Mütevelli Heyeti Başkanlığı’nı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yaptığı, Yunus Emre Vakfı’na ‘naylon fatura’ soruşturması başlatıldı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı müfettişlerinin 2020-2022 yıllarına ait harcamalar üzerinde yaptığı inceleme sonucunda ortaya çıkan ‘naylon fatura’ skandalıyla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında geçen hafta çok sayıda Vakıf çalışanı hakkında yurt dışına çıkış yasağı konmuştu.
Dün sabah Mali İşler Daire Başkanı S.Y. ve Destek Hizmetleri Daire Başkanı M.Ç. nin de aralarında olduğu isimler gözaltına alındı.
Operasyon kapsamında, yurt dışına kaçtığı öne sürülen, yakınlarının ise Almanya’da tedavi gördüğünü belirttiği Yunus Emre Enstitüsü’nün eski başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş’in de evine gidildiği, ancak evde kimse olmadığı için arama veya gözaltı yapılamadığı belirlendi.
Savcılık, yolsuzluk iddialarını soruşturmaya devam ederken suçlamaların baş sorumlusu Başkan Ateş’in ise nerede olduğu bilinmiyor. Ateş’in yurt dışına kaçtığı tahmin ediliyor.
DW Türkçe, pazartesi günü eski Başkan Şeref Ateş’in görevden alınmasından üç gün sonra Almanya’ya gittiğini ve bir daha dönmediğini duyurmuştu.
Enstitü’nün 2016 yılından bu yana başkanlığını yapan Ateş’in 2020 ve 2023 dönemini kapsayan dönemdeki işlemleri şüpheli olarak değerlendiriliyor. Yurtdışında çok sayıda alım yapan Enstitünün sahte faturalar ile bazı malları almış gibi gösterdiği ancak gerçekte bu malların alınmadığı öne sürülüyor. Ayrıca yapılan yardımların da kağıt üzerinde olduğu ve sahte faturalar ile milyonlarca liranın kaybolduğu tahmin ediliyor.
İlk belirlemelere göre sahte faturaların toplamda 16-17 milyon dolar civarında. Ancak soruşturma ve MASAK raporu kapsamında bu rakamın artabileceği kaydediliyor.
Şeref Ateş’in ihaleleri yaparken yasal mevzuatı delmek için çeşitli formüller kullandığı da belirlendi. Örneğin 10 milyon TL’lik bir ihale yapılacağında bu ihalenin yasal mevzuata göre duyurusu yapılması gerekirken Başkan imzası ile 500, 550 bin TL’lik 20 farklı ‘doğrudan alım’ yapılmış gibi gösterildi.
Aile Bakanı Mahinur Göktaş’ın eşi Rahmi Göktaş ile MHP’li Semih Yalçın’ın oğlu Abdullah Yalçın da enstitüde başkan yardımcısı olarak görev yapıyordu. Ancak hem Göktaş hem de Yalçın soruşturma sürecinde kurumdan istifa etti. Kurum kaynakları her iki ismin de kendi isteği ile istifa ettiğini ve yolsuzluk iddiaları ile ilgilerinin olmadığını öne sürdü.
Aile Bakanı Göktaş da kadın milletvekilleri ile olan WhatsApp grubuna “Eşim YEE’de başkan yardımcısı olarak Ekim 2023’de göreve başladı. Bahse konu olay eşimin göreve gelmesinden önce gelişen dönemi kapsıyor. Eşim teklif edilen farklı bir görev nedeniyle kurumdan ayrıldı” paylaşımını yaptı. Göktaş’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da bilgilendirdiği kaydedildi.
Her iki ismin soruşturmaya şu aşamada dahil edilmedikleri öğrenildi.
Yunus Emre Enstitüsü (YEE), kurumdaki mali konulara yönelik teftiş ve suç duyurusuna ilişkin açıklama yaparak, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın talimatıyla bir inceleme süreci başlatıldığını belirtti.
Vakıf Mütevelli Heyeti tarafından Haziran 2024’te başta eski Enstitü Başkanı Şeref Ateş olmak üzere ilgili vakıf personelinin görevden alındığı, ardından Temmuz 2024 itibarıyla teftiş sürecinin başlatıldığı anımsatılan açıklamada şunlar kaydedildi:
Teftiş aşamalarının ardından sürecin şeffaf ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesine katkı sağlamak amacıyla başkan yardımcıları kendi talepleri doğrultusunda görevlerinden ayrılmıştır. Yürütülen teftiş sonucunda elde edilen bulgular doğrultusunda, 23 Aralık 2024’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.
Kamu kaynakları ile finanse edilen Yunus Emre Vakfı’na bağlı Yunus Emre Enstitüsü’nün görevden alınan başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş’in geçen haziran ayında neden görevden alındığına ilişkin ayrıntılı bir açıklama yapılmamıştı. Ancak kurumun sahte faturalar ile dolandırıldığı iddiaları konuşuluyordu.
Faaliyetlerine 2009 yılında başlayan Yunus Emre Enstitüsü, 66 ülkede 92 ofisle hizmet veriyor. Türkçe öğrenmek isteyenlere kurslar düzenleyen Enstitü, Türkiye’nin tarihini, dilini, kültürünü de bu ülkelerde tanıtıyor. Türkiye ve Türkçe dili üzerine yapılan çalışmaları da destekleyen Enstitü, çok sayıda konser, etkinlik, yapım ve yardımı da organize ediyor.