3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla açıklama yapan DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, Türkiye’de gazetecilik mesleğinin baskı, sansür, gözaltı ve tutuklamalarla karşı karşıya olduğunu ifade etti.
Birleşmiş Milletler’in 1993 yılında aldığı kararla ilan edilen bu özel günün, Türkiye’de bir kutlama değil, mücadele günü olduğuna dikkat çeken Temel, “Gazetecilik mesleği açısından ciddi tehditler söz konusudur. Hakikati dile getiren gazeteciler ya susturulmakta ya da kriminalize edilmektedir” dedi.
‘RSF endeksine göre Türkiye 159. sırada’
Temel, Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütü’nün 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre Türkiye’nin 180 ülke arasında 159. sıraya gerilediğini hatırlatarak, gazetecilere yönelik baskıların uluslararası düzeyde de tescillendiğini vurguladı.
‘Kürt gazeteciler doğrudan hedefte’
Açıklamada özellikle muhalif ve Kürt gazetecilerin yoğun baskı altında olduğu belirtildi. Temel, “Bugün hâlâ onlarca gazeteci cezaevindedir. Gazetecilerin yaşam hakları da kimi zaman doğrudan hedef alınmaktadır” ifadelerini kullandı. Son beş yılda Irak Federe Kürdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik askeri saldırılarda 15 gazetecinin öldürüldüğünü belirtti.
‘Özgür basın geleneği susmuyor’
Tüm baskılara rağmen Türkiye’deki özgür basın geleneğinin sürdüğünü söyleyen Temel, “Gazeteciler kamera ve mikrofonlarını özgürlük ve demokrasi için kullanmaya devam ediyor” dedi.
Metin Göktepe, Gurbetelli Ersöz, Hrant Dink, Apê Musa, Nagehan Akarsel, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in isimlerini de hatırlatan Temel, “Hakikatin izinde koşmaya devam eden ve ne pahasına olursa olsun halkın haber alma hakkına sahip çıkan özgür basın emekçilerinin Dünya Basın Özgürlüğü Günü kutlu olsun” diyerek açıklamasını sonlandırdı.
