Fırtınaların arttığı, umut alanlarının daraldığı bir dönemde, Duhok Zirvesi olağanüstü bir etkinlik olarak ortaya çıktı. Önceki toplantılardan farklı, sıradan siyasi buluşmalarla kıyaslanamayacak bir nitelik taşıyordu. Zirve, iradenin bilgelikle, vizyonun eylemle buluştuğu nadir bir an gibi görünüyordu ve Kürtlerin, isterse kendi söylemini şekillendirebileceğini, varlığını gösterebileceğini ve hem kendi geleceğine hem de bölgenin geleceğine yeni bir kapı açabileceğini ilan etti.
Mesud Barzani
Tüm yüzler arasında, manevi lider Mesud Barzani öne çıktı. Onun varlığı sadece bir onur teşekkürü değildi; coğrafyanın değişkenliklerini bilen, dönüm noktalarını fırsata çevirmeyi bilen bir liderin sahada varlığıydı.
Barzani’nin ustalığı açıktı; Birleştirir, bölmez; meseleleri partilerin ötesinde tutar ve kriz anlarını tarihi fırsatlara dönüştürür. Zirveye Kürt bilgelik mührünü vurması, konferansa büyük bir meşruiyet kazandırdı.
Zamanlamanın önemi
Zirve zamanlaması tesadüf değildi; Kürdistan Bölgesi’nin olayları takip etmekle kalmayıp onları bir adım önde şekillendirdiğini gösteren siyasi bir mesajdı. Bu mesajlar ise şunlar:
1-Irak seçimlerinden sonra Kürt partilerinin elde ettiği seçim başarısının ardından, Kürtler sadece sandıklarda temsil edilmekle kalmayıp, Irak sınırlarının ötesine geçen bir siyaset inşa etmeye niyetli olduklarını gösterdiler.
2-Cevap olarak ABD’deki Colani toplantısı, Kuzey Suriye’de nüfuz ve harita yeniden çizim sürecini başlattı. Bu ortamda Kürt güçlerinin sessiz kalması mümkün değildi.
3-Türkiye’de Abdullah Öcalan’ın liderliğiyle ilerleyen barış girişimi de belirleyici bir faktör. Zirve, bu sürece Kürtlerin perspektifini kazandırdı ve Kürtlerin barışı kararlı, birleşik ve bilinçli şekilde karşıladığını gösterdi.
Duhok: Buluşma alanından karar platformuna
Duhok’ta Kürt liderler sadece ayrı misafirler olarak değil, tek bir evin çocukları olarak toplandı.
4 Parçadan gelenler tarihi nadir görülen bir kare oluşturdu. Aralarındaki selamlaşmalar, sessiz bir şekilde “Yeni Kürt zamanı başladı” mesajı verdi; bölünmeler ne kadar büyütülürse büyütülsün, halkın geleceğini isteyen iradeye engel olamazdı.
Mazlum Abdi: Sahadan devlete vizyon
Konferansın merkezinde, General Mazlum Abdi’nin konuşması sahadan siyasete güçlü bir köprü oluşturdu.
Abdi, Suriye meselesini gerçek çerçevesinde sundu: Karmaşık bir ilişki, Kürtler ve Araplar birlikte yönetim projelerinde yer almalı. Güvenliği savaşta yer alanlar sağlar ve terörle savaşanlar, ülkelerinin geleceğini şekillendirme hakkına sahiptir.
Abdi’nin vurgusu, Kuzey ve Doğu Suriye’deki demokratik projenin sadece Kürt projesi değil, geniş bir Suriye projesi olduğuydu. Bu, Kürtlerin sadece tanınmak istemediğini, Suriye’yi parçalanmaktan kurtarmak için somut bir formül sunduklarını gösteriyordu.
Kürtler: Sorun olmaktan güce
Duhok Zirvesi, sadece bir toplantı değil, bir kutlama değil, yeni bir dönemin doğuşuydu. Kürt siyasi kimliği, daha fazla bilinç, derin vizyon ve geniş birlik ile şekillenmeye başladı.
Mesud Barzani’nin ustalığı, Mazlum Abdi’nin vizyonu ve Kürt halkının iradesi bir araya gelerek dünyaya şunu ilan etti: Kürtler, coğrafyanın yükü değil, kendi geleceğini ve bölgenin geleceğini inşa eden bir ortaktır.




