Katar’dan alınıp İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun seçim kampanyasına aktarıldığı ileri sürülen milyonlarca dolar iddiasıyla başlayan soruşturmanın ardından gündeme gelen ‘Katargate’ tartışmaları sürüyor. Soruşturma kapsamında Netanyahu Katar’dan para aldığı iddialarına dayanan ve ‘Katargate’ olarak adlandırılan olaya ilişkin ifade vermişti.
İddialar, İsrail Başbakanı’nın sözcülerinden Eliezer Feldstein ve danışmanları Jonathan Urich ile Srulik Einhorn’un sanık sandalyesine oturduğu, Şabak’ın ise soruşturulmasına yol açmıştı.
İsrail basınında, Netanyahu’nun da Katar’dan 2012’de 15 milyon dolar, 2018’de 50 milyon dolar aldığı iddia edilmişti.
Feldstein’in Katar’ın imajını desteklemek için uluslararası bir şirketten maaş aldığı, Netanyahu’nun danışmanları Urich ve Einhorn’un da Katar için imaj danışmanlığı yaptığı iddia edilmişti. The Guardian, Katargate iddialarına ilişkin bir analiz yazısı yayımladı. The Guardian’da Bethan Mc Kernan imzasıyla yayımlanan yazı şöyle:
“İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, skandallarla tanınan bir isim. 75 yaşındaki Netanyahu, uzun süredir siyasette bulunuyor ve bu süreçte, aşırı kamu harcamalarından, medya kuruluşlarıyla ‘elverişli’ yayın anlaşmaları yapmaya kadar pek çok suçlamayla karşı karşıya kaldı. Kasım ayında ise Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’deki çatışmalarla ilgili olarak Netanyahu’nun tutuklanmasını talep etti.
Bugüne kadar Netanyahu, her zaman iktidarda kalmayı ve halk desteğini sürdürmeyi başarmıştı. Ancak ‘Kral Bibi’ olarak bilinen Netanyahu için bu hafta oldukça zor geçiyor. Yeni bir skandal olan Katargate hızla büyürken, başbakanı zor durumda bırakıyor.
Pazartesi günü, Netanyahu Tel Aviv Bölge Mahkemesi’nde yolsuzluk davasına ilişkin duruşmaya katılırken, iki danışmanı tutuklandı.
Netanyahu’nun en güvenilir danışmanlarından Jonatan Urich ve savaşın patlak vermesinin ardından Başbakanlık tarafından sözcü olarak işe alınan Eli Feldstein, Katar’dan, bir ABD lobi grubu aracılığıyla para aldıkları ve bu parayı, Katar’ın imajını İsrail kamuoyuna olumlu şekilde yansıtmaya yönelik medya brifinglerinde kullandıkları iddialarıyla suçlanıyor. Her iki ismin avukatları suçlamalar hakkında yorum yapmayı reddetti.
Olay, İsrail kamuoyunu derinden şok etti çünkü Katar, Hamas’ın destekçisi olarak biliniyor ve başkent Doha, Filistinli grubun liderlerine ev sahipliği yapıyor. Geçen yıl, İsrail, Katar devlet destekli El Cezire medya ağını yasaklamıştı. El Cezire İsrail ordusunun Filistin’deki saldırılarını sert bir şekilde eleştiriyor.
Katar, Gazze’ye milyonlarca dolar yardım göndermişti ve bu yardımın girişi, İsrail hükümeti tarafından kolaylaştırılmıştı. Ancak bazı İsrail yetkilileri, Katar’ın paralarının, 7 Ekim 2023’teki Hamas saldırısını hazırlamak için Hamas’a yardım sağlamak amacıyla kullanıldığını iddia ediyor.
Netanyahu, bu davada şüpheli değil ve soruşturmayı “politik bir cadı avı” olarak nitelendiriyor. Katar ise Hamas’ı desteklediğini reddediyor ve Perşembe günü yaptığı açıklamada, İsrailli politikacılara para ödediği ve kamuoyunu etkilemeye çalıştığı iddialarını ‘temelsiz’ olarak nitelendiriyor.
Ancak, suçlamalar doğrulanırsa, başbakan, bir yabancı gücün nasıl olup da İsrail hükümetinin en yüksek kademelerine sızmayı başardığına dair ciddi sorularla karşı karşıya kalacak.
Netanyahu’nun, Katargate’in politik zararından korktuğu, geçen ay Şin Bet (İsrail Genel Güvenlik Servisi) Direktörü Ronen Bar’ı görevden alma kararı almasıyla daha da belirginleşti.
Netanyahu ile güvenlik şefi Bar arasında uzun süredir gerilimler vardı. Şin Bet’in, Hamas saldırısını önceden tahmin etmedeki başarısızlıklarını kabul etmesinin ardından bu ilişki daha da kötüleşti. Ayrıca, Netanyahu’nun yardımcıları hakkında başlatılan Katargate soruşturması ve manipüle edilmiş gizli belgelerin yabancı medyaya sızdırılması gibi durumlar, Netanyahu’yu Bar’ı görevden almak için harekete geçirmeye itti. Netanyahu, Bar’a karşı ‘güven kaybı’ yaşandığını belirtiyor.
Bar’ı görevden alma kararı, İsrail Yüksek Mahkemesi tarafından ertelendi ve mahkeme, 8 Nisan’da davayı görüşecek. Ancak geçen hafta, Netanyahu, eski deniz kuvvetleri komutanı Eli Sharvit’i Bar’ın yerine atamak istedi, fakat başbakanın Likud Partisinden gelen tepkiler nedeniyle bu teklifini bir gün içinde geri çekmek zorunda kaldı.
Her iki konuda da skandalın büyümesi mümkün. Mhkeme hakimi, Urich’in polis gözetimindeki tutukluluğunu uzattı, Feldstein ise ev hapsine alındı. İsrail, Yüksek Mahkeme’nin, Bar’ın görevden alınmasına dair kabine kararını geçersiz kılması durumunda anayasal bir krizle karşı karşıya kalacak.”
