Teğmenlerin avukatları: Soru sormadan dinlediler

30 Ağustos 2024’teki Kara Harp Okulları mezuniyet töreninde subay yemini ettikleri için Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraçları talep edilen teğmenler, 16 Ocak’ta Yüksek Disiplin Kurulu’nda (YDK) yazılı ve sözlü savunma yaptı.

Teğmenlerin avukatları: Soru sormadan dinlediler
Teğmenlerin avukatları: Soru sormadan dinlediler
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 17 Ocak 2025 21:23
  • Güncellenme: 17 Ocak 2025 21:25

30 Ağustos 2024’teki Kara Harp Okulları mezuniyet töreninde “subay yemini” ettikleri için Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraçları talep edilen teğmenler, 16 Ocak’ta Yüksek Disiplin Kurulu’nda (YDK) yazılı ve sözlü savunmalarını gerçekleştirdi. BBC Türkçe’nin ulaştığı savunmalarda, teğmenler disiplinsizlik suçlamalarını reddetti ve kendilerine tören sonrası subay andı okunmaması yönünde bir emir verilmediğini ifade etti.

‘Tören sonrası emre aykırı davranış yok’

Dönem birincisi Ebru Eroğlu’nun liderliğinde bir grup teğmen, tören sonrası “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı eşliğinde “subay yemini” etmişti. Bu eylemin ardından beşi teğmen sekiz askeri personel, disiplinsizlik gerekçesiyle YDK’ya sevk edilmişti.

Ebru Eroğlu, savunmasında tören sırasında verilen emirlere uygun hareket ettiklerini belirterek, “Subay andını törende okutmak için amirlerime mevzuata uygun şekilde başvurdum. Ancak değişen yönetmelik nedeniyle tören sırasında andın okunmayacağı tebliğ edildi. Biz bu emre uyduk ve törende hiçbir şekilde hilafına hareket etmedik” dedi.

Teğmenler avukatları, söz konusu Kurul’da yaşananlara ilişkin şu yazılı açıklamayı yaptı:

“Türk Ulusu’nun yakından takip ettiği kamuoyunda ‘Teğmenler Dosyası’ olarak bilinen disiplin soruşturma dosyası, 16 Ocak 2025 tarihinde müvekkillerimiz ve müvekkillerimizi temsilen avukatları olarak bizlerin katılımıyla görüşülmüştür. Altı saate yakın süren disiplin yargılamasının basına açık olmaması ve savunmaları da içerecek gerekçeli kararın henüz yayınlanmamış olmasının doğal sonucu olarak, basın yayın organlarında müvekkillerimizin savunmasına atfen yer alan bazı sözcükler, savunmanın tamamı içindeki yeri ve anlamı bilinmeden yazılmış olması nedeniyle istemeden de olsa yanlış anlamalara sebebiyet verecek şekilde haberleştirilmiştir. Sanki kendileri hakkında yürütülen disiplin süreci nedeniyle reaksiyon göstermiş oldukları anlamı çıkabilecek haberlerin aksine, müvekkillerimiz savunmaları esnasında bir subaya yakışır askeri nezaket ve terbiye kuralları içinde ve vakur hareket etmiştir. Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri de herhangi bir soru yöneltmeden müvekkillerimizin savunmasını dikkatle dinlemiştir.

Müvekkillerimiz savunmalarında özetle, 25 senedir mezuniyet töreninde okunan subay andını okumak için amirlerine mevzuata uygun olarak başvurduklarını ve amirlerinin 2023 yılında Tören Yönergesi’nde yapılan değişiklik nedeniyle subay andının mezuniyet töreni programında okunamayacağına dair emir verdiğini, emre uygun olarak tören esnasında bu andın okunmadığını, tören sonrasında ise sahada aileleriyle buluştuklarında kendiliğinden oluşan kalabalığın geleneksel kılıç çatma seremonisi için toplanması üzerine, yine gelenekselleşmiş ant içme, marş ve topluca özlü sözler söyleme etkinliği kapsamında verilen emrin kapsadığı zaman diliminden sonra subay andının okunduğunu, andın okunmasında herhangi bir siyasi amaç gütmelerinin söz konusu olmadığını, emre itaatsizlik kastlarının bulunmadığını ifade etmişlerdir.

Teğmenlerin savunmaları

Ayrıca Teğmen Ebru Eroğlu savunmasında; “Törenden sonra toplanan silah arkadaşlarının tamamı gibi Mustafa Kemal’in askeri olmakla gurur duyduğunu, zira Mustafa Kemal’in önce sıra arkadaşı sonra da silah arkadaşı olduklarını, içindeki Harbiyeli ruhunun ölmez olduğunu, omuzundan rütbeleri alınacak olsa bile bu ruhun yüreğinde yaşayacağını, Harbiyeli brövesinin büyük bir onur olarak kendisinde kalacağını”;

Teğmen Talip İzzet Akarsu savunmasında; “Her daim Ulu Önder Atatürk’ün izinde ve onun ‘bir ordunun kıymeti zabit ve kumandan heyetinin kıymeti ile ölçülür’ sözünden feyz alarak vatana ve millete layık bir subay olmak için çalıştığını, Türk istikbalinin evladı olarak şerefle doğduklarını, şerefle yaşadıklarını ve şerefle öleceklerini”;

Teğmen Batuhan Gazi Kılıç savunmasında; “Türk Silahlı Kuvvetlerine sadakatle bağlı Atatürkçü şerefli Türk subayları olduklarını, suç işlemediklerini ancak vatana hizmet etmek için üniformanın şart olmadığını, haklarında verilecek karar ne olursa olsun vatana hizmet etmekten asla vazgeçmeyeceklerinden hiç kimsenin şüphe etmemesini”;

Teğmen Deniz Demirtaş savunmasında; “Türk Milletine, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Cumhuriyete layık bir subay olmaktan başka bir gaye gütmediğini, yaşadıklarının tarihte vatan uğrunda bedel ödeyen komutanların yaşadıkları yanında önemsiz ve  kişilerin gelip geçici, baki kalacak olanın Atatürkçülük olduğunu”;

Teğmen Serhat Gündar savunmasında; “Harp Okulu’na girerken gelecek kaygısı ile bu yola girmediklerini, ‘bir ordunun kıymeti zabit ve kumanda heyetinin kıymeti ile ölçülür’ sözünü şiar edinmiş subaylar olarak mezun olduklarını, bugün savunma yaparken duydukları endişenin de yine gelecek kaygısı olmadığını, kaygılarının kendilerini yetiştiren ve bu üniformayı ve rütbeyi layık gören Türk Milletine olan hizmet borcumuzu ödeyememek ihtimali olduğunu” ifade etmişlerdir.