Trump’ın Ukrayna savaşı için hızlı çözüm vaadi: Tavizler tartışma yarattı

Trump’ın Ukrayna konusundaki ilk hamleleri henüz müzakereler başlamadan Rusya’ya verilen tavizler nedeniyle, Batı’daki birçok ülkeyi endişelendirdi.

Trump’ın Ukrayna savaşı için hızlı çözüm vaadi: Tavizler tartışma yarattı
Trump’ın Ukrayna savaşı için hızlı çözüm vaadi: Tavizler tartışma yarattı
İlke TV
  • Yayınlanma: 13 Şubat 2025 11:53

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna savaşına hızlı bir çözüm getirme sözü verdi. Ancak görüşmeler başlamadan önce, Trump yönetiminin Rusya’ya yönelik bazı tavizler verdiği iddiası, müzakereler öncesinde ABD’nin pazarlık gücünü zayıflattığı yönünde eleştirileri beraberinde getirdi.

Trump, Putin ve Zelenskiy ile görüştü

Göreve geldikten sonra Ukrayna savaşıyla ilgili ilk somut adımlarını atan Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile ayrı ayrı telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. Görüşmelerin ardından, ABD’li yetkililere savaşın sona erdirilmesi için müzakereleri başlatma talimatı verdi.

Ancak aynı gün ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in Brüksel’de Ukrayna’nın müttefikleriyle yaptığı görüşmelerde dile getirdiği bazı ifadeler, Avrupa’da endişe yarattı. Hegseth, Ukrayna’nın 2014 öncesindeki sınırlarına dönmesinin gerçekçi olmadığını ve Ukrayna’nın NATO üyeliğinin müzakere masasında yer almaması gerektiğini belirtti. Ayrıca, ABD askerlerinin Ukrayna’da konuşlandırılmayacağını açıkça ifade etti.

Bu açıklamalar, Trump yönetiminin Rusya karşısında fazla erken taviz verdiği yönünde eleştirilere yol açtı. Eski ABD Moskova Büyükelçisi Michael McFaul, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Trump yönetimi, müzakereler başlamadan Putin’e neden Ukrayna toprakları ve NATO üyeliği konusunda taviz veriyor?” diyerek tepkisini dile getirdi.

Rusya ve Ukrayna’nın talepleri

Rusya, işgal ettiği Ukrayna topraklarının Ukrayna tarafından resmen tanınmasını, Kiev’in NATO üyeliğinden vazgeçmesini ve ülkenin kalıcı olarak tarafsız bir statüye geçmesini talep ediyor. Ukrayna ise Rusya’nın işgal ettiği topraklardan tamamen çekilmesini ve NATO üyeliği veya benzer güvenlik garantilerinin sağlanmasını istiyor.

Mustafa Çiftçi – AA

Putin daha önce defalarca “Moskova, Ukrayna’da belirlediği hedeflere ulaşacak” diyerek savaşın sona ermesi için Ukrayna’nın ciddi tavizler vermesi gerektiğini dile getirmişti. Trump yönetiminin Ukrayna’nın NATO üyeliğine destek vermemesi ve sınırları konusunda geri adım atması, Avrupa’daki müttefikler arasında “ABD, Ukrayna’yı terk mi ediyor?” sorularını gündeme getirdi.

Eski Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis, Hegseth’in açıklamalarına X üzerinden yaptığı paylaşımda şu ifadelerle tepki gösterdi:
“NATO üyeliği yok, sahada Amerikan askeri yok? Bu, Ukrayna’yı terk etmek gibi görünüyor. Münih’e müzakereler için değil, Zelenskiy’e kötü haberi vermek için gidiyoruz.”

Trump, Hegseth’in açıklamalarının ABD’nin pazarlık gücünü zayıflatıp zayıflatmadığı yönündeki bir soruya “Ben Ukrayna’nın yanındayım” diyerek yanıt verdi. Ancak, Biden döneminde Avrupa ve ABD’nin Ukrayna’ya güçlü destek verdiğini hatırlatan uzmanlar, Trump yönetiminin ilk açıklamalarının Rusya’yı cesaretlendirebileceğini ifade etti.

Trump: Ukrayna için finansal destek karşılığında maden anlaşması yapılmalı

Trump yönetimi, Ukrayna’ya yönelik askeri yardımların sürdürülebilmesi için ekonomik bir model geliştiriyor. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Kiev’e yaptığı ziyarette, Ukrayna ile bir “maden anlaşmasının” ülkeye güvenlik kalkanı sağlayabileceğini belirtti.

AA

Bu öneri, Trump’ın Ukrayna’ya yönelik yardımları kesip kesmeyeceğine dair tartışmaların ortasında geldi. Trump, ABD’nin Ukrayna’ya destek sağlaması için doğal kaynaklarının teminat olarak gösterilmesi gerektiğini savundu ve şu açıklamayı yaptı:

“Biden’a dedim ki: ‘Eğer Ukrayna’ya para veriyorsan, ya bir kredi sağlamalı ya da karşılığında bir güvence almalısın. Petrol, doğalgaz ya da başka bir şey karşılığında destek vermelisin.’”

Bu açıklama, Ukrayna’nın ekonomik varlıklarının ABD tarafından bir güvence olarak alınması fikrini gündeme getirdi. Trump’ın eski ABD Kiev Büyükelçisi John Herbst, bu yaklaşımın Rusya ile yapılan pazarlıklarda ABD’nin elini zayıflattığını ancak Bessent’in Kiev ziyareti ve bu anlaşma fikrinin Ukrayna için bir fırsat yaratabileceğini belirtti.

Herbst, “Trump, Ukrayna’ya silah desteğini sürdürebilmek için Amerikan silahları karşılığında Ukrayna’nın doğal kaynaklarını kullanmayı düşünüyor. Bu, Trump’ın bakış açısından önemli bir araç olabilir” dedi.

Avrupa’dan tepkiler: ‘Şiddetle gelen kazanımlar meşrulaştırılamaz’

Trump yönetiminin Ukrayna’nın NATO üyeliğini rafa kaldırması ve bazı toprak tavizleri vermesi, Avrupa’da ciddi tartışmalara yol açtı.

Eski İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly, Trump’ın stratejisini eleştirerek şu açıklamada bulundu:

“Bir müzakereye başlarken karşı tarafa neyi feda edeceğinizi söylemek, güçlü bir diplomatik hamle değildir. Güç kullanarak toprak kazanmanın ödüllendirildiği bir dünyada yaşamamalıyız. Şu anda dünyadaki birçok rejim bu süreci yakından takip ediyor. Şiddet ve saldırganlık kazandırıyor izlenimi yaratmak yanlış bir mesaj olur. Ukrayna’nın yanındayız.”

Trump’ın, Putin ile bir görüşme yapmaya hazırlandığı ve Kremlin’in bu buluşmayı Moskova’da yapmayı teklif ettiği bildirildi. Eğer Trump, Rusya’ya bir ziyaret gerçekleştirirse, bu Putin için diplomatik bir zafer olarak değerlendirilecek. Çünkü Rusya Devlet Başkanı, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçları nedeniyle aranan bir lider. (Reuters)