İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan protestoları takip ederken önce gözaltına alınıp ardından tutuklanan 7 gazeteciden 5’i, Metris Cezaevi’nden Silivri Cezaevi’ne sevk edildi. Bir gazetecinin sevkinin ise bekletildiği öğrenildi.
Savcılıktan ‘Yer yok’ iddialarına yalanlama
Gazetecilerin tutuklandığı gün (25 Mart) CHP Genel Başkanı Özgür Özel, hapishanelerde yer kalmadığı için tutuklanan gazetecilerin Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’ne geri götürüldüğünü ve civar illere sevk edileceklerini duyurmuştu. T24’ün haberine göre, kamuoyunda cezaevlerinde yer olmadığına dair iddialara İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yalanlama geldi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) avukatı Ülkü Şahin’in aktardığına göre, tutuklanan gazeteciler Bülent Kılıç, Ali Onur Tosun, Murat Kocabaş, Gökhan Kam ve Hayri Tunç Silivri’ye sevk edilirken, Yasin Akgül’ün sevkinin bekletildiği ifade edildi. Şahin, tutukluluğa ilişkin itirazların yapıldığını belirtti.
TGS: Usule aykırı karar değişikliği
TGS, savcının gözaltına alınan 7 gazeteci için avukatlarına adli kontrol şartıyla serbest bırakılacaklarını söylediğini ancak iki saat içinde karar değiştirerek tutuklama talebinde bulunduğunu duyurdu. TGS karar değişikliğinin usule aykırı olduğuna ilişkin tutanak hazırladığını duyurdu.
Ne olmuştu?
Evlerine düzenlenen polis baskınıyla gözaltına alınan gazeteciler Zeynep Kuray, Bülent Kılıç, Yasin Akgül, Ali Onur Tosun, Murat Kocabaş, Gökhan Kam ve Hayri Tunç, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 32. maddesinin 1. fıkrasını ihlal ettikleri gerekçesiyle tutuklandı.
‘Fotoğraflarla tuzak kuruldu’
TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, savcının gazetecilerin eylemlerde fotoğraf çekerken ya da yazı yazarken çekilen fotoğraflarını delil olarak gösterdiğini ifade etti. Bir gazetecinin ise eylemcileri yönlendirdiği iddia edildi. Durmuş, gazetecilerin meslekleri gereği genellikle eylemlerde ön saflarda yer aldıklarını ve haber takibinin arkada kalarak yapılamayacağını vurguladı.
‘Boyunlarındaki basın kartları görülmüyordu’
Dosyaya konan fotoğraflarda gazetecilerin basın kartlarının ve ekipmanlarının görünmediğine dikkat çeken Durmuş, “Öyle ‘ilginç’ açılardan çekilmişlerdi ki… Gazetecilerin hiçbirinin elindeki fotoğraf makinesi, kamerası ve mikrofonu gözükmüyordu. Boyunlarında takılı olan basın kartları seçilmiyordu. Oysa o anlarda çektikleri fotoğraf ve videolar, başta çalıştıkları kurumlar olmak üzere pek çok basın yayın kuruluşu tarafından kullanmıştı. Polis, ödüllü foto muhabirlere, fotoğrafla tuzak kurmuştu adeta. Vurgulamak gerekir ki tutuklanan meslektaşlarımız, hemen hemen tüm toplumsal olaylarda haber takibi yapan gazeteciler olup meslekî kimliklerinin emniyet personelince bilinmeme ihtimali yoktur.” dedi.