Sivas’ın Zara İlçesi’ne bağlı Bolucan ve Söğütözü Köyleri, Yanık mevkiinde faaliyet gösteren kömür madeni şirketi can aldı. İki köy arasındaki kömür madeninde dinamitle patlatma esnasında İranlı Ali Rıza Nesirzade hayatını kaybederken biri ağır iki İranlı da yaralandı.
Sivas’ın Zara İlçesi’nde köylüler hem kömür hem selestit madenine direniyor
Söz konusu şirketin faaliyetlerine ilişkin bölge sakinleri yaşadıkları rahatsızlığı İlke TV’ye aktarmış, maden faaliyetlerinden rahatsız olduklarını dile getirmişti. Nitekim HemGrup Madencilik A.Ş. tarafından bölgede yürütülen kömür madenciliği faaliyeti yıllardır hem ekolojik dengeyi hem de hayvancılığı yok etme riskinin yanı sıra bu kez insan canına mal oldu.
‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verilen projede endemik bitkiler ve yabani hayvanlar yok sayılmış
Maden şirketi bölgede yıllardır büyüme hırsı ile faaliyet yürütüyor. Maden ilk kapasite artışını 2014 yılında ‘ÇED Gerekli Değildir’ raporuyla gerçekleştirdi. Bu onayla birlikte şirkete 25 bin ton üretim izni verildi. Maden şirketi 2020 yılında bir kez daha ‘ÇED Gerekli Değildir’ raporuyla kapasite artışına gitti. 300 bin ton yerüstü, 300 bin ton da yeraltı olmak üzere 600 bin tonluk üretim izni aldı. 2024’te bir kez daha kapasite artışına giden şirkete yine ‘ÇED Gerekli Değildir’ denildi ve böylelikle şirkete toplam 2 milyon 540 bin ton üretim izni verildi. Söz konusu şirket şuan şirket, 35.25 hektar açık madencilik, 189.37 hektar yeraltı madenciliği ile toplamda 224.62 hektarlık alanda faaliyet yürütüyor.
Sürekli kapasite artışına giden ve ekolojik tahribatlara sebep olan maden faaliyetine karşı köylüler adına Av. Abidin Tatlıpınar, 2024 tarihinde Sivas İdari Mahkemesi’ne dava açtı. Açılan davada,
-2020 yılından beri faaliyetin hukuka uygun olmadığı,
-Bölgenin florasına uygun bir proje olmadığı ve böylelikle yeterli önlemlerin alınmadığı, bununla birlikte, hayvancılığın, tarımın olumsuz etkileneceği,
-Su kaynaklarının olumsuz etkileneceği,
-Şantiyelerin ÇED alanının dışına taştığı ve
-bu raporu hazırlayan ekibin içinde biyoloğun olmadığı, söz konusu alanda hem endemik hem yabani hayvanlara ilişkin yeterli bilgi olmadığı ve yeterli önlemin alınmaması, alanın yabani hayvanların geçiş güzergahı olması sebebiyle ekolojik dengenin bozulacağı belirtildi.
Davanın ardından bölgeye keşif yapması için bir bilirkişi heyeti gönderildi.
5 Mayıs’ta yapılan keşif sırasında ise, 2024’e kadar patlatmasız olarak projeye dahil edilen madencilik faaliyetinin projeye aykırı olarak patlatma yöntemi ile yapıldığı davacı taraf tarafından belirtildi.
‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı alan projede skandal copy-paste detayı
Konuya ilişkin İlke TV’ye konuşan Av. Abidin Tatlıpınar, ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verilen proje tanıtım dosyasına ilişkin de skandal bir detayı anlattı. Sivas’ta faaliyet gösterecek proje alanı için Van adres olarak gösterilmiş. Tatlıpınar, “Madenin çıkarıldığı alana gidilmeden masa başında hazırlanmıştır. Bu projenin masa başında hazırlandığını gösteren örneklerden biri projedeki trafik yönetimi ile ilgili kısım. Orada aynen şöyle bir ibare var;
Madencilik faaliyetine konu alan proje; Van İli, Erciş İlçesi, Doğancı Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Projenin trafiğe etkisi üretilen madenin nakliyesi esnasında olacaktır. Mevsim şartlarına göre, proje alanı düzenli periyotlarla sulanacaktır.
Buradan anlaşıldığı kadarıyla daha önce bir proje tanıtım dosyası olan ekip bu proje tanıtım dosyasını olduğu gibi kopyalayarak Zara Bolucan ve Yanık’ta bulunan maden için de kullanmış. Yani yeterince bir inceleme yapılmamış”
‘Yeni Soma’lar, yeni İliç’ler, yeni Zara’ları yaşamayalım’
Öte yandan Sivas Çevre Platformu da yaşananları protesto etti. Sivas Meydanı’nda bir araya gelen platform üyeleri, “Yeni Soma’lar, yeni İliç’ler, yeni Zara’lar yaşamamak için, maden şirketlerinin yasal veya kayıt dışı yöntemlerle yaşam alanlarımızı yok etmesine dur demenin vakti geldi de geçiyor” dedi.
Platform adına açıklamayı okuyan Adnan Yılmaz, “Özellikle 23 yıldan beri bu ülkeyi yöneten AKP iktidarları döneminde “Maden Yasası”nda yapılan değişikliklerle Ülkemiz adeta yerli ve yabancı şirketlerin işgali altındadır” dedi.
“Tüm bu gidişata dur demek için yaşam alanlarını savunanlara ise, aynı Metin Lokumcu ve Reşit Kibar gibi ölümü reva görmektedirler” diyerek tepki gösterdi.
26 Mayıs’ta Bolucan’dan yaşanan patlamaya ilişkin ise, ‘aynı hikaye’ diyerek, şirketin sahibi Fahrettin Kıtlık’ı işaret etti. “Kar hırsıyla yapılan devasa kapasite artışını sağlayabilmek için, usulsüzce yapılan patlatmalar, usule uygun olmayan patlatma seçimi, yine madenin sahibi Fahrettin Kıtlık 2009’da ÇED gerekli değil kararıyla maden faaliyetlerine başlıyor. Meydana gelen ölümlü patlamadan sonra maden sahibi Fahrettin Kıtlık, “bizim ocağımız kapalı, olanlar bilgim dışında” derken, bizler de soruyoruz. “Eğer çalışma yok ise, neden ocakta işçiler var ve çalışıyorlar.” Sık aralıklarla kapasitenin yüz katı artırıldığı, bilirkişi keşfinde ise, şirketin proje sahası dışına çıkıp, kaçak kömür ürettiğini, güvencesiz kaçak işçi çalıştırdığı ayan beyan ortadadır. Bu hukuk dışılığa son vermek için sorumluların yargılanarak hesap vermeleri, söz konusu Bolucan, Kardere, Söğütözü köylerini kapsayan bölge halkının istemediği madencilik faaliyetleri zaman geçirilmeden amasız, fakatsız, lakinsiz durdurulmalıdır” talebini dile getirdi.