan’ın ilettiğini söylediği ve sözlü olarak paylaştığı notta belirttiği “demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması” ifadelerinin somut karşılığının ne olduğunu sorduğumuz Temel bu konuda üç noktaya dikkat çekti:

Birincisi Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki “tecrit” koşulları oldu; Temel öncelikle “tecridin kalkması, yasal düzenlemelerin bu anlamda yapılması” gerekliliğini belirtti.

İkincisi cezaevlerindeki diğer siyasi mahpuslar konusu; Temel “Cezaevinde infaz yasası dahil olmak üzere hukuki düzenlemelerin yapılması”nın Öcalan’ın ek notunda belirttiği hukuki boyutun bir parçası olarak ele alınabileceğini söyledi.

Üçüncüsü sürecin şiddet ve çatışma zeminini ortadan kaldıracak “yeni bir yasal çerçeve” konusu.

“Bu çağrı hukuki, siyasi ve yasal çerçevenin düzenlenmesi, hazırlanması çağrısıdır” diyen Temel, DEM Parti’nin önümüzdeki süreçte “iktidarın, devletin bu çağrının gerekliliklerini yerine getirmesi konusunda” yoğun mesai harcayacağını ve çağrının muhatabı olduğunu belirttiği “iktidarın adım atması” için DEM Parti’nin barışı savunan tüm kesimlerle birlikte bir özne olarak aktif sorumluluk alacağını vurguladı.

‘Basın çağrıyı bir paranteze sıkıştırıyor’

“Sayın Öcalan bir hazırlık içindeydi, bu hazırlığı heyetimizle paylaştı. Heyetimiz de o açıklamayı olduğu gibi dışarıya yansıttı” diyen Temel “Bu çağrı beklenen bir çağrıydı. Bu sorunu çatışma ve şiddet zemininden çıkarma gibi bir irade beyan etti, hem silahlara dair hem PKK’nin bundan sonra vereceği karara dair bir çağrı yaptı” diyerek çağrının temel muhtevasına dair değerlendirmelerini sundu.

Çağrının bir bütün olarak ele alınmasi gerektiğini belirten Temel bu noktada özellikle medya kuruluşlarının tutumuna değindi ve basının yaklaşımına dair eleştirilerini sundu:

“Basının ve bazı çevrelerin ısrarla birkaç başlığa ve paranteze sıkıştırması gibi bir durum var. İşin aslının anlaşılması konusunda basın, basının büyük bir kısmı sorumlu davranmıyor. Bu çağrı kendi zemininde şu an muhattap olarak adres gösterdiği nokta devletin, iktidarın bu konuda gerekli iradeyi göstermesidir.”

Çağrıya eklenen notun anlamı ve bundan sonrası…

Çağrıya ek olarak sürecin hukuki ve siyasi zemininin hazırlanması için bir “dipnot”un da paylaşıldığını sözlerine ekleyen Temel, bu notu Öcalan’ın “Silah bırakma kararının zemininin oluşturulmasına dair bir beklenti, bir çağrı” olarak tarif etti.

Öcalan’ın çağrısının “sorunu bitiren, sorunun nihayete erdirilmesini sağlayan bir çağrı olmadığını” söyleyen Temel “Bu çağrı bir başlangıç” dedi ve sözlerini şöyle noktaladı:

“Bundan sonraki süreç çok daha önemli. Örneği tecridin kalkması, yasal düzenlemelerin bu anlamda yapılması. İkincisi, cezaevinde infaz yasası dahil olmak üzere hukuki zeminin, hukuksal düzenlemelerin yapılması. Üçüncüsü de eğer şiddet ve çatışma zemini ortadan kaldırılacaksa bunun yasal çerçevesinin hazırlanması gerekiyor. Bunların hepsi startı verilen çağrıyla beraber bundan sonra yapılması gerekenlerdir. Yoksa bu süreç çağrıyla nihayete erdi, çağrı yapıldı, olay bitti gibi bir yanılgı, bir yanlış okuma olayı eksik ele almaktır ve yanlış analizlere sebep olur. Bu bir start ve bundan sonraki süreç çok önemli.”