Şanlıurfa’da Kadın Hafıza ve Dayanışma İnisiyatifi öncülüğünde 20 Temmuz Pazar günü “takas pazarı” kurulacak. Eyyübiye ilçesinin Camikebir Mahallesi’ndeki bir kafede “Tüketimden uzak, paylaşımı ve dayanışmayı önceleyen yeni bir düzenin mümkün olduğuna inanıyoruz” sloganıyla kurulacak pazarın amacı ise eski eşyaların yeniden kullanıma girmesini sağlamak ve paylaşım kültürünü güçlendirmek.
İnisiyatifi Mayıs ayında 12 kadınla kurduklarını belirten psikolog Ayşe Eriş Örnek, yıllardır insani yardım alanında çalıştığını söyledi.
Kuruluş sürecini anlatan Ayşe Eriş Örnek, “2024 yılının Kasım ayında Kadın İnsan Hakları Programı duyurusu çıktı. Urfa’da bu programa yaklaşık 24 kadın başvurdu. Başvuran kadınlar farklı meslek gruplarından, farklı bölgelerde yaşayan kadınlardı. 16 hafta boyunca kadın insan haklarına dair çeşitli atölyelerde bir araya geldik. Bu, kadına dair hafızamızı ve öğretilen yanlışları düzeltmemiz için bir alan açtı. Güvenli alanlarda kadın dayanışmasının ne kadar kıymetli olduğunu görmüş olduk. Bu çalışmayı sonlandırdığımızda aramızdaki bu dayanışmanın ve birliğin bozulmasını istemiyorduk. Bu niyetle yola çıkarak bir inisiyatif oluşturmaya karar verdik” ifadelerini kullandı.
Amaç kadın hafızasını oluşturmak
Şanlıurfa’daki dayanışmanın kadınların bir aradalığından geldiğini söyleyen Ayşe Eriş Örnek, “Bütün tarihsel süreçlerin erkekler üzerinden anlatıldığı, daha çok güç ilişkilerinin ön plana çıktığı bir tarihten bahsediyoruz. Bu tarihin içerisinde kadınlar, kadınların tarihine dair bilgi en önemlisi de hafıza yok. Bu hafızayı oluşturma niyetiyle yola çıktık” dedi. İlk çalışmalarının ise bu pazar olduğunu belirten Ayşe Eriş Örnek, Riha’daki kadınlarla dayanışmayı güçlendirmeyi istediklerini söyledi. Amaçlarından birinin tüketim alışkanlıklarını dönüştürmek olduğunu dile getiren Ayşe Eriş Örnek, “Bu tüketim döneminin bizi tek tip insan modeli yaratmaya yönelttiğini biliyoruz. Meseleyi sadece ekonomik olarak ele almıyoruz. Bunun psikolojik ve sosyolojik yönleri de var. Tüketim toplumunda, ihtiyacımızdan fazlasını tüketiyor olmamız bize artı bir değer kazandırmamakla birlikte daha çok yalnızlaştırıyor. ‘Ruh sağlığınızı desteklemek istiyorsanız daha fazla alışveriş yapın’ denilerek, insanlar alışverişe yönlendiriliyor. Ya da ihtiyacınız olmayan bir şeyle kendinizi mutlu etmeye çalışıyorsunuz. Oysaki ruh sağlığınızı en iyi destekleyecek şey içsel ve dışsal kaynaklarınızın artmasıdır” ifadelerini kullandı.
Yardım değil dayanışma
“İçsel kaynak” olarak tüketimin yerine dayanışmayı koyduklarını kaydeden Ayşe Eriş Örnek, şöyle devam etti:
“Türkiye’de ekonomik olarak iyi koşullarda değiliz. Şu an asgari ücretle ev geçindirmek zaten zorken aynı zamanda ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek durumda değiliz. Diğer taraftan dolaplarımıza baktığımızda ihtiyacımızdan çok daha fazlasına sahibiz. Kullanılabilir durumda olan ve birbirimizle paylaşabileceğimiz ürünleri getirip pazara koyalım dedik. Amaç alışveriş yapıp kar elde etmek değil. Çünkü bu pazarda para geçmiyor. Eşyaların değeri de birbirleriyle kıyaslanmayacak. Önemli olan şey takas ettiğiniz ürünün sizin ihtiyacınız olması. Bu sadece bir eşya olmak zorunda değil. Takas ettiğiniz ürüne karşılık arkadaşınızla bir çay da içebilirsiniz. Çünkü mesele paylaşım. İnsanlar ihtiyacı olmayan bir şeyi verdiğinde bu genelde minnet adı altında yapılıyor. Ama burada esas olan dayanışmadır.”
Her şey takas edilebilir
İnisiyatif üyesi sosyolog Gülten Nazlıcan Amasyalı da, ilk çalışmaları olan takas pazarında cinsiyet, yaş ve kimlik gibi ayrımlar olmadığını söyledi. Pazarın saat 16.00’dan 19.30’a kadar süreceğini aktaran Gülten Nazlıcan Amasyalı, “Pazara bir şeyler paylaşacak herkes gelebilir. Burada paylaşımdan kastımız illa ki maddi ve nesnel şeyler değil. Kişiler kullanılabilir durumdaki paylaşmaya hazır eşyalarını getirebilir. Kesici, delici aletler hariç her şeyi kabul ediyoruz. Çünkü buranın güvenli bir alan olması önceliğimizdir. Bizim için önemli olan paylaşma ve dayanışma, insanların kendini güvende hissetmesi” diye belirtti. (MA)