Balıkesir’deki mühimmat üreten fabrikasında yaşanan patlamada, 12 işçi hayatını kaybetti, 5 işçi de yaralandı. Yaşamını yitirenlerin isimleri henüz açıklanmazken, fabrikada çalışanların aileleri yetkililerden açıklama bekliyor.
Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB), patlamaya ilişkin açıklama yaptı. TMMOB’tan yapılan açıklamada, “Tüm sorumlular istifa etmelidir” denildi. Alınması gereken tedbirler tek tek sıralandı.
‘İşçi cinayetlerinin her yıl giderek artmasının ana nedeni politiktir’
TMMOB Yönetimi Kurulu Başkanı Emin Koramaz imzalı açıklamada, “Balıkesir’de yaşanan patlamanın sebebi de çalışma ortamında olması gerekenden fazla miktarda patlayıcı bulunması, artan müşteri taleplerini yetiştirmek için üretim hızının artması, düzensiz ve emniyetsiz çalışma ortamı, soğuk hava koşulları nedeniyle olası ısıtıcı kullanımı gibi durumlar olabilir” denildi.
Her yıl iş kazaları ve iş cinayetlerindeki artışa dikkat çekilen açıklamada, şunlara yer verildi:
“Bütün bu olumsuz durumlar işçi sağlığı ve güvenliğine, işçi canına önem verilmesi, iş yerlerinin denetlenmesi, işverenlere gerekli ceza ve yaptırımların uygulanması ile önlenebilir. Dolayısıyla ülkemizde iş kazaları ve işçi cinayetlerinin her yıl giderek artmasının ana nedeni politiktir. İlgili bakanlıkların görevlerini hakkıyla yerine getirmemesinin bir sonucudur.”
’19 bin emekçinin hesabı verilmeli’
“Ülkemizde işçi sağlığı ve güvenliğine yönelik özel bir kanun olarak 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu bulunuyor. Kanunun hazırlık ve yasalaşması sürecinde TMMOB ve diğer meslek örgütleri ve sendikalar yasanın işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasından çok işveren sorumluluklarını görmezden gelen, bu alanı ticarileştiren, OSGB olarak adlandırılan ticari kuruluşlara devreden bir yasa olduğunu, ölümlerin azalmayacağını aksine artacağını söyledi. Ne yazık ki yaşananlar bizleri haklı çıkardı. Siyasi iktidar, yasanın kabulünden bu yana işyerlerinde can veren 19.000 emekçinin hesabını vermelidir.”
‘2024 mart ayına kadar bir tek işyeri bile denetlenmedi’
İşçi sağlığı ve güvenliğinin Ortak Sağlık Güvenlik Birimlerine (OSGB) devredildiğini hatırlatan TMMOB açıklamasında şunlara da vurgu yaptı:
“İşyerleri denetlenmedi, özellikle seçim dönemlerinde hiç denetleme yapılmadı. 2023 yılında mayıs ayı, 2024 yılında mart ayı sonuna kadar tek bir işyeri denetlenmedi. İşyerlerinin denetlendiği zaman ise idari ceza uygulanmadı. İş kazası meydana geldiğinde, yaralanma, ölüm olduğunda işverenler değil iş güvenliği uzmanları “olağan şüpheli” olarak gözaltına alındı, tutuklandı, ceza aldı.”
‘OSGB sistemi ortadan kaldırılmalı’
İşçilerin ölümünün yaşandığı bu dönemde tüm sorumlulularının istifasını isteyen TMMOB, işyerlerinde etkin bir denetim sisteminin geliştirilmesi, işverene caydırıcı cezalar uygulanması çağrısı yaptı. “OSGB sistemi ortadan kaldırılmalıdır” denilen açıklamada, “İş kazaları sonrası yapılacak soruşturmalarda ana kriter işyerlerinde işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasının işveren yükümlülüğü olduğu gerçeği olmalıdır” denildi.
TTB: İş cinayetleri önlebilirdi
Tabipleri Birliği de (TTB) yaptığı açıklamada, “Biliyoruz ki bu işçi cinayetindeki kayıpların tamamı önlenebilirdi. Ve yine biliyoruz ki işçi cinayetlerinin önlenememesi sermayenin doğası ve siyasi iktidarların bilinçli tercihlerinin sonucudur” denildi. TTB, incelemelerde bulunmak üzere bölgeye gideceğini de duyurdu.
TTB, Balıkesir Tabip Odası yöneticileri ve TTB Merkez Konseyi üyeleri olarak incelemelerde bulunmak üzere bölgeye gideceklerini de duyurdu.
Önlenebilir Her Ölüm Cinayettir! Üzgünüz, Öfkeliyiz
Balıkesir’in Karesi ilçesinde patlayıcı üreten bir fabrikada meydana gelen patlama ve çökme sonucu ilk açıklamalara göre 12 çalışanın yaşamını yitirdiğini derin bir üzüntüyle öğrendik. Yaşamını yitirenlerin ailelerine sabır ve… pic.twitter.com/KSA1hlDZ9q
— Türk Tabipleri Birliği (@ttborgtr) December 24, 2024
KESK: Tüm mevzuat yeniden düzenlenmeli
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ise yaptığı açıklamada İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu başta olmak üzere tüm mevzuat ve denetim mekanizmasının tarafların katılımıyla ‘insan’ eksenli bir anlayışla yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtti. “Sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmak işçisiyle, kamu emekçisi her çalışanın hakkıdır” denilen açıklamada, 12 yıl önce çıkarılan 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun “işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin piyasaya açılması, taşeronlaştırmanın ve esnek çalışmanın alabildiğine yaygınlaştırılması” anlamına geldiği vurgulandı.
Açıklamada, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu başta olmak üzere, tüm mevzuat ve denetim mekanizmasının yamalar yerine sendikalar, üniversiteler, meslek odaları, yerel yönetimlerle dahil tüm paydaşların katılacağı bir kurul tarafından yeniden düzenlenmesi gerektği belirtildi.