• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Tüm-Bel-Sen’den yerel yönetim sempozyumu | Şedal ve Özer’den ‘kayyım’ tepkisi

Tüm-Bel-Sen’den yerel yönetim sempozyumu | Şedal ve Özer’den ‘kayyım’ tepkisi

Sempozyum konuşmacıları arasında yer alan yerine kayyım atanan seçilmiş belediye başkanları Neslihan Şedal ve Ahmet Özer, kayyım uygulamalarına tepki gösterdi.

Tüm-Bel-Sen’den yerel yönetim sempozyumu | Şedal ve Özer’den ‘kayyım’ tepkisi
Tüm-Bel-Sen’den yerel yönetim sempozyumu | Şedal ve Özer’den ‘kayyım’ tepkisi
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 12 Aralık 2025 20:42

Tüm Belediyeler ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm-Bel-Sen), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI), Avrupa Kamu Hizmeti Sendikaları Federasyonu (EPSU) ortaklığında İkinci Uluslararası Yerel Yönetimler, Emek, Barış ve Demokrasi Sempozyumu bugün Ankara’da düzenlendi.

Sempozyum konuşmacıları arasında yer alan yerine kayyım atanan seçilmiş belediye başkanları Neslihan Şedal ve Ahmet Özer, kayyım uygulamalarına tepki gösterdi.

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, “Kayyım bir garabettir, kayyım hak ihlalidir, kayyum halkı tanımamaktır. Kayyım demokrasi ayıbıdır” dedi.

15 Şubat’ta yerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Neslihan Şedal ise, sunduğu yerel yönetim modeli nedeniyle Kürt hareketinin hedef alındığını belirtti.

‘Barış tarihi bir fırsat’

Eski SHP Genel Başkanı ve eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın’ın açılış konuşmasını yaptığı sempozyumun “Yerel Yönetimler, Kayyum ve Çözüm Arayışları” başlıklı oturumunda Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer konuştu.

Bir tarafta barış süreci olduğuna, öbür yandan ise “bu barış sürecinin ruhuna uymayan birtakım uygulamalar“ yaşandığına dikkat çeken Özer, hapisteki belediye başkanlarının durumuna değindi. Özer, “Şu anda Türkiye nüfusunun üçte birini temsil eden yaklaşık 28 milyon 500 bin insanın yaşadığı belediyelerin, seçimle iş başına gelmiş yöneticileri hapiste bulunuyor” dedi.

“Barış süreci tabii ki tarihi bir fırsat, sadece Türkiye için değil bu bölge için tarihi bir fırsat” diyen Özer, “Şu anda, 27 tane belediye başkanı tutukluyken nasıl barışı getireceğiz? 13 tane belediyeye, ikisi büyükşehir olmak üzere hala devletin atadığı memurlarla yönetilirken, kayyum varken barış nasıl olacak? Anayasa Mahkemesi’nin kararları uygulanmadan, AİHM’in kararları uygulanmadan barışa nasıl ulaşacağız?” sdiye sordu.

Belediye başkanı seçildiği Esenyurt’un 700 bin seçmeninden 350 bininin Doğu-Güneydoğu’dan gelen Kürtlerden oluştuğunu belirten Özer, kayyım uygulamalarına dikkat çekti ve şunları söyledi:

“Sevgili (Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı) Neslihan’ın da yerinde kayyım var, eski Van Belediye Başkanı Bekir Kaya hala 8 senedir sessiz sedasız hapiste yatıyor.

Hala kayyımlarla yönetiliyoruz. Barış iki kanatlıdır. Bir kanadı barışsa bir kanadı da demokrasidir.

Onun için ‘Terörsüz Türkiye’ lafı eksik ve yanlış bir kavramdır. ‘Demokratik Türkiye’ olmalıdır. Demokrasi olmadan barış gelmez. Demokrasi ile barış bir madalyonun iki yüzü gibidir.

Hukuk olmadan barış olmaz. Yargı tarafsız ve bağımsız davranmadan barış olmaz. Barış, her koşulda barış… Ama ‘Demokrasi her koşulda demokrasi’ de demeliyiz.

Kayyım gelir gelmez ne yaptı biliyor musunuz? Benim yaptığım bütün hizmetlerin üstünü boyadı, kaldırdı.

Kayyım bir garabettir, kayyım hak ihlalidir, kayyum halkı tanımamaktır. Kayyım demokrasi ayıbıdır. Biz, artık 21’inci yüzyılda insanlığın uzayda taht kurduğu bir dönemde böyle şeylerle karşı karşıya kalmak istemiyoruz.”

‘Yerel yönetimler modeline öncülük ediyoruz’

Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Neslihan Şedal da sempozyumda bir konuşma yaptı.

Kayyım uygulamalarına dikkat çeken Şedat, “Kesinlikle kayyum politikaları hiçbir şekilde iktidara kazandıran bir politika olmadı. (Van’da) 14’de 14 başarısı AKP’nin bir yerde kayyum politikasının ne kadar büyük kaybettiğinin de en somut örneğiydi” dedi.

Sunduğu yerel yönetimler modeli nedeniyle Kürt siyasi hareketinin hedef haline getirildiğini belirten Neslihan Şedal, şunları söyledi:

“Hayata geçirmiş olduğumuz yerel yönetimler modeli sisteme alternatif olduğu için bu saldırıyı ve bu uygulamayı gerçekleştirmek durumunda kalıyorlar. Çok renkliliği, çok dilliliği, çok inançlılığı, çok kimliği, yerel farklılıkları gözetmeyen yerel yönetimler anlayışına karşı demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü yerel yönetimler modelini savunuyoruz. Yerel yönetimler alanında dünyada bir ilk olan eşit temsiliyet ve eş başkanlık sistemini uygulayan bir yerel yönetimler modeline de öncülük etmiş oluyoruz.”