Britanya merkezli The Guardian gazetesinde yayımlanan Paul Taylor imzalı analizde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidara geldiği 2002’den bu yana Batı, Rusya ve Çin arasında ‘ince bir çizgide ilerlediği’ değerlendirilmesine yer verildi. Analizde Orta Doğu’daki son gelişmeler ve Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta olası çözüm iddiaları gündemdeki yerini korurken Türkiye’nin konumu irdelendi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın 20 yılı aşkın bir süredir “Batı, Rusya ve Çin arasında ince bir çizgide” ilerlediğini ve Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşında “her iki tarafa da yardım ederek kazanç sağladığını” yazan Paul Taylor, analizinde “Türkiye Suriye, Libya, Güney Kafkasya, Doğu Akdeniz ve Körfez’de askerî erişimini ve etkisini genişletti; Afrika, Orta Asya ve Batı Balkanlar’da yumuşak gücünü yaydı ve önemli bir ulusal savunma sanayii kurdu.” ifadelerine yer verdi.
“Erdoğan, Trump ile yeni bir dostluk kurabilir mi? Geleceği buna bağlı olabilir” başlıklı analizde “Erdoğan, ikinci Trump döneminde jeopolitik akrobasisini sürdürebilecek mi?” sorusu etrafında şekillenen yorumlar yer aldı.
Trump’ın yeni döneminin Türkiye için fırsatlar ve riskler barındırdığı ifade edilen analizde Taylor, şu değerlendirmelere yer verdi:
“İnsan hakları, medya özgürlüğü ve devletin ele geçirilmesi konularındaki kötü sicili nedeniyle Erdoğan’ı karantinada tutma olasılığı Joe Biden’dan daha düşük olan, ancak İsrail’e yönelik bombastik düşmanlığı ve Hamas’a verdiği destek konusunda daha sert olabilecek değişken bir ABD liderinin dönüşünde Türkiye için fırsatlar ve tuzaklar var.
Erdoğan, Biden döneminde Beyaz Saray’a hiç kabul edilmedi ve ilişkiler soğuktu, oysa Trump hâlâ telefonlarını kabul ediyor. Yeni yönetim Avrupa, Asya ve Orta Doğu’nun kesişme noktasında stratejik bir konuma sahip olan ve Karadeniz’e erişimi kontrol eden 85 milyon nüfuslu Türkiye’nin, Orta Asya’dan Afrika ve Arap dünyasına uzanan etkisiyle önemli ve kendine güvenen bir orta güç haline geldiğinin farkında.”
Ankara ile Tel Aviv’in Suriye’de çıkar çatışması yaşayabileceğinin ifade edildiği analizde “ABD-Türkiye ilişkileri için belki de en büyük risk, bu iki gücün Suriye’de doğrudan karşı karşıya gelme olasılığıdır” denildi.
İki ülkenin Beşar Esad yönetiminin devrilmesinden sonra oluşan güvenlik boşluğunda Suriye’de komşu olduğuna dikkat çekilirken, İsrail ile Türkiye çatışmasının ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu’yu yatıştırma ve kaosu bitirme planlarını mahvedebileceği yorumu da yapıldı.
Hamas’a ve Filistin’e ‘tam destek’ verdiği belirtilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu görüşleri nedeniyle Trump ile karşı karşıya gelebileceğine işaret edilen analizde, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a ilişkin bir değerlendirme de yer aldı.
Analizde, Kalın ve Fidan için “Kalın ve Fidan gibi pragmatik, Batı eğitimli danışmanların Erdoğan’ın çevresinde yükselişte olduğu düşünülürken, katı milliyetçi askeri ve siyasi danışmanlar kenara itilmiş gibi görünüyor.” ifadelerine yer verildi.