Haksız kazanç sağlamak için bebeklerin ölümüne neden oldukları iddiasıyla yargılanan yenidoğan çetesi davasının 6. gününde hakkında 582 yıla kadar hapis cezası istenen ve örgütün lideri olduğu belirtilen Fırat Sarı savunma yapacak. Duruşmanın ilk 5 gününde 21 sanık ifade vermişti.
İstanbul’da yaşanan kötü hava koşullarından dolayı saat 10.00’da başlaması beklenen davanın biraz gecikmeli başlayacağı belirtildi.
Davanın görüldüğü salon ve önünde, polis ekiplerince ilk 5 gün olduğu gibi yoğun güvenlik önlemi alındı. Duruşma, Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu’nun kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle konferans salonunda görülüyor.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 22’si tutuklu 47 sanık yargılanıyor.
İddianamede, Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçlamalarıyla, 11 kez “resmi belgede sahtecilik” suçu ile cezalandırılması isteniyor. İki isim hakkında toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
112 Ambulans Şoförü Gıyasettin Mert Özdemir hakkında “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası; 18 kişi hakkında da bebeklerin ölümüne ilişkin “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçundan 10 ila 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası isteniyor.
Fırat Sarı: Her şeyi anlatmak istiyorum
Duruşmanın 6. gününde hakkında 582 yıla kadar hapis cezası istenen ve örgütün lideri olduğu belirtilen Fırat Sarı, savunmasını yapıyor. Sarı, “Buraya gelmek istedim hayattan bir beklentim yok artık her şeyi anlatmak istiyorum.” sözleriyle savunmasına başladı. 112 Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ettikleri suçlamasını kabul etmeyen Sarı, “Rüşvet vererek asla hasta almadık. Her hastaneye eşit gönderiyorlar.” diye konuştu.
Sistemi ben kurmadım, bana teklif geldi
Bu yapıyı keşfetmediğini, kendisine teklif geldiğini öne süren Sarı, “112 nakil grubu çok yetersiz. Sevk süresi ortalama 4-6 saat. Yenidoğan için çok kritik süre. Usulsüz sevk dedikleri tıp merkezinden bebek aldım. Reyap Hastanesi’nde iyi çalıştım. Başka hastanelerden teklif aldım. Başka işletmecileri vardı. Bu yapıyı ben keşfetmedim. Sen gel yap dediler. İlker’le kafamız uyuştu o da benim gibi iyi çalışıyor. Zamanla işletme sayısı arttı ama bize hep teklif geldi. 112 dışı sevk dediğiniz tıp merkezlerinden hekimin bana güvenerek hastalarını bana gönderdiler. O dönem için ben para almadım. Güvendikleri için hızlı kabul ettiğm için. Ama sonra işletmeciler olunca hasta bulucular var bu sistem için. Onlarla anlaştık. Emrah diye bir arkadaş vardı başta. Onunla aramız bozulunca Mert ile anlaştık.” dedi.
‘Benim ölüm oranım Türkiye ortalamasının altında’
Uzman raporunun yanlış olduğunu iddia eden Sarı, “Bir raporla ateşe atıldık. 10 hastane kapatıldı, binlerce insan işsiz kaldı. Uzman raporu kötü niyetli, agresif yazılmış.” dedi.
Meslek hayatı boyunca 15-20 bin yenidoğan yoğun bakım hastasına baktığını belirten Sarı, “Benim ölüm oranım Türkiye ortalamasının altında. Benim sağlıklı taburcu ettiğim hastalar bile şimdi beni şikayet ediyor. Ultrason baktırıyor ‘Acaba böbreğimi mi çaldı’ diye. Ya Türkiye’de yenidoğan organ nakli yapılıyor mu?” iddiasında bulundu.
Malpraktisten suçlandığını söyleyen Sarı, “Görmediğim bakmadığım bebeklerin ölümünden yargılanıyorum” diyerek kendini savundu.
“Malpraktis: Bilgisizlik, tecrübesizlik ya da hekimin hatasından dolayı hastanın zarar görmesi.”
Hemşirelere suçlama
Hemşireler Hakan Doğukan Taşçı ve Hasan Basri Gök’ü suçlayan Sarı, “Hayatımı kararttılar. Ekip varsa orada var. SGK 37 haftanın altında doğan bebeklerde “Curosurf” ödüyor ama büyüklerde ödemiyor. Ama ihtiyaçları olabiliyor. Şöyle bir yöntem yaptık. Bu ilaçlar flakonda, kalanı soğuk zincirde tutarak o ilaçları kullandık. En fazla 3 gün tuttuk o ilaçları. Artırma dedikleri o. Ama sonradan öğrendim ki satmışlar. Bu arkadaşlar asgari ücrete çalışıyor. İlaçları onda birine satmışlar 300-500 liraya.” diye konuştu.
