• Ana Sayfa
  • Gündem
  • TÜSİAD yöneticileri Orhan Turan ve Ömer Aras ikinci kez hakim karşısına çıktı: Duruşma ertelendi

TÜSİAD yöneticileri Orhan Turan ve Ömer Aras ikinci kez hakim karşısına çıktı: Duruşma ertelendi

Duruşma 20 Ocak 2026’ya ertelendi. Turan ve Aras’ın yurt dışı çıkış yasakları kaldırıldı.

TÜSİAD yöneticileri Orhan Turan ve Ömer Aras ikinci kez hakim karşısına çıktı: Duruşma ertelendi
TÜSİAD yöneticileri Orhan Turan ve Ömer Aras ikinci kez hakim karşısına çıktı: Duruşma ertelendi
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 23 Eylül 2025 17:58

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras 2 ayrı suçtan 5’er yıl 6’şar aya kadar hapis talebiyle hakim karşısına çıktı.

Davada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanıkların ‘zincirleme şekilde yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ ve ‘zincirleme şekilde adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ suçlarından 5’er yıl 6’şar ay hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Duruşma 20 Ocak 2026’ya ertelendi. Turan ve Aras’ın yurt dışı çıkış yasakları kaldırıldı.

İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Orhan Turan ve Mehmet Ömer Arif Aras ile avukatları hazır bulundu.

Duruşmada kimlik tespiti yapılan  Mehmet Ömer Arif Aras, aylık gelirinin 900 bin lira olduğunu belirtti.

Aras, “İlk defa mahkeme huzurunda bulunuyorum. Bahsedilen suçlama delilsiz ve dayanaksızdır. 38 yıldır aynı kurumda çalışmama rağmen, adresim sabit olmasına rağmen, polis eşliğinde zorla getirildim. Üzerine atılı suçlamalar düşünce özgürlüğü kapsamındadır. Derneğin tüzüğü hukuka uygun şekilde düzenlenmiştir. Bu derneğin konseyi yılda belirli aralıklarla 3 defa toplanmaktadır. Yılda 3 kez konuşma hakkım var. Yargılamaya konu edilen konuşmayı başkanlık sıfatıyla 12 Şubat’ta yaptım. Benim söylediklerim başı sonu kırpılmıştır. Yaptığım konuşma, olağan faaliyet içerisindedir. Başka bir amacı yoktur. TÜSİAD tarafından hazırlanan öneriler başlıklı kitapçıkların açıklamasıdır. Konuşmamda liyakat ile hukuka duyulan güvenin arttırılmasını vurguladım” dedi.

Savunmasına devam eden Aras, “Rakamların oluş şekli, rakamlardan daha değerlidir. Hukuktan kastım vergi, gümrük, ticaret ve bankacılık tanımından ibaret değildir. Hukukun tanımına, kişilerin tanımına etki eden gerek sosyal, gerek yazılı kuralların öngörülebilir şekilde uygulandığı da dahildir. Ekonomi hukuk ile şekillenmektedir. Piyasalarda oluşan faizler ve döviz kurlarındaki hareketler buna örnektir. Beklenti ve ön görülerin referans noktası ise yaşananlardır. Bu nedenle ekonomi alanı toplumda karşılığı olan olgu ile dahildir. Açıkladığım bu hususlarla ekonomi alanında yapmış olduğum dava konusu konuşmada, hukuk ve politikadan ayrı düşünülemeyeceğini vurguladım. Bu yüzden bana, ‘Neden bu şekilde konuşma yaptın?’ sorusunun yöneltilmesi doğru değildir. Yargılamanın bu şekilde yapılması doğru değildir. İddianamede, konuşmalarımın önü ve arkası kesilerek, suç işlediğim söylenmektedir. İnsanlar hukukun üstünlüğünü, tutuklama ve gözaltı olarak görüyor. Bu işlemler yabancı yatırımcılar ve yabancı basına da bilgi notu olarak iletilerek, yatırımcılara etkisi oluyor” diye konuştu.

Duruşmada,  Ömer Arif Aras’ın ardından, Orhan Turan savunma yaptı.

Turan, “Makine Mühendisliği’nden mezun olup, eğitim süresince devlet okullarında devam ederek hem iş hayatında hem günlük hayatımda faydalı olmaya gayret ettim. Son üç yılda ihracat lideri olarak yüzde 100 sermayeli, ülkenin en yüksek sermayeli bir şirketini oluşturacak şekilde hareket ettim. Hem hükümet hem diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla yurt içi ve yurt dışında önemli toplantılar gerçekleştiriyoruz ve görüşlerimizi belirtiliyoruz. Görevim nedeniyle yaptığım konuşmalar nedeniyle suçlanıyorum. Hiçbir şekilde konuşma içerisinde gerçeğe aykırı bilgiyi vermedim. Kamuoyuna yansıyan, toplumun bildiği bir bilgiyi, bazı hususları objektif bir şekilde, olan etkilerini sıraladım. Konuşmada sadece hukukun üstünlüğünün sağlanmasının önemine ve ülkenin ekonomisinin gelişmesine yönelik tavsiyelerde bulundum. Konuşmalarım suç oluşturmamaktadır, TUSİAD’ın tespit ve tavsiyelerden oluşmaktadır” ifadelerini kullandı.

Turan, savunmasının devamında ise, “Halkın nezdinde son derece önemli mevkilerde bulunan kişiler hakkında bu tür soruşturma evrelerinin ekonomi anlamında uğradıkları zararları vurguladım. Hukukun üstünlüğü çerçevesinde ekonomik refahı hedefleyen ve Türk iş insanlarının oluşturduğu bir sivil toplum örgünün kuruluşunda bu ifadelerin kullanılması doğaldır. Konuşmamda teknik hukuk söylemi bulunmamaktadır. Ben TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı ve iş adamı olarak, derneğin tüzüğünde belirtilen düşünceler doğrultusunda önerilerimi ve tecrübelerimi paylaştım. Konuşmamın amacı hukukun üstünlüğünün egemen olması, ülke ekonomisinin ancak bu şekilde ileriye gitmesini söylemekti. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. İş insanı olarak hakkımda verilen yurt dışı çıkış yasağı beni ve şirketimi zarara uğratmaktadır. Bu nedenle yurt dışı çıkış yasağı tedbirimin kaldırılmasını talep ediyorum” diye konuştu.

Davada savcı mütalaasını verdi. Turan ve Aras’ın “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “zincirleme şekilde yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamalarıyla cezalandırılmaları talep edildi.

Aras ve Turan’ın yurt dışı çıkış yasakları kaldırılırken bir sonraki duruşma 20 Ocak 2026 günü saat 09.30’a ertelendi.

Ne olmuştu?

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, 13 Şubat’ta derneğin genel kurulunda yaptığı konuşmada, son haftalarda politik hayatta olağanüstü olayların yaşandığını belirterek, “Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyım atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor” ifadelerini kullandı.

Aras, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki davalara da dikkati çekerek, “Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında, yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor” diye konuştu.

Aras, 6 Şubat depremleri ve Kartalkaya yangını başta olmak üzere yaşanan olaylar hakkında da, “Kurallarımız vardır ama uymayan çoktur, yeterli denetim yoktur. Bu ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur… Bu sistemin nasıl düzeleceği çok net bellidir. Sistemin kendi kendini düzeltme mekanizması olmalıdır. Sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine yetkin kişiler gelmelidir” demişti.

Turan’a da 13 Şubat’taki dernek genel kurulunda yaptıkları konuşmada, bazı soruşturma ve kovuşturmalar hakkında “yargıyı telkin ve yönlendirme içerikli ifadeler kullandığı” suçlaması yöneltildi.

Turan’ın ifadelerinin “gerçeğe aykırı ve kamu barışını bozmaya elverişli” nitelikte olduğu iddia edilmişti.

14 Şubat’ta benzer suçlamalarla hakkında soruşturma başlatılan Aras ile Turan’ın savcılıkta ifadelerinin alınması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesine talimat verilmişti.

Turan ve Aras ifadelerinin alınması ardından yurt dışı yasağı şartıyla 20 Şubat’ta serbest bırakılmıştı.

Savcılığın soruşturma başlattığı çıkışla ilgili 19 Şubat’ta ilk kez konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dernek yönetiminin “haddini aştığını” savunmuştu.