Görevden alındıktan sonra 2019 yılında yerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Mustafa Avcı’nın da aralarında bulunduğu, siyasetçi ve çiftçiler, toplumsal üretim hedefiyle “Tarımsal Ürünleri İşletme Kooperatifi (VAT-İŞ KOOP) kurdu.
İlk aşama, bölgeye özgü olmayan küçük ölçekli test amaçlı mini bahçelerde üretime başlandı.
Başta lavanta olmak üzere birçok ürünün test aşamasını geçmesiyle çeşitli ürünlerde tarımsal faaliyete başlandı.
Ekimine 4 yıl öncesine başlanan ve yüzlerce hektara ekilen lavanta ilk hasadını verdi. Van’ın Tuşba ilçesinde göl kıyısında yetiştirilen lavantaların ilk hasadı başlarken, Kooperatif Eşbaşkanı Mustafa Avcı temel amacın komünal toplum paradigmasına hizmet etmek olduğunu söyledi.
Kenttin iklim ve toprağına uyum sağlayan lavantanın 4’üncü yılına girdiğini söyleyen Avcı, göle yakın olmasına ve tuz oranı yüksek olan bir toprakta olmasına rağmen lavantanın yetiştiğin, verimli topraklarda ise daha iyi sonuçlar alınabileceğini söyledi. Çiftçilere gönül rahatlığıyla lavanta üretmelerini önerdiklerini dile getiren Avcı, “Bizim hesaplarımıza göre, 20 dönümlük bir alanda, aile kolektifi ile yapılan üretim sayesinde, kimseye muhtaç olmadan bir aile rahatlıkla geçimini sağlayabilir. Ayrıca lavanta çok fazla işçilik de istemiyor. Ancak şu anki sorun, çayır bitkilerinin fazlalığı. Çayırla baş edemediğimiz için lavanta çadır gibi otlarla birlikte büyüyor. Oysa lavanta sıralarında yabancı ot bulunmamalı, bu verim için önemli. Eğer aile kolektiflerini örgütleyebilirsek, her aile kendi lavantasını eker, bakımını yapar. Bu yapı zamanla kooperatifleşmeye kadar gidebilir. Çiçeği, çiçek hâliyle tüccara satabiliriz, ama tüccar genelde düşük fiyata alıp kendisi işler. Bizim hedefimiz bu değil. Biz çiçeğimizi kendimiz işleyip yağını da kendimiz çıkarmak istiyoruz. Elde ettiğimiz lavanta yağı ise kozmetik alanda kullanılabilir, lavanta kokulu sabunlar, lavanta kokulu deterjanlar gibi ürünlerde değerlendirmeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
’12 bin yıllık bir kültürün mirasçısıyız’
Toplumun üretimden koparılarak yardım paketlerine mecbur bırakıldığını belirten Avcı, “iradeyi teslim almak” olarak yorumladığı bu duruma karşı, amaçlarının çiftçi ve köylüleri yeniden üretimle buluşturmak olduğunu söyledi.
Böyle bir şeyi başarmaları durumunda kentten köye göçün mümkün olabileceğini vurgulayan Avcı, yerel yönetimlerin buna öncülük etmesini istedi. Avcı, “Yerel yönetimlerin, klasik belediyecilik anlayışını aşabilecek bir zihniyet değişimine ihtiyacı var. Eğer bu değişim gerçekleşirse, belediyeler ve kooperatifler hem zihinsel hem de projeler açısından bir güç birliği yapabilir. Bu da şehirlerdeki göç baskısını tersine çevirebilir. Elbette bu 1-2 yıl içinde olacak bir şey değil. Doğal olarak iktidarlar da bu sürece müdahale ediyor. Kayyım atamaları da bu müdahalelerin bir parçası. Çünkü toplumcu, halkçı belediyecilik anlayışı iktidarın işine gelmiyor. Ancak biz ısrarlıyız. Çünkü Mezopotamya’nın neolitik devriminden gelen, tarımla, tohumla, toprakla ilişki kuran 11-12 bin yıllık bir kültürün mirasçısıyız” diye konuştu.
‘Zihinsel dönüşümde önemli bir adım attık’
Halk topraktan koparılırsa sudan çıkmış balığa dönüşeceğini söyleyen Avcı, “Sonrasında onu akvaryumda besleyip yönlendirebileceğiniz bir canlıya çevirmiş olursunuz. Ne yazık ki 1990’lı yılların ilk yarısında bu toplum modeli dayatıldı ve bir ölçüde başarı da sağlandı. Biz buna müdahale etmek istiyoruz. Kooperatifimiz tam da bu amaçla kuruldu. Belediyeler olsa da olmasa da biz, hem kendi öz gücümüzle hem de bizim zihniyetimize yakın duran özel sektör ortaklarıyla ilerleyeceğiz. İştirakçiler bulacağız ve mutlaka hedefimize ulaşacağız. Pes etmek yok. Geçmişte Van’da 400’ün üzerinde kooperatifin kurulmasına rağmen bugün sadece birkaç tanesi aktif. Büyük kazançlardan ziyade, dayanışma kültürünün ve küçük güçlerin birleşerek güçlü yapılar oluşturmalıdır. Şu an ilgi çok fazla. Toplumun bu konuda zihniyet değişimini yaşaması bizi daha da motive ediyor. Hedefimiz, belli bölgelerde üretici kooperatifleri kurmak ve bazı alanlarda da tüketici kooperatifleri örgütlemek. Böylece tüccarı aradan çıkararak doğrudan üreticiden tüketiciye satışları hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Belki bu 2 buçuk yıl içinde maddi olarak bir koyduk, beş aldık gibi bir sonuç elde etmedik; ama zihinsel dönüşüm anlamında çok önemli bir adım attık” şeklinde konuştu.
‘Önümüzdeki komünal süreci örüyoruz’
Ürettikleri ürünlerin piyasadaki muadillerine göre daha fazla ilgi gördüğünü belirten Avcı, “Bu yıl da kuru fasulye, nohut, mercimek, patates gibi ürünlerin yanında serada domates üretimine başladık. Yine binlerce dönümlük alanda aromatik bitkiler ektik. Ürünlerimiz piyasa değerinin yüzde 50 altında satılıyor. Hem üretici kazanıyor hem de tüketici daha sağlıklı gıdaya, daha uygun fiyata ulaşıyor. Bu kooperatif önümüzdeki kömünal süreci de örüyor.” diye konuştu.(MA)