Curosurf: Solunum Güçlüğü Sendromu (RDS) izlenen veya Solunum Güçlüğü Sendromu riski altında olan yenidoğan bebekler ile diğer yüzey gerilim azaltıcı eksikliği bulguları izlenen erken doğan bebeklerin tedavisinde kullanılır.
Çetenin işleyişi
Yenidoğan Çetesinin işleyişine ilişkin açıklamalarda bulunan Fırat Sarı, “Gıyasettin Mert Özdemir, bebek sevki yapıyordu. Para veriyorduk bunun için. Mert ‘Devlette çalışıyorum, ödemeleri bana yapman sorun olur’ dedi. Paraları eşinin hesabına yatırılmasını istedi. Çalışmadığı için SGK’sını yaptık. İlker maaşlı çalışanımdı. Sonra kar ortağı ol dedim ama kar edemedik, olmadı. Yönetimle ben ilgileniyordum. Renas (Kılıç) Reyap’ta çalışıyordu. Renas’tan hasta sevkini rica ederdik, para işlerine girmezdi, ödeme yapmadık. Hesap falan yoktu. Dağınık çalıştık, her şey dağınık. Bazen zarar ettik bazen de yüzde 1-3 arası kar ettik. Hesaplarda görürsünüz zaten. GMZ’yi Deniz’le kurduk, Deniz’i seviyorum. Çalışmayı seviyor.” diye konuştu.
‘Hasta sayısını artırmak için sıkıştırıyorlardı’
Hastane yönetimlerinin hasta sayısını arttırma konusunda kendisini sıkıştırdığını iddia eden Sarı, “Hastanelerde tek muhatabımız hastane yöneticileriydi. Sözleşmelerin bir vasfı yoktu, daha çok güvene dayalıydı.” dedi.
112 Servis çalışanı Gıyasettin Mert Özdemir’in tapelerde geçen, “Taburcu süresi düşerse kazancımız düşer” ve “Parasını alamadığımız hastayı neden tutuyoruz?” ifadeleri sorulan Sarı, “İşkoliktir Mert, heyecanlı konuşur, işgüzardır biraz. Ben de kırmıyorum. Aslında kırmak lazım belki senin işin mi taburculuk demem lazımdı.” diye konuştu.
Tape konuşmaları: ‘Aramızda şakalaştık’
“Fişini çek-dedemin fişi” tapesiyle ilgili soruya “Hoş değil keşke konuşmasaymışız. Şaka yaptık kendi aramızda. Siz yapmıyor musunuz?.” diyerek yanıt veren Sarı’ya, Savcı “Bizim üzerimizden örnek verme.” diyerek tepki gösterdi.
Bebekleri uzun süre yoğun bakımda yatırdığı iddiasına da yanıt veren Sarı, “Ben hastaları uzun yatırmakla suçlanıyorum neden öldüreyim.” dedi.
“Ex olana kadar ilaca devam edeceksin” tapesiyle ilgili üye hakimin “Nereden biliyorsun öleceğini?” sorusuna yanıt veren Sarı, “Bebek çok ağır durumdaydı, kardiyologlar birkaç gün içinde ölür demişti. İlacı hiç kesmeyeceksiniz demek için söyledim” sözleriyle kendini savundu.
‘İhmal olduğunu düşünmüyorum’
Savcının “10 bebekle ilgili hiç ihmal yok mu diyorsun?” sorusuna yanıt veren Sarı, “İhmal olduğunu, eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Çoğu bebeği ben görmedim zaten.” diye konuştu.
Sarı’nın yanıtı üzerine savcı, “Bilmediğin için söylüyorum. Senin bu bebekleri görmediğin halde suçlanma nedenin örgüt yöneticiliğiyle suçlanman. Örgüt yöneticisi, örgüt üyelerinin tüm suçlarından sorumlu olur.” dedi.
Savcının “Neden çalışanlarının üzerine şirket kuruyorsun ve kurmaya çalışıyorsun? Her şeyim legal diyorsun neden başkasının üzerine şirket kuruyorsun?” sorusuna sanık Sarı, “Çalışan doktorlarımızı ortak edecektim o şirkete. Medisense benimdi, oraya ortak almak istemedim. Diğer şirkete arkadaşları alıp ortak yapmak istedim” dedi.
“Sanık Hasan Basri ‘biz hocanın illegal kısmıyız’ diyor, illegal kısım nedir?” sorusuna ise Fırat Sarı, “Hasan Basri’nin değişik konuşmaları oluyordu. Bence bir anlamı yok” cevabını verdi.
Tutukluluğun devamına karar verildi
Mahkeme duruşmaya 45 dakika ara verdi. Aranın ardından ara kararını açıkladı.
Mahkeme 22 tutuklu sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Dava 26 Kasım günü saat 10.00’da tutuksuz 24 sanığın savunmalarının alınmasıyla devam edecek.