• Ana Sayfa
  • Ekoloji
  • Van Gölü havzası alarm veriyor: Bu artık mevsimsel değil, kalıcı bir iklim krizi

Van Gölü havzası alarm veriyor: Bu artık mevsimsel değil, kalıcı bir iklim krizi

Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü’ndeki hızlı çekilmenin artık mevsimsel bir dalgalanma değil, kalıcı bir iklim krizinin sonucu olduğunu belirterek “Havza küresel ortalamanın üzerinde ısınıyor; yanlış su kullanımı devam ederse yerleşimlerin susuz kalması ve şehirlerin taşınmasının bile gündeme gelebileceği bir döneme giriyoruz” uyarısında bulundu.

Van Gölü havzası alarm veriyor: Bu artık mevsimsel değil, kalıcı bir iklim krizi
Van Gölü havzası alarm veriyor: Bu artık mevsimsel değil, kalıcı bir iklim krizi
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 26 Kasım 2025 14:06

Kuraklığın Türkiye genelinde derinleşmesiyle birlikte Van Gölü’ndeki çekilme son yılların en kritik seviyesine ulaştı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, göl havzasındaki ısınmanın küresel ortalamanın üzerinde olduğunu belirterek, “Bu artık mevsimsel bir dalgalanma değil; kalıcı bir iklim krizi” dedi.

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nde çekilme özellikle Edremit ve Gevaş kıyılarında metrelerce ilerledi. Geri çekilen suyun ardından geniş balçık alanları oluşurken, balıkçı barınakları ile göl arasındaki mesafe gözle görülür şekilde arttı. Ekolojistler, bu kaybın yalnızca mevsimsel bir dalgalanma olmadığını; iklim değişikliğinin kalıcı etkilerine işaret ettiğini söylüyor.

Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Alaeddinoğlu, Van Havzası’nın küresel ısınmadan belirgin biçimde etkilendiğini vurguladı:
“Van Gölü kapalı bir havzadır ve sıcaklık artışı küresel ortalamanın üzerinde seyrediyor. Küresel sıcaklık 1,6 derece arttı ancak bu artış her bölgede aynı değil. Van Gölü Havzası daha kuzeyde yer aldığı için ısınma etkisi çok daha güçlü.”

‘Kar yağışları yağmura döndü’

Alaeddinoğlu, son yıllarda yağış rejiminin tamamen değiştiğine dikkat çekerek, “Sonbahar yağışları neredeyse kayboldu. Asıl kritik olan ise yağışın şekli; kar yağışları artık yağmura dönüştü. Bu durum toprağın su tutmasını engelliyor ve yeraltı sularını besleyen temel döngü bozuluyor” dedi.

‘Buharlaşma kayıpları arttı’

Van Gölü’nde buharlaşma oranının dramatik şekilde yükseldiğini söyleyen Alaeddinoğlu, “Eskiden buharlaşma, düşen yağışın iki katıyken bugün dört-beş katına çıkmış durumda. Akarsuların debisi düşüyor, bazı dereler yılın belirli dönemlerinde tamamen kuruyor” ifadelerini kullandı.

‘Göldeki çekilme hızlandı’

Yeraltı sularının yoğun tüketimi ve yağışların azalmasının göldeki çekilme hızını artırdığına işaret eden Alaeddinoğlu, “Kapalı havzalarda su yönetimi çok daha zor. Artık sonbaharda beklenen su yükselmesi gerçekleşmiyor. Kıyılardaki geniş beyaz şeritler, soda birikiminden oluşan geri çekilme izleridir” dedi.

‘Ekosistem tehlikede’

Alaeddinoğlu, uydu görüntülerinde ciddi alan kaybı görüldüğünü belirterek, gölün ekosistemi üzerindeki risklere dikkat çekti:
“Van Gölü derin olduğu için tamamen kuruması beklenmez ancak kimyası hızla bozuluyor. İnci kefali için akarsular hayati önemdedir. Fakat kar sularının azalması nedeniyle akarsular yeterince akmıyor; bu durum milyonlarca balığın üreme göçünü tehlikeye atıyor.”

‘Kontrolsüz kullanım susuzluk getirebilir’

Yeraltı sularının plansız kullanımının büyük bir tehlike yarattığını vurgulayan Alaeddinoğlu, “Bu hatalı kullanım devam ederse bütün bir yerleşimin susuz kalması mümkün. Türkiye’nin birçok bölgesi kuraklık baskısı altında ve Van Gölü Havzası da en riskli alanlardan biri” dedi.

‘Şehirlerin taşınması bile gündeme gelebilir’

Alaeddinoğlu, yanlış su yönetiminin gelecekte çok daha ağır sonuçlar doğurabileceğini söyleyerek şu uyarıda bulundu:
“Yeraltı suyu tükenirse yüz binlerce insanın içme, sanayi ve tarım suyu riske girer. Bu nedenle havzayı bir bütün olarak yönetmek şart. Eğer süreç doğru yönetilmezse gelecekte şehirlerin taşınması bile konuşulabilir.”