• Ana Sayfa
  • Politika
  • Tülay Hatimoğulları: Komisyon Abdullah Öcalan’la bir an önce görüşmeli

Tülay Hatimoğulları: Komisyon Abdullah Öcalan’la bir an önce görüşmeli

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Halk TV’de Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu’na ilişkin açıklamalarda bulundu. Komisyonun tarihi bir rol üstlendiğini belirten Tülay Hatimoğulları, sürecin gecikmeden ilerlemesi gerektiğini vurguladı

Tülay Hatimoğulları: Komisyon Abdullah Öcalan’la bir an önce görüşmeli
Tülay Hatimoğulları: Komisyon Abdullah Öcalan’la bir an önce görüşmeli
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 27 Ağustos 2025 12:46
  • Güncellenme: 27 Ağustos 2025 17:16

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Halk TV’de Gözde Şeker’in sunduğu Yeni Bir Sabah programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kürt meselesinin özümü için devam eden süreç kapsamında Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına değinen Tülay Hatimoğulları, “Bu komisyon tarihi bir misyona sahip. Çok önemli bir dönemeçte kurulan bir komisyon ve gerçekten kuruluş amacına ciddi bir biçimde odaklanmaya devam etmesi çok kıymetli. Çalışmaların zamana yayılmaması gerekir.” dedi.

Toplumun beklenti içinde olduğunu anımsatan Hatimoğulları, “Bu komisyonun yasa yapma yetkisi yok ama bu komisyonun şu yetkisi var: Mevcut olan bu sürecin ilerletilmesi için toplumun beklentisi olan yasaların çıkarılmasını, bu yasal düzenlemelerin hızla yapılmasıyla ilgili önerileri geliştirmesi. Meclis, 1 Ekim’den itibaren açılacak, ilgili ihtisas komisyonlarının hızlıca çalışmalara başlaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘En büyük beklenti Öcalan ile görüşülmesi’

Tülay Hatimoğulları, süreçte en büyük beklentinin komisyonun Abdullah Öcalan’la görüşmesi olduğunu söyledi.

Bazı partilerin tereddütleri olduğunu bildiklerini belirten Tülay Hatimoğulları, Abdullah Öcalan’ın “baş müzakereci” olarak dinlenmesine ilişkin şunları söyledi:

“Hiç kimsenin bir tereddüde düşmesine gerek yok. Dünya deneyimlerinde, çatışma ve çözüm süreçlerinde tarafın, bir tarafın muhatabı olan, baş müzakereci olarak ilan edilmiş bir insanla zaten görüşülmesi, bu sürecin hızlanması bakımından, hızla ilerletilmesi bakımından önemli. Devletin muhatap aldığı bir insanla bu kadar önemli ve bu amaç için kurulmuş olan bir komisyonun görüşmesi kadar doğal bir şey yoktur.”

‘Öcalan’la görüşmemek tarihi bir eksiklik olur’

“Bakın. Mesela Güney Afrika’da Mandela’yla doğrudan devlet görüştü. Mesela Kolombiya’da FARC’la,  Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri, 2016 yılında doğrudan örgütün lideriyle o dönemin Kolombiya başkanı direkt görüştü. Dolayısıyla böylesi yüzyıllık bir meselemizi çözerken Türkiye’nin gerçekten barışla, demokrasiyle daha güçlü bir şekilde buluşmasını konuştuğumuz bir dönemde en asli muhataplardan biri olan Sayın Öcalan’la görüşmemek tarihi bir eksiklik olur.”

“Ümit ediyoruz ki komisyon zaman kaybetmeksizin bu görüşmeyi gerçekleştirir” diyen Tülay Hatimoğulları sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün elbette çıkacak yasalar inanılmaz önemli ve kıymetli. Bu sürecin bir sonraki evreye başarılı bir şekilde taşınmasında çıkacak yasaların çok büyük bir rolü ve misyonu olacak. Sayın Öcalan kendi örgütü üzerinden çok önemli etkisi olan bir insan. Örgütünü bugüne kadar gelinen bu aşamada kendisi ikna etmiştir. Bundan sonraki aşamada da zaten kendisi ikna edecektir. Bu sürecin en önemli öznesi olan bir insanla görüşülmemesi dediğim gibi tarihi bir eksiklik olur. Bir an önce bu görüşmenin sağlanması ben eminim ki bu süreci çok hızlı bir şekilde ileriye atacaktır, hızlandıracaktır.”

Sürecin devam etmesi için yasal zemin

Sürecin devamı için yasal zemine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, “Silahsızlanma sürecinin devam etmesiyle ilgili Türkiye’de belli başlı kimi demokratik yasaların çıkmasıyla ilgili ciddi bir beklenti var. Komisyon hangi yasal çalışmaları düzenlemeli? Mesela infaz yasası. Mesela terörle mücadele yasası. Mesela silah bırakanlar için bir özel yasanın çıkması. Hani silah bırakan nereye gidecek, ne yapacak? Üç beş insandan bahsetmiyoruz. Binlerce insan var ve buradaki bir demokratik entegrasyon nasıl gerçekleşecek? Bütün bunlarla ilgili çok ciddi yasal düzenlemelere elbette ihtiyaç var” dedi.

‘Kobani davasındaki tüm tutsakların bırakılması gerekiyor’

DEM Parti’nin komisyonda dinlenecekler listesinde tutuklu isimlerin neden olmadığına dair soruya ise Tülay Hatimoğulları, “AİHM’in verdiği bir karar vardı başta Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, Kobani davasındaki tüm tutsakların bırakılması gerekiyor. Bugün Türkiye tarafı olduğu AİHS’in gerekliliklerini yerine getirmiyor, kararları uygulamıyor. Elbette listemiz çok uzundu, cezaevlerindeki isimleri yazmadık, yazılabilirdi ama bizim odaklandığımız nokta dışardaki kurumların hızlı bir biçimde dinlenmesi ve bir an önce yasa yapım sürecini aktif hala getirmek. Partiler de listeler sundu. Eksik kaldığımız noktalar elbette oldu ama bu süreçte alt komisyonların kurulması ve listelerde yer alanların hepsinin dinlenmesi önemlidir. Ama bu dinlemelerin de uzun bir zamana yayılması komisyonun süreci hızlandıracak olan yasa yapım sürecine katkısı zayıflar. O da bizi endişelendiren noktalardan birisi” sözlerini kullandı.

Kürtçe’ye yönelik engelleme girişimi

Barış Anneleri söz aldığında Kürtçe’ye  yönelik engelleme girişimine ilişkin ise Tülay Hatimoğulları şunları belirtti:

“Komisyon üyesi arkadaşlarımız öncesinde Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’la bir görüşme gerçekleştirdiler, annelerin ana dilinde konuşmak istediklerini bununla ilgili yeminli bir tercüman bulunması gerektiğini söylediler. Fakat buna rağmen bunun kabul edilmemesi Kürt halkında ciddi bir gönül kırıklığı yarattı. Annenin gönül kırıklığı Kürt toplumunun da gönül kırıklığıdır. Keşke böyle olmasaydı. Ciddi bir hata yapıldı. Bu komisyonun kuruluş amacı bu iken, kendi anadilinizde kendinizi ifade edemiyorsanız doğal olarak negatif soruları doğruyor. Yaptığımız bütün halk toplantılarında o günden sonra ‘anneler Kürtçe konuşamadı sizin sürece inancınız güveniniz nedir’ denildi. Bunlar toplum kaygılarıdır. Bu konuda süreci açan bir yerdeyiz ama toplumun bu kaygılarını da dile getirmek zorundayız çünkü bunlar realitedir. Umarım bundan sonra bu konuda bir düzenleme yapılır. Meclisin bu konuda teknik donanımı da vardır.”