Suriye’de 10 Mart 2025’te Şam’da imzalanan ve ülke için kapsamlı bir siyasi çözüm çerçevesi ortaya koyan anlaşmanın uygulanma takvimi olan yıl sonuna yaklaşırken, sahadaki gelişmeler ve taraf açıklamaları sürecin beklenenden yavaş ilerlediğini gösteriyor.
SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile Geçici Suriye Hükümeti Başkanı Ahmed el-Şaraa tarafından imzalanan sekiz maddelik belge; siyasi katılım, Kürtlerin anayasal hakları, ateşkes, kurumsal entegrasyon, yerinden edilenlerin dönüşü ve toplumsal barış gibi temel maddeler içeriyordu. Anlaşmada, yürütme komitelerinin “yıl bitmeden uygulanmaya geçmesi” hedefi karara bağlanmıştı.
Ancak sahadan alınan bilgiler ve tarafların son haftalardaki beyanları, uygulamada sınırlı ilerleme olduğuna işaret ediyor.

ABD ve üçlü temaslarda 10 Mart vurgusu
Anlaşma, hem 10 Ekim’de ABD Başkanı Donald Trump ile Geçici Hükümet arasındaki görüşmede hem de ABD-Türkiye-Suriye Geçici Hükümeti dışişleri bakanları toplantısında gündemin merkezindeydi. Washington, anlaşmaya uyumun “Suriye’nin istikrarı için temel” olduğunu yineledi.
Geçici Hükümet entegrasyon maddesine odaklı, diğer maddelerde ilerleme yok
Buna karşın, yerel kaynaklar Geçici Hükümet’in özellikle siyasi ve toplumsal maddeler konusunda somut adımlar atmadığını, uygulamanın büyük ölçüde SDG’nin entegrasyonu başlığına odaklandığını aktarıyor.
Tarafların doğruladığı mevcut tabloya göre, aşağıdaki maddelerde belirgin bir uygulama adımı henüz kamuoyuna yansımış değil:
•Ateşkes: Kuzeydoğu Suriye’de, Şêx Meqsûd ve Eşrefiyê mahalleleri dahil olmak üzere çeşitli bölgelerde Geçici Hükümet güçleri veya kendisine bağlı gruplarca baskıların sürdüğü bildiriliyor.
•Yerinden edilenlerin dönüşü: Afrin, Serekaniye ve Gire Spi’de yerinden edilen ve şuan kamplarda kalan binlerce kişi hâlâ güvenli geri dönüş için adım bekliyor.
•Nefret söyleminin terk edilmesi: Resmî medya organlarının söyleminde anlaşmanın bu hükmüyle uyumsuzluk olduğu belirtiliyor.
•Toplumsal ve siyasi katılım maddeleri: Kürt toplumunun anayasal haklarının güvenceye alınması veya liyakate dayalı siyasi katılım mekanizmalarının işletilmesine dair pratik adım bulunmuyor.

Kamplarda Serekaniye halkı, Rûdaw
Son on gün içinde Rakka, Deyrezzor ve Tabka’da yaşanan 16’dan fazla saldırının, bazı bölgelerde Geçici Hükümet güçleri ve IŞİD hücrelerinin eş zamanlı hareket ettiği bir tabloya işaret ettiği de belirtiliyor. SDG ise saldırılara karşı “istikrarı koruma” mesajı verdi.
Özerk Yönetim: Anlaşmanın bütünü uygulanmalı
Özerk Yönetim ise temsilcileri ve komiteleri aracılığıyla 10 Mart Anlaşması’nın “tüm maddeleriyle” hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulamayı sürdürüyor. Yetkililer, tam uygulamanın “Suriye’nin birliği ve kalıcı istikrarı için kritik” olduğunu belirtiyor.
Yıl sonuna doğru kritik dönemeç
Yılbaşına haftalar kala tarafların uygulama komiteleri konusunda bir yol haritası açıklaması ve siyasi-sosyal maddelerde ilerleme sağlaması bekleniyor. Taraflardan gelen son bilgiler, sürecin tamamen tıkanmadığını ancak şu aşamada “kısmi ve sınırlı ilerleme” dışında kayda değer bir uygulama görülmediğini ortaya koyuyor.
Mazlum Abdi: Güven sorunu var

19 Kasım’da Orta Doğu Barış ve Güvenlik Forumunda (MEPS2025) konuşan SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi sürecin yavaşlamasının nedenlerini şöyle sıraladı:
“Şimdi inkar etmiyoruz çok sorun var, birçok engel var, sürecin yavaş ilerlemesinin de bazı sebepleri var ve bunları sayabilirim. Öncelikle her iki tarafta karşılıklı güven sorunu var. Afrin, Serekaniye ve Gire Spi’de yerinden edilenler hala evine dönemedi. Halep’teki Kürt mahalleleri ablukaya alındı. Suriye’de birçok ilerleme oldu ama bizim bölgelerimizde olmadı. Ama biliyoruz ki güçlü bir siyasi irade olursa, 10 Mart anlaşması uygulanabilir. Bizim tarafımızda bölgedeki tüm Kürt güçleri adına söyleyebilirim ki biz siyasi iradeye sahibiz. Suriye hükümetinden ve komşu ülkelerden de aynı iradeyi göstererek olumlu rol oynamalarını bekliyoruz ki başaralım. Yıl sonuna kadar diyalog treninin hedefine doğru hızla yol kat etmesini umuyoruz… Şam’daki son görüşmelerimizde özellikle askeri konularda nasıl entegre olabileceğimize dair ana hatlarıyla anlaşmalara varıldı. Detaylar görüşülüyor… Bazı idari ve anayasal konularda henüz ortaklaşılmadı. Ama diyalog var.”
İlham Ahmed: En büyük engel, diyalogun devamını geciktiren zihniyettir

Kuzey ve Doğu Suriye Dış İlişkiler Eş Başkanı İlham Ahmed, sürecin yavaşladığı yönündeki iddialara MEPS 2025’te yaptığı konuşmada şu sözlerle yanıt verdi:
“Şimdi yeni yönetimle bir diyalog süreci devam ediyor. Ama bu süreç bir tarafın diğerini suçlamasıyla başarıya ulaşmaz. Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminden kaynaklı sürecin yavaşladığı iddiaları gerçek değil. Görüyoruz ki geçici hükümet nerede kimle görüşürse görüşsün ‘özerk yönetim anlaşmaya uymuyor, diyalogun ilerlemesini istemiyor’ diyor. Halbuki tam tersi bir durum söz konusu. En büyük engel ortak bir kamuoyunun oluşmasını, diyalogun devam etmesine neden olup vakit kaybettiren zihniyettir.”
Ahmed’in açıklaması, taraflar arasındaki “süreç neden ilerlemiyor?” tartışmalarında dikkat çeken bir yanıt olarak değerlendiriliyor.
Şeybani: Aceleye getirilmeyecek kadar hassas bir mesele

14 Kasım’da Londra’daki Chatham House programında konuşan Suriye Geçici Hükümeti Dışişleri Bakanı Hasan Esad Şeybani, 10 Mart Anlaşması’nın uygulanması için SDG ile son 45 günde beş ayrı toplantı yürüttüklerini söyledi. Şeybani, bu temasların anlaşmanın uygulanma mekanizmasını netleştirdiğini belirtirken, sürecin yavaş ilerlediği eleştirilerine karşı, görüşmelerin “düzenli ve yapıcı biçimde sürdüğünü” iddia etti. Buna karşın, Kuzey ve Doğu Suriye’nin yeniden entegrasyonunun “aceleye getirilemeyecek kadar hassas” olduğunu ifade ederek, “Bu süreç hem kapsamlı bir diyalog hem de tüm tarafların karşılıklı anlayışıyla ilerlemeli” dedi.



