Van Barosu: Rojin Kabaiş dosyasında şüphe var

Ailenin avukatlığını da üstlenen Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz ‘Darp olmadığına yönelik söylem gerçeği yansıtmamaktadır’ dedi.

Van Barosu: Rojin Kabaiş dosyasında şüphe var
Van Barosu: Rojin Kabaiş dosyasında şüphe var
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 16 Ekim 2024 20:50

Van’da 27 Eylül tarihinde kaybolan ve 18 gün sonra Van Gölü kıyısında cansız bedeni bulunan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) öğrencisi Rojin Kabaiş’e dair kamuoyunda çıkan yanıltıcı bilgileri düzeltmek için Van Barosu açıklama yaptı. Açıklamaya, Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz, Van Barosu Kadın Hakları Merkezi ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’nden (ÖHD) avukatlar katıldı.

Açıklamada konuşan Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz, Rojin Kabaiş’in kaybolduğu günden bu yana yaşanan ihmalleri sıraladı. Aynı zamanda Kabaiş ailesinin avukatlığını da üstlenen ve ilk günden bu yana dosyanın takipçisi olduklarını belirten Özaraz, “Gerek yurt görevlilerinin aileyi ve kolluk kuvvetlerini geç bilgilendirmesi, gerek aileye geç haber verilmesi ihmallerden bazıları. Savcılık makamının üniversitedeki giriş çıkışları etkili bir şekilde kontrol altına almayışı, özellikle üniversitenin yanında bulunan köylük alana yönelik sıkı bir güvenlik önlemi almamış olması ciddi eksikliklerdi. Biz savcılığa her zaman bu eksiklikleri bir an önce tamamlaması gerektiği ve sürece yayıldıkça daha önce gerçekleşen Gülistan Doku dosyası gibi bir dosya oluşacağını belirttik. Fakat savcılık her zaman bizi dosyanın dışında tutarak ‘bizler gerekeni yapıyoruz’ tarzında cevaplarla dosyayı sürdürdü” dedi.

Soruşturmaya gölge düşürüldüğünü ve dosyada şüphe olduğunu belirten Özaraz, bazı basın yayın organlarında darp olmadığına yönelik yapılan haberlere atıfta bulunarak, “Darp olmadığına yönelik söylem gerçeği yansıtmamaktadır” ifadelerini kullandı.

Özaraz, “Bizler sivil toplum kuruluşları, Van Barosu ve Kadın Hakları Merkezi olarak adli tıp sürecini takip etmek istedik. Savcılık makamı bizi ATK sürecinin dışında tutmaya çalıştı. Biz baro olarak CMK’daki maddeler gereği ATK’de temsilci bulundurma hakkımızın olduğunu hatırlatarak avukat ve alanında uzman bir doktoru bulundurabileceğimizi hatırlatmamıza rağmen savcılıkça bu talebimiz reddedildi.” diyen Özaraz, açıklamasında şu sözlere yer verdi:

“Bugün kamuoyunu yanlış yönlendirerek, olayın sanki bir intiharmış algısı yaratılmasının yanlış olduğunu bir kez daha belirtiyoruz. Biz savcılık makamına ve yetkililere şunu belirtmek istiyoruz: Siz bu süreci sadece intihar üzerinden değil, her şüphe ve ihtimali göz önünde bulundurarak yürütmek zorundasınız. Soruşturma dosyasına gölge düşmüştür. Çünkü, avukatına ve ailesine verilmeyen raporun, alttan başkasına sızdırılması aslında dosyayı yanlış yönlendirmeye yönelik, algı oluşturmaya yönelik, hukuksuz bir tutumdur.”

Sinan Özaraz sızdırılan raporun da yanıltıcı olduğunu belirtti ve şunları söyledi: “CMK hükümlerine göre bu rapor, dosyada gizlilik kararı olsa bile, aileye ve avukatına verilmesi gereken zorunlu bir belgedir. Ancak savcılık ‘Talebinizi yarın değerlendireyim’ demesine rağmen, bugün çeşitli basın yayın organlarında bu ön raporun kamuoyuna sızdırıldığını fark ettik. Maalesef o ön rapor, gerçek bilgilerle değil yanıltıcı bilgilerle kamuoyuna sunuldu. Her ne kadar yayın organlarında Rojin Kabaiş’e yönelik herhangi bir darp, delici ve yaralayıcı bir iz veya kemik kırığı olmadığına yönelik bilgiler paylaşılsa da raporun yanıltıcı olduğunu belirtelim. Yapılan otopside; kemik kırığı olmadığı, delici ve kesici bir durumun olmadığı doğrudur. Ancak darp olmadığına yönelik söylem gerçeği yansıtmamaktadır.”