• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Türkiye’de emek gündemi: TİS talepleri, işçi eylemleri, açıklamalar…

Türkiye’de emek gündemi: TİS talepleri, işçi eylemleri, açıklamalar…

Sağlık emekçilerinden kamu çalışanlarına, fabrika işçilerinden basın emekçilerine kadar Türkiye’nin dört bir yanında emekçiler düşük ücretler, güvencesizlik ve hak gasplarına karşı ses yükseltti.

Türkiye’de emek gündemi: TİS talepleri, işçi eylemleri, açıklamalar…
Türkiye’de emek gündemi: TİS talepleri, işçi eylemleri, açıklamalar…
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 27 Haziran 2025 14:40

Türkiye genelinde sağlık çalışanları, kamu emekçileri ve fabrika işçileri ortak bir hatta buluştu: artan yoksulluk, ağır çalışma koşulları ve hak gasplarına karşı mücadele. Toplu İş Sözleşmesi (TİS) süreçlerinde yaşanan tıkanma, ücretlerdeki erime ve güvencesiz çalışma koşulları; Ankara’dan İzmir’e, Mersin’den Van ve Dersim’e kadar birçok kentte basın açıklamalarıyla protesto edildi.

TTB Sağlık Bakanlığı önünden seslendi: Sağlık çöktü, çalışanlar eziliyor

Türkiye Tabipler Birliği (TTB) Aile Hekimler Kolu (AHEK), Sağlık Bakanlığı’nın 30 Ekim 2024’te Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğe karşı Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması düzenledi

Açıklama öncesi burada konuşan TTB Merkez Konseyi 2’inci Başkanı Doktor Pınar Saip, “Maalesef sağlık sistemimiz çökmüş durumda. Sağlıkta Dönüşüm Programı ve Performans Sistemi ile birlikte sağlık ticarileştirildi” dedi.

TTB Aile Hekimliği Kolu (AHEK) Başkanı Sibel Uyan ise basın açıklamasını okudu. Sibel Uyan, sağlık çalışanlarının hak kayıplarına son vermesini, ülkenin çökmüş sağlık sisteminin ve halkın sağlığını korunması için Sağlık Bakanlığı’nın bir an önce adım atması gerektiğini söyledi.

Sağlıkta yaşanan sorunlar sıralandı

Sağlık Bakanlığının yedi aydır halka ve sağlık emekçilerine “eziyet” olan uygulamalardan vazgeçmediğini kaydeden Sibel Uyan, sağlıkta yaşanan sorunları söyle sıraladı:

“-Hastalarımızın kaydını bir gün alıyor, öbür gün geri atıyor.

-Kanser taramaları için altyapıyı sağlamıyor.

-Aşı temin etmiyor, aşı soğuk zincirinin temel ilkesi olan aşı takip sistemindeki aksaklıkları gidermiyor, aşı tereddüdünü önlemiyor.

-Eksik kadroları tamamlamıyor.

-İlaç kısıtlamaları ve ücretli uygulamalar ile yurttaşlarımızdan nasıl daha çok para alırım hesabı yapıyor.

-ASM çalışanlarının ücretlerini kesebilmek için türlü türlü yollar arıyor.

-Ne amaçla kullanılacağı belirsiz Hastalık Yönetimi Platformu’nu, performans dayatmasını, meslek onurumuzu ve halkın sağlık hakkını yok sayan müşteri memnuniyeti uygulamasını düzeltmiyor.

-Bilimdışı reçete kısıtlamalarını uygulamaktan geri durmuyor.

-Sanki tüm toplum hasta olmak zorundaymış gibi altı ayda bir muayene şartı getiriyor, bir aylık bebek için altı aydır gelmediği gerekçesiyle ceza veriyor.

-Hekimleri sözleşme feshi ile tehdit ediyor, yoksulluk sınırı altında ücretlere mahkum ediyor.

-Acil kapılarında ölen, tedavilerini olamadığı için sağlığını kaybeden yurttaşları, çetelerin cirit attığı bir sağlık ortamı ile baş başa bırakıyor.”

İzmir’de DYO Boya işçileri: Sefalet dayatmasına teslim olmayacağız

İzmir Çiğli’de kurulu DYO Boya fabrikasında çalışan ve toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinin tıkanmasından kaynaklı 37 gündür grevde olan işçiler, şirketin bağlı olduğu Yaşar Holding’in Konak’ta bulunan binası önünde basın açıklaması yaptı. “Sefalet dayatmasını kabul etmiyoruz. Direne direne kazanacağız” pankartı açılan açıklamaya kentte bulunan siyasi parti ve kurumlarda da destek verdi.

İşçiler adına konuşan Petrol-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Cem Turan, DYO Boya işçilerinin kimyasallar içerisinde riskli bir ortamda uzun mesai saatlerinde çalıştığını aktardı.

Yoksulluk sınırının 82 bin liraya vardığını, DYO işçilerinin ise ortalama 30 bin lira aldığını kaydeden Turan, “Bizler biliyoruz ki emeği ile geçinen milyonlarca isçi bizimle aynı kaderi paylaşıyor. Dostlar, bir avuç zengin daha da zenginleşsin diye işçi sınıfımız giderek kötüleşen koşullarda yaşamaya zorlanıyor. Ülkemizde yaşanan ekonomik krizin faturası milyonlarca emekçiye ödetiliyor.” dedi.

Haber-Sen Mersin Şubesi

Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası (Haber-Sen) Mersin Şubesi, TİS taleplerini açıklamak için PTT Yenişehir Şube Binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinin de destek verdiği açıklamada, “Sefalet dayatmasına karşı mücadele edeceğiz. Satış sözleşmesine hayır. TÜİK rakamları yalan, yoksulluk gerçek. Bütçeden hakkımızı istiyoruz” pankartı açılırken, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” sloganları atıldı.

Basın metnini okuyan Haber-Sen Mersin Şube Başkanı Musa Özdemir, bugüne kadar yapılan toplu iş sözleşmelerinin emekçiler adına bir kazanım üretmediğini, kamu emekçilerinin taleplerinin sistematik olarak görmezden gelindiğini dile getirerek, “Her iki yılda bir kurulan TİS masası bir pazarlık zemini değil, haklarımızın törpülendiği bir orta oyunudur. Biz Haber-Sen olarak bu oyunu yıllardır teşhir ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Yalnızca kendi üyeleri için değil, tüm kamu emekçileri adına taleplerini dile getirdiklerini aktaran Özdemir, “Satış sözleşmesi değil, grevli toplu sözleşme hakkı istiyoruz. Çünkü bu talepler milyonlarca kamu emekçisinin ortak talebidir. Tarihi kazanım diye sunulanlar, kamu emekçileri için tarihi bir hezimettir. Sosyal ve ekonomik haklarımız sistematik olarak budanmıştır. Promosyon görüşmelerinde bile şeffaflığı reddeden yapılarla emekçilerin hakları pazarlık konusu yapılamaz. PTT emekçilerinin alın terini kimseye peşkeş çektirmeyeceğiz. Kapıkulu değil, kamu emekçisiyiz. Onurlu bir yaşam ve güvenceli bir gelecek için mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.

Haber-Sen Van Şubesi

HABER-SEN Wan Şubesi, TİS taleplerini açıklamak için PTT binası önünde açıklama yaptı. HABER-SEN 7 Nolu Şube Başkanı Hamit Aker, ortak açıklamayı okudu. Açıklamada sık sık “Bijî berxwedana karkeran” sloganı atıldı.

Eylemlerde emekçilerin talepleri şu şekilde sıralandı:

“-En düşük kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı.

-Ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalı.

-Tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge verilmelidir.

-İzin günleri hesaplanırken hafta sonları ve resmi tatiller düşürülmemelidir.

-8 Mart Dünya Kadınlarının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü resmi tatil yapılsın.

-Seyyanen verilen ödemeler temel ücrete dâhil edilmelidir.

-Gelir vergisi oranı %10’da sabitlenmeli, vergi adaleti sağlanmalıdır.

-KHK ile ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilmelidir.”

Dersim’de KESK’ten açıklama:

KESK Dersim Şubeler Platformu, TİS sürecine ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Sanat Sokağı’nda düzenlenen açıklamaya siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Açıklamada “Haklarımız, taleplerimiz ve geleceğimiz için grevli toplu sözleşme istiyoruz” pankartı açıldı. Basın metnini Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) Dêrsim Şube Başkanı Mazlum Doğan okudu.

Toplu Sözleşme uygulamasına 2012 yılından bu yana devam edildiğini hatırlatan Doğan, bu sözleşmenin kamu emekçileri ve emeklilerine göstermelik bazı iyileştirmeler dışında ne ekonomik olarak ne de demokratik, sosyal ve özlük olarak hiçbir somut kazanım sağlamadığını söyledi. Toplu sözleşmenin adeta “bir orta oyununa” döndüğünü ifade eden Mazlum Doğan, “Yetkilendirilmiş” konfederasyonun gerçek enflasyon karşısında pula dönüşen ücretler için veya maaşlara eklenmeyen ek ödemeler için ya da emekçilerin herhangi bir sorunu için bugüne kadar mücadele yürütmediğini vurguladı.

Sürecin takipçisi olacaklarını dile getiren Doğan, taleplerini şöyle sıraladı:

“* Kamu emekçilerinin toplu sözleşme ve grev hakkını herhangi bir şart ve kısıtlamaya tabi olmadan özgür biçimde kullanımını sağlayacak biçimde topyekûn değiştirilmelidir.

* Kamu zararı ve Sayıştay zimmetleri iptal edilmelidir.

* Kamuda tazminat veya başka adlar altında yapılan tüm ek ödemeler, kazanılmış hak olarak aylık maaşlara dâhil edilmeli, emeklilik ikramiye ve maaş hesaplarına sayılmalıdır.

* Sosyal hukuk devleti ilkesinin gereği olarak hukuka aykırı ve keyfi uygulamalara son verilmeli ve bu kapsamda tek taraflı yayınlanan KHK’larla bir gecede hukuksuz bir şekilde ihraç edilen kamu emekçileri tüm haklarıyla birlikte görevlerine iade edilmelidir.

* Emekçilerin zaten yetersiz olan ücretlerinin yıl içinde kademeli olarak daha fazla kesintilere neden olan vergi kesintilerine son verilmeli, emekçiler lehine adil ve adaletli bir vergi sistemi oluşturulmalıdır.

* Kamu emekçilerinin yıllık izinlerinin hafta sonuna denk gelen günlerinin toplam yıllık izin süresinden sayılmaması için düzenleme yapılmalıdır.” (MA)