Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, partisinin organize ettiği bir miting sırasında konuşmasının remiks edilmiş versiyonuyla dans ederek ABD’ye “barış” çağrısı yaptı.
Başkent Caracas’ta düzenlenen Bolivarcı Topluluk Komutanlarının geniş katılımlı yemin töreninde konuşan Maduro, sahnede kendi sözlerinin remiks edilmiş versiyonuyla dans ederek, ABD’ye barış istediklerini vurguladı.
Binlerce destekçisinin önünde müzik eşliğinde dans eden Maduro, “Savaş mı? Asla, asla savaş yok. Savaşa hayır lütfen, barış lütfen” diyerek kalabalığın coşkusunu artırdı.
Maduro, Venezuela halkının yüzde 94’ünün “emperyalist askeri bir tehdidi” kabul etmediğini belirterek, şunları söyledi:
“Bugün tüm Venezuelalılar, farklı parti veya ideolojilere mensup olsun, hangi görüşte olursa olsun, tek bir ses olmuştur. Halkın yüzde 94’ü emperyalist askeri tehdidi reddedip kınıyor ve vatanını savunmak için her türlü saldırıya karşı durmaya hazır olduğunu ifade ediyor.”
Eski Devlet Başkanı Hugo Chavez’e bağlılık yemini eden Maduro, şöyle devam etti:
“Son ana kadar gerekirse hayatım pahasına da olsa sizlere sadık kalacağıma yemin ediyorum. Sizi asla yüzüstü bırakmayacağıma ve hayal kırıklığına uğratmayacağıma emin olabilirsiniz. Venezuela’da barış ve ulusal birlik hakimdir. Halk, ülkeyi inşa ederek barışı kazanmaya devam etmek için örgütlü ve hazırlıklıdır. Halkımız 22 haftadır kışlalara gitti ve gönüllü milisler ülkenin egemenliğini savunmak için seferber oldu.”
Maduro, Venezuela halkının 22 haftadır psikolojik bir savaşla karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, halk, ordu ve polis tarafından düzenlenen tatbikatlar sayesinde ülkenin “örnek bir savunma kapasitesine” ulaştığını dile getirdi.
Öte yandan, başkent Caracas’ın en büyük caddelerinde yürüyüş gerçekleştiren Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi (PSUV) üyeleri ellerinde Venezuela bayrakları ve Maduro posterleriyle ABD’nin Karayipler bölgesindeki askeri hareketliliğini kınayıcı sloganlar attı.
Beyaz Saray’da Venezuela toplantısı: ‘Birden fazla seçenek masada’
Bu arada Beyaz Saray’dan yapılan son açıklamada göre, ABD Başkanı Donald Trump, ulusal güvenlik ekibiyle Venezuela hakkında toplantı yapacak. Açıklamada, “Birden fazla seçenek masada” ifadeleri dikkat çekti.
Gerilimin tırmanmasının ardından Trump-Maduro görüşmesi iddiaları gelmişti. Trump, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile telefon görüşmesi yaptığı iddiasını doğruladı.
Trump, Venezuela hava sahasının neden kapatıldığına ilişkin sorulara da “Venezuela’yı pek dost bir ülke olarak görmüyoruz. Ülkemize hapishanelerden, çetelerden milyonlarca insan gönderiyorlar.” yanıtını verdi. “Venezuela’nın hava sahasının kapatılmasının yakında bir hava saldırısı olacağı anlamına mı geldiği” sorusu üzerine Donald Trump, “Bundan hiçbir anlam çıkarmayın.” dedi.
Maduro’ya ‘Ülkeyi terk et’ teklifi
ABD Başkanı Donald Trump ile Venezuela Lideri Nicolas Maduro arasındaki görüşmenin ayrıntıları ABD basınına yansıdı. Habere göre Beyaz Saray’dan Maduro’ya şartlı güvenlik garantisi verildiği iddia ediliyor. ABD, Maduro ve ailesinin güvenliği için şartlı garanti önerdi.
Karayipler’deki hareketlilik
ABD Başkanı Donald Trump, daha önce imzaladığı kararname kapsamında Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele gerekçesiyle ordunun daha fazla ve etkin kullanılması talimatını vermişti.
ABD, bu bağlamda ağustos sonlarında Venezuela açıklarına denizaltı ile savaş gemilerinden oluşan deniz gücü göndermiş, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth de ABD ordusunun Venezuela’da rejim değişikliği dahil operasyonlara hazır olduğunu söylemişti.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro da buna karşılık ülkede 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu açıklamıştı.
ABD’nin Venezuela açıklarında bazı tekneleri uyuşturucu kaçakçılığı gerekçesiyle hedef almaya devam etmesi hem Venezuela yönetimi hem de uluslararası kamuoyunda eleştirilere neden olmuş, saldırıların “uluslararası hukuka aykırı olduğu” savunulmuştu.
ABD’nin, “uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele” gerekçesiyle gönderdiği dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford ve saldırı grubunun, Latin Amerika bölgesine ulaştığı belirtilmişti.




