Bugün 1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü. İşçiler, emekçiler tüm Dünya’da olduğu gibi meydanlarda olacak, demokrasi, adalet, barış, kardeşlik, özgürlük, insanca yaşam taleplerini dile getirecek.
1 Mayıslarda yıllardır aynı talepler dile getiriliyor. Sonrasında emek cephesi ağırlıklı olarak görevi yerine getirmiş olmanın rahatlığı ile rutin yaşama dönüyor. Ülkeyi yönetenler cılız, lokal direnişleri, zor ve şiddetle bastırıyor. 19 Marttan bu yana her kesimden insan kitlesel olarak ülkenin her yanında demokrasi, adalet, özgürlük için alanlarda. İktidarın buna yanıtı, baskı, şiddet, gözaltı, tutuklamalar. Ekrem İMAMOĞLU’nun gözaltına alınması ve tutuklanması sonrası başlayan gösterilerde CHP’nin öne çıkan talebi, İMAMOĞLU ve çalışma arkadaşlarının serbest bırakılması olsa da yüz binlerin talebi bununla sınırlı değil. Yıllar sonra da olsa üniversite gençliği, liseliler demokrasi taleplerini dile getiriyor.
Bir yandan barış görüşmeleri sürdürülürken, diğer yandan yerel seçimlerde “Türkiye İttifakı”, “Kent Uzlaşısı” yaptıkları gerekçesi ile Belediye Başkanları, yöneticileri, meclis üyeleri tutuklanıyor.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun anti demokratik içeriği nedeni ile sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi süreçleri uzuyor. Sendikaya üye olan işçiler işten atılıyor. Direnişe çağıran sendika başkanları tutuklanıyor, cezaevinden bırakılırsa ev hapsine atılıyor. Kayıtlı olarak işçi statüsünde çalışanların %14,97’si, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu kapsamındaki kamu çalışanlarının %75,18’i sendika üyesi. Sendikalı kamu çalışanlarının %47’si MEMUR-SEN Konfederasyonuna bağlı sendikalara üye. Kamuda örgütlü işçi sendikalarında HAK-İŞ Konfederasyonuna bağlı sendikaların üye sayısı hızla artmakta. Adlarına toplu iş sözleşmesi imzalan işçi sayısı, toplam işçi sayısının %7,8 ‘i oranında, özel sektörde adına toplu iş sözleşmesi imzalanan işçi sayısı toplam işçi sayısının %5,8’i oranında.
Kamu çalışanları ve emekliler adına toplu iş sözleşmesine taraf olan MEMUR-SEN tarafından imzalanan toplu iş sözleşmeleri kamu çalışanları ve emeklilerin her geçen gün daha da yoksullaşması sonucunu doğurmakta, ILO Sendika Özgürlüğü Komitesi kararlarının aksine emekli sendikaları kapatılıyor, emekli örgütleri toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde doğrudan yer almıyor.
22 Milyon sigortalı çalışan da, 16 milyon emekli de, bakmakla yükümlü oldukları yakınları da yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşamını sürdürüyor.
2024 yılında çoğunun kazanımla sonuçlandığı, gıda, maden, metal, tekstil, petrol kimya sektörlerinde direnişler yaşandı. Cumhurbaşkanı tarafından yasaklanmış olmasına rağmen Metal işkolunda grev sürdürüldü, kazanımla sonuçlandı. Soma kömür madeni işçilerinin farklı biçimlerde sürdürdükleri direnişleri oldu. Polonez işçileri yılmadan uzun süreli direnişler yaptı. Özel sektör öğretmenleri 2024 yılını direnişlerle geçirdi. Gaziantep’te, Şanlıurfa’da tekstil fabrikalarındaki direnişler, Valilikler, kolluk kuvvetlerinin zor kullanması, sendikal hakların yok sayılması ile şimdilik buzdolabında. Diğer sendikaların, meslek örgütlerinin, siyasi partilerin, demokratik kitle örgütlerinin dayanışma gösterdiği grev ve direnişlerin kamuoyunda daha çok gündem olduğu, başarı ile sonuçlandığına tanık olduk.
Yıllardır emekçiler aleyhine sürdürülen sermayeden yana ekonomi politikaları, “Mehmet Şimşek Programı” ile emekçiler aleyhine olan durumu daha da kötüleştirecek. Yıllardır IMF programı uygulamıyoruz dense de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK geçen hafta IMF Başkanı ile görüştü.
Yaşlılık nedeni ile emekli olanlardan, 70’yaşın üzerinde olanlar bile yaşamlarını sürdürebilmek için yeniden çalışmak zorunda kalıyor. Çocuk işçi sayısı hızla artıyor, MESEM adı altında çocuk işçiliği meşrulaştırılmaya çalışılıyor, emekliler 70’li yaşlarda, çocuklar oyun çağında iş cinayetlerinde yaşamlarını yitiriyor.
Bugün, işçiler, emekçiler, kamu çalışanları, emekliler, çeşitli mesleklerden insanlar, öğrenciler, kadınlar, farklı cinsel yönelimlerdeki insanlar, her dilden, dinden, mezhepten etnik kökenden geniş halk kesimleri; Barış, demokrasi, eşit koşullarda kardeşçe yaşam, Adalet, Örgütlenme – sendikalaşma, toplu sözleşme grev hakkının önündeki engellerin kaldırılması, Toplu gösteri ve yürüyüş hakkı, İnsanca yaşanabilecek ücret, Çocuk işçiliğin yasaklanması, İş cinayetlerinin son bulması, Demokratik özerk üniversite, Demokratik, laik, ana dilde eğitim, Tüm tutukluların, Hukuki olmayan gerekçelerle hüküm giymiş olanların serbest bırakılması, Kayyım politikalarına son verilmesi, özelleştirmeye son verilmesi, özelleştirilmiş olan kamu kuruluşlarının yeniden kamulaştırılması, Bilimin, tekniğin egemen olduğu bir ülke, Kentlerin yağmalanmadığı bir ülke, Bağımsız Demokratik Türkiye talepleri ve diğer özgün talepleri ile alanlarda olacaklar. Beklentim, dileğim, tüm talepler gerçekleşinceye kadar alanlarda mücadelenin sürdürülmesi.
YAŞASIN 1 MAYIS İŞÇİLERİN BİRLİK, MÜCADELE DAYANIŞMA GÜNÜ
BİJİ YEKÊ GULANÊ
YİREPSEYU NAKIĞAM Yİ 1 MAHUER
ИРЕПСЭУ НАКЪЫГЪЭМ И 1-Р!
