Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, adli yıl açılış töreni sırasında yaptığı konuşmada belediye başkanları ve avukatlara yönelik tutuklama tedbirlerini eleştirdi.
Erinç Sağkan konuşmasında soruşturmalardaki hukuka aykırı uygulamalar ve kayyım uygulamalarının anayasal demokrasiye ağır zarar verdiğini vurguladı.
Yargıtay binasında gerçekleştirilen ve Çin’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katıldığı törende Sağkan, “Yargı bağımsızlığını ortadan kaldıran, yargıçları baskı altına alan ya da mahkeme kararlarını uygulamayan bir yaklaşım, yalnızca hukuk devletini değil, demokrasinin varlık nedenini de ortadan kaldırır” dedi.
Avukat ve milletvekili Can Atalay’ın tutukluluğunu hatırlatan Sağkan, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) aksi yöndeki kararlarına rağmen Atalay ve başka tutukluların cezaevinde tutulmaya devam edilmesinin “anayasal demokrasi anlayışına ağır zarar verdiğini” ifade etti.
Belediye başkanlarının tutuklanması ve kayyım uygulamaları
Sağkan, “Bu kapsamda son dönem örneği olarak belirtecek olursak bazı il ve ilçelerin seçilmiş belediye başkanları hakkında yürütülen soruşturmalardaki hukuka aykırı uygulamalar ve yine kayyım uygulamaları, sadece ilgililerin temel hak ve özgürlüklerini ihlal etmekle sınırlı kalmamakta, aynı zamanda sahip oldukları halk iradesi temsili nedeniyle anayasal demokrasiye de ağır zarar vermektedir. Bu durum demokratik hukuk devleti ilkeleri açısından endişe veren bir tablo ortaya koymaktadır” diyerek şöyle devam etti:
“Davet hâlinde geleceği bilinen kişilere gözaltı uygulaması yapılması, tutuklama tedbirinin istisna olmaktan çıkıp cezalandırmaya dönüşecek şekilde ölçüsüz uygulanması, masumiyet karinesini, lekelenmeme hakkını ve gizlilik ilkesini ihlal eden görüntü ve bilgi paylaşımı, makul süre içerisinde iddianamelerin hazırlanmaması, ciddi sağlık sorunu bulunanlar bakımından adli kontrol hükümlerinin uygulanmaması gibi hukuka aykırı uygulamalar ceza adalet sistemine karşı derin ve yaygın bir güvensizlik oluşturmaktadır.”
Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutukluluğu
Silivri cezaevindeki İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın da tutuklandığını hatırlatan Sağkan, “Avukat Mehmet Pehlivan’ın mesleki faaliyetleri nedeniyle soruşturmaya konu edilerek tutuklanması bağımsız savunmayı etkisiz kılma çabasının yanında savunma hakkının ve hâliyle adil yargılanma hakkının açık ihlalidir. Yurttaşların adalete ve demokratik kurumlara olan inancını aşındıran bu uygulamalar; hukuk devleti ilkesini temelden sarsmakta, anayasal sınırların belirsizleşmesine ve keyfî uygulamaların önünün açılmasına neden olmaktadır” dedi.
Gazeteciler ve medya kuruluşlarına yönelik cezalara değinen Erinç Sağkan, “Bazı gazeteciler hakkında yürütülen soruşturmalarda tutuklama ve adli kontrol hükümlerinin ölçüsüz şekilde uygulanması, yayın yapılan kanala erişim engeli getirilmesi, Anayasa’dan kaynaklanan demokratik haklarını kullanırken açılan soruşturmalar neticesi içlerinde öğrencilerin de olduğu yurttaşlarımızın tutuklanması gibi hak ihlallerine sebebiyet veren hukuka aykırı yargısal uygulamalar, düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında toplumun önemli bir kesimi üzerinde baskı ve kaygı yaratmakta, hukuk güvenliğine olan talep her zamankinden fazla seslendirilmektedir” ifadelerini kullandı.
Hukuk fakültelerinin durumu ve baraj puan uygulaması
Sağkan konuşmasında avukatların karşı karşıya olduğu mesleki zorluklara da değindi, hukuk fakültelerine daha yüksek puanla ve daha az öğrenci alınması talebini yineledi:
“Hukuk fakültesi sayısındaki kontrolsüz artış ve eğitim niteliğindeki gerileme, mesleğe hazırlık sürecini zayıflatmakta, staj dönemleri de çoğu zaman yeterli donanımı kazandırmadan tamamlanmaktadır. Geçtiğimiz dönemde Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı’nın hayata geçmesi, hukuk fakültelerinde ikinci öğretim programlarının kapatılması, adalet meslek yüksekokullarından dikey geçişin engellenmesi gibi olumlu adımlar atılmıştı. Bu politikanın bir devamı olarak 125 bin olan hukuk fakültesi başarı sıralaması 100 bine yükseltilmişti. Ne yazık ki, Danıştay verdiği yürütmeyi durdurma kararıyla bu göreli iyileştirmenin dahi uygulanamayacağı bir durum yaratmış oldu.”
Sağkan, başarı sıralamasının kademeli olarak yükseltilmesi, hukuk fakültesi sayısının sınırlandırılması, devlet üniversitelerinin yanı sıra vakıf üniversitelerinde de kontenjanların azaltılması gerektiğini belirtti.