DEM parti grup toplantısında konuşan eş genel başkan Tuncer Bakırhan, 1 Ekim 2024’ten bu yana sürdürülen barış arayışının toplumsallaşması için somut adımların atılması gerektiğini belirtti. Bakırhan, geçen hafta eş genel başkan Tülay Hatimoğulları’nın barışın neden savunulması gerektiğine ilişkin açıklamalarını hatırlatarak bu hafta barışın “ilk elden büyümesi ve kökleşmesi” için gerekli adımları sıraladı.
‘Hukuk olmadan barış olmaz’
Bakırhan, geçiş dönemi yasasının çıkarılmasının sürecin temel güvencesi olduğunu ifade etti. “Silahların sustuğu ama hukukun konuşmadığı yerde belirsizlik büyür, güvensizlik yayılır, siyaset küçülür, umut erozyona uğrar” dedi. Demokratik entegrasyonun önemine işaret eden Bakırhan, bu yasanın ülkenin tüm kimliklerine, inançlarına ve renklerine alan açacağını söyledi.
‘Kayyımlar gitmeli, seçilmişler görevlerine dönmeli’
Bakırhan, konuşmasının ikinci bölümünde kayyum uygulamalarını ele aldı. Sandığa saygı duyulmadıkça demokrasinin üretilemeyeceğini vurgulayan Bakırhan, “Halk oyunu kullanır, belediye başkanını seçer ama bir sabah uyanır, seçilmiş gitmiş ya da tutuklanmış; yerine biri atanmış gelir. Seçilmiş irade gasp edildiğinde toplumsal barış darbelenir” dedi.
‘Yerellik demokrasi üretir’
Demokrasinin yalnızca kayyum yasasının kaldırılmasından ibaret olmadığını söyleyen Bakırhan, “Yerellik demokrasiyi üretir, merkez geçirirse otoriterizm üretir. Yerel yönetimleri güçlendirilmiş bir Türkiye, barıştığı demokratik ve müreffeh bir ülke haline gelir” dedi. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin “anti-demokratik rejimin panzehiri” olduğunu belirtti.
‘İdari gözlem kurulu kapatılmalı’
Bakırhan, üçüncü başlıkta cezaevlerinde uygulanan İdari Gözlem Kurulu mekanizmasını hedef aldı. Bu yapının “hukukun üzerine kurulmuş bir gölge iktidar gibi davrandığını” söyleyen Bakırhan, cezaları biten tutukluların keyfi şekilde özgürlükten mahrum bırakıldığını vurguladı.
Bolu cezaevinde aynı koğuşta kaldıklarını belirttiği Hasan İnci’yi kürsüden selamlayan Bakırhan, “Cezasını bitirdi, ama iki yıl boyunca ‘çok kitap okudun, şunu izledin, bunu dinledin, baş eğmedin’ gerekçeleriyle bırakılmadı” dedi.
Bakırhan, “İdari Gözlem Kurulu derhal kapatılmalı, infaz yapmaları durdurulmalıdır. Şu anda bu durumda olan on binlerce arkadaşımız var. Yüzlerce hasta tutuklu tedavi olamıyor, yaşam mücadelesi veriyor” ifadelerini kullandı.
‘Barış akademisyenleri iade edilmeli’
Bakırhan, dördüncü başlıkta 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan Barış Akademisyenlerini hatırlattı. “Bugün savunduğumuz barışı ve müzakereyi onlar savundular. Masa kurulsun dediler, barış dediler diye üniversitelerinden atıldılar” dedi.
Birçok akademisyenin hayatlarının altüst edildiğini, bazılarının hukuk mücadelesi sürerken yaşamını yitirdiğini, hatta intihar edenler olduğunu belirten Bakırhan, “Barış çağrısı yapmak suç değildir. Asıl suç barışa karşı çıkmaktır” ifadelerini kullandı.
‘Adalet herkes için tesis edilmeli’
Beşinci başlık olarak kapsamlı bir adalet reformu çağrısı yapan Bakırhan, TCK, CMK ve infaz kanununun değişmesi gerektiğini ifade etti. “Düşünce suçu olmamalı, basın özgür olmalı, ifade özgürlüğü güvence altına alınmalıdır. Adalet seçici olamaz, zengin-fakir, iktidar-muhalefet ayrımı yapmaz” dedi.
Toplum vicdanını yaralayan suçlar hariç cezaevlerinin boşaltılması gerektiğini savunan Bakırhan, “Bu ülkede herkes için adalet tesis edilmelidir” dedi.
‘Komisyon cesur olmalı’
Bakırhan, konuşmasının sonunda bugün toplanacak olan Meclis komisyonuna seslendi:
“Meclis komisyonu barışın tüm gereklerini yerine getiremez ama barışa giden yolu hukukla, adaletle, demokrasiyle döşeyebilir. Her komisyon üyesinin çözüm aklına ve çözüm vicdanına sahip olduğuna inanıyorum.”
Yüz yıllık bir meselenin çözümünde eleştirilere katlanmanın gerektiğini söyleyen Bakırhan, komisyonun “İmralı’ya gitme” konusunda cesur bir karar alması gerektiğini dile getirdi.
“Geçiş yasası netleştirilmeli, özgürlük yasaları tarif edilmeli, içtüzük komisyonları harekete geçirilmeli. Komisyon tarihin doğru yerinde duruyor ve milyonların duasını alacağı bilinciyle hareket edecektir” dedi.
Bakırhan, konuşmasını “Bu tarihi sorumluluk komisyonun omuzlarındadır ve bu sorumluluğun layıkıyla taşınacağına inanıyoruz” diyerek tamamladı.




