TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ile TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras, haklarında yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol hükümlerinin uygulanması talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
Orhan Turan, sulh ceza hakimliğine sevk edildiği sırada gazetecilerin “Bir şey söyleyecek misiniz?” sorusuna “Söylemeyeceğim” yanıtını verdi.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ile TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında TÜSİAD Genel Kurul Toplantısı’nda yaptıkları konuşmalar nedeniyle “Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” ve “Adil yargılayı etkilemeye teşebbüs” iddialarıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca resen soruşturma başlatılmıştı. Söz konusu iki isim polis nezaretinde ifadeleri alınmak üzere İstanbul Adliyesi’ne götürülmüştü.
Basın Suçları Soruşturma Bürosunda ifadeleri alınan Ömer Aras, 2 saat 40 dakika, Orhan Turan ise 1 saat boyunca ifade verdi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras’ın Dernek genel kurulundaki konuşmalarında kullandıkları ifadelere ilişkin başlatılan soruşturmada savcılığın sevk yazısına ulaşıldı.
Savcılığın nöbetçi sulh ceza hakimliğine gönderdiği sevk yazısında, Turan ve Aras’ın, 13 Şubat’ta TÜSİAD Genel Kurulunda yaptıkları konuşmalarda, yalnızca basın aracılığıyla bilgi sahibi oldukları ve içeriğini bilmedikleri olaylara ilişkin yargıyı telkin ve yönlendirme ile gerçeğe aykırı dezenformasyon içerikli beyanlarda bulundukları belirtildi.
Şüphelilerin, sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla, Türkiye’nin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bilgileri kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yaydıkları ve “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu işledikleri ifade edildi.
Yazıda, şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediklerine ilişkin kuvvetli suç şüphesini oluşturan deliller ve somut olgular bulunduğu belirtilerek, Turan ve Aras hakkında yurt dışına çıkış yasağını içeren adli kontrol tedbiri uygulanması talep edildi.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras, çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe ’yurt dışına çıkış yasağı’ şeklinde adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Erdoğan bugün hedef almıştı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün partisinin haftalık grup toplantısında, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklama nedeniyle TÜSİAD’ı sert sözlerle eleştirmişti. Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:
“TÜSİAD’ın açıklaması haddini aştı, buram buram provokasyon kokuyor. Demokraside hiç kimse eleştiriden layusel değildir. Demokrasimizin standardını yükselten, yasakları kaldıran bizim iktidarlarımızdır. Tutarlı olması halinde eleştirilere kulak tıkamayız. TÜSİAD’ın açıklaması sonrasında ’emre emade uşak’ misali sıraya dizilen muhalefet figürlerini nazarı dikkate almıyoruz. Kuklalarla bizim işimiz olmaz. Bizim muhatabımız kuklacılardır. TÜSİAD zihniyetinin neye tekabül ettiğini çok iyi hatırlıyoruz. Eski Türkiye’de siyaseti dizayn ediyorlardı.
Eski Türkiye’de senelerce borunuzu öttürmüş olabilirsiniz. Hukukun kapsamı dışında bırakıldığınız eski Türkiye’yi özlüyor da olabilirsiniz. Ama yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz. İş adamı derneği iseniz iş adamı derneği gibi davranmayı bileceksiniz. Siyaset yapmaya çok hevesliyseniz ya parti kuracaksınız ya da ağzınızdan çıkan iki çift lafa bakan muhalefet partilerinden birini seçersiniz.”
Ne olmuştu?
TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras ile TÜSİAD Başkanı Orhan Turhan, 13 Şubat Perşembe günü Genel Kurul’da yaptığı konuşmada son dönemdeki siyasi gelişmelere ilişkin görüşlerini açıklamıştı. TÜSİAD YİK Başkanı Aras, son dönemde artan gözaltı ve tutuklamalarla ilgili “Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor. Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor. Çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz” diye konuşmuştu.