Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Sosyalist Meclisler Federasyonu’nun (SMF) ortak düzenlediği “Demokrasi ve Barış İçin Buluşuyoruz, Mücadelenin Olanaklarını Konuşuyoruz” başlıklı çalıştay, Ankara Makine Mühendisleri Odası Eğitim ve Kültür Merkezi’nde ikinci gününde devam etti.
Çalıştayın “Temsil ve demokrasi krizinin aşıldığı yeni bir demokrasi ve mücadelenin olanakları” oturumunda, farklı siyasi partilerden temsilciler söz aldı. CHP Milletvekili Okan Onur Konuralp, Meclis’te muhalefet partilerinin ortaklaştığı düzenlemelere dikkat çekerek, “Birbirini dinlemeyen siyasi partiler bir araya geliyor. Türkiye zor bir dönemden geçiyor ama aynı zamanda umut verici bir süreçten de geçiyoruz” dedi. Konuralp, “Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak hepimize iyi gelecek” ifadelerini kullandı.
‘Tabuları yıkan Öcalan’dır’
DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, sürecin demokratik muhalefet açısından taşıdığı öneme vurgu yaptı. Sürecin yürütücüsünün Abdullah Öcalan olduğunu belirten Temel, “Öcalan 1993’ten beri çatışmaları sonlandırmaya çalışıyor. Barış liderliği tabuları yıkmakla mümkündür. Yerleşik tabular yıkılmadıkça toplum çürür. Bugün tabuları yıkan liderlik Öcalan’dır” dedi.
Temel, süreci “alışkanlıklara ve tabulara müdahale” olarak tanımlayarak, “Bu süreç iktidara can suyu taşıyan bir süreç değil. Öcalan 27 Şubat’tan beri tarafların ön yargılarını aşmak için büyük bir mücadele yürütüyor. Kürt siyasi hareketi demokratik toplumun inşası için mücadele biçimini değiştiriyor, bu da Türkiye’deki demokrasi güçlerine muazzam bir imkân sunuyor” diye konuştu.
‘İktidar CHP’yi masadan kaldırmak istiyor’
İktidarın Kürt siyasi hareketini ve muhalefetleri her zaman tasfiye etmek istediğini ifade eden Temel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her zaman ister. Bunu hep ister. Her yerde bu böyledir. Devlet dediğimiz şey kendisine karşı olan demokrasi güçlerini, muhalefet olabilir hiç karşı tarafından olan birinin güçlenmesini ister mi? Zaten karşı tarafı güçlendirmeyi istemesi iktidarın karakterine ters, bu tahammüllü de değil. Ayrıca AKP sürecin toplumsallaşmasına niye karşı? AKP neden Abdullah Öcalan başta olmak üzere Kürt siyasi hareketinin kendini topluma anlatmak kanalını kapatmasında niçin ısrarcı? Neden süreci tüm topluma kapatıyor? Israrla neden CHP’yi masadan kaldırmaya çalışıyor? Sol sosyalistlerin güven duymalarının önüne geçmek istiyor? Bir sebebi var; çünkü bu süreç toplumsallaşırsa iktidarın istediği bir şey değil. Bu yüzden önüne geçmek istiyor. Bu süreç beni besler, beni büyütür ve toplum üstünde bir hegemonya kurmama neden olur diyemiyor. Bu süreç esas olarak dinamikleri toplumu işaret ediyor. Toplumsal güçlerin hareket etmesine işaret ediyor. Demokrasi güçlerinin birlikte daha birlik bir zemini yakalamasını ön görüyor.”




