Demokratik Kurumlar Platformu ve bileşenleri olan Kürt Dil Kurumları tarafından düzenlenen “Kürt Dil Mücadelesi İçin Strateji ve Politikaları” çalıştayı grupların sunumları ile devam ediyor.
Düzenlenen ilk iki oturumda yerel yönetimlerin Kürtçeye yaklaşımı, asimilasyon politikaları ve günlük yaşamda Kürtçeye yabancılaşması gibi başlıklar ele alındı. İlk oturumda konuşan yazar İhsan Colemergî, dilin bir halkın varlığını korumasındaki önemine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Halklar arasındaki egemenlik ve boyun eğdirme mücadelesi, kültür ve dille başlar. Eğer yazmazsanız, yok olursunuz. Halkınız da sizinle birlikte yok olur. Sümerler’in toprakları 400 bin yıl önce işgal edildi ve özellikle dilleri ile kültürlerine el konuldu. Bugün Van’da birçok kişi ‘yurtseveriz’ diyor, ama evlerinde Kürtçe konuşmuyor. Bizim ilk talebimiz budur, kendi dilinizi kutsal görün. Eğer dilinize değer vermezseniz ve dilinizde yazmazsanız yok olursunuz. Bölgedeki egemen güçler diline sahip çıktı, siz de ulusal değerlerinize sahip çıkarak ilerleyin. Düşmanlarımıza karşı ‘bizim dilimiz kutsaldır’ demeliyiz. Ahmedê Xanî’nin sözlerini hatırlayalım. Mem û Zîn’i neden Kürtçe yazdığını soranlara, ‘Kürt halkı kendi dilinde yazmazsa, dünya halkları içinde diliyle yer edinemez’ diyor. Bunun için dilimize sahip çıkmalıyız.”
‘Her çalışma stratejik olmalı’
Yerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, Kürt halkının tarih boyunca dil ve kültürünü korumak için bedel ödediğini belirterek, şunları dile getirdi:
“Kürt halkı var oldukça dili ve kültürünü korumaya devam edecek. Sorunlarımız çok ama bu toplantı çok kıymetli. Her çalışmanın bir stratejiye ve mücadeleye ihtiyacı var. Dil için yapılan bu çalışmanın çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Buradan çıkacak değerlendirmeler, Kürtçenin geleceğine dair bir planlamanın önünü açabilir. Eksikliklerimiz var. Farklı kesimlerin kendi eleştirilerini yapması gerekiyor. Ama bugünden itibaren dil çalışmalarının daha güçlü yürütülmesi gerekir. Yerel yönetimler ve özyönetime dayalı yapılar bu alanda daha fazla sorumluluk almalı. Bu irade ve mücadeleyle Kürtçenin geleceği için önemli adımlar atılabilir.” Zeydan, Abdullah Öcalan’ın başlattığı sürecin önemine de değinerek, “Demokratik, ahlaki ve siyasi bir toplum inşa etmeliyiz. Bunun temeli de dil çalışmalarına önem vermekten geçiyor. Birbirimize el vererek, ortak akılla ilerlemeliyiz. Bu çalışmadan başarı bekliyoruz.” dedi.
‘Dilimizden güç alıyoruz’
İkinci oturumda konuşan DEM Parti Dil, Kültür ve Sanat Komisyonu Eşsözcüsü Cemile Turhallı da, “Devlet ve iktidarlar politikalarıyla bizim dilimizden utanmamızı istiyorlar. Biz neden dilimizden utanalım? Biz, dilimizden güç alıyoruz. Dil, bir halkın mirasıdır. Bir yandan devletin saldırıları devam ederken, bir yandan da buna karşı büyük bir direniş ortaya koyuluyor. Bundan sonra bizler politika ve stratejimizle dilimizi yaşatmaya ve yaşamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. (MA